Tacikistan'ın 'Sakallarla Savaşı'
The Economist'te yayınlanan makalede, Tacikistan'da dinin devlet tarafından nasıl kontrol altına alındığı ve yeni yasanın ne gibi kısıtlamalar öngördüğü anlatılıyor.
15 Yıl Önce Güncellendi
2011-07-02 14:26:08
Feyza Gümüşlüoğlu / TİMETURK
Eğer ülkenizin, eski Sovyetler Birliği'nin uzak ve fakir bir 'sınır karakolunda' camiler dolup taşıyor, erkekler sakal büyütüp kadınlar başörtüsüne bürünüyorsa, seküler bir otoriter lider olarak halkınızın uzun Afganistan sınırının ötesinden radikal fikirler devşirme korkusuyla nasıl baş etmelisiniz? Muhtemelen Başkan Emomali Rahman'ın tüm inananları yer altına iterek yaptığı gibi değil...
Geçen yıl Rahman hükümeti, kayıt altında olmayan camilerin tek tek kapatılmasını öngören kampanyaya hız verdi. Bunu yaparken, yeni camilerin kayıt altına alınmasını imkansız hale getirdi. Cami vaazları hükümet yetkilileri tarafından yazılmasına rağmen üstelik...Rahman ardından yurt dışındaki binlerce ilahiyat öğrencisinin ülkelerine geri dönmelerini emretti, ancak onlara, döndüklerinde sahip olacakları yeni bir alternatif sunmadı. Ve bu bahar polis, sakallı erkekleri sokaklarda taciz etmeye başladı. Profesyonel bir futbolcu, derhal sakallarını kesmediği takdirde takımdan atılacağı söylenerek tehdid edildi.
Şimdi ise çocukların ve gençlerin namaza gitmeleri yasaklandı. 'Aile sorumluluğu' üzerine oldukça uysal bir parlamentodan haziran ortasında geçen yeni yasa da Rahman'ın imzasını bekliyor. Yasayı eleştirenler bu yasanın 70 yıllık Sovyet yönetimi dönemindeki dini yasaklardan bile daha kısıtlayıcı olduğunu söylüyor. Ilımlı bir din adamı, söz konusu kanunun 'Allah'ın iradesine karşı olduğu' yönünde uyarıda bulunuyor.
Sekülerler ise 'radikal islamın yayılmasını durdurmak' için bu yasanın gerekli olduğunu savunuyor. Bu konudaki endişeleri, geçen yıl ağustos ayında tutuklu 25 radikalin başkent Duşanbe'deki yüksek güvenlikli bir hapishaneden kaçmasıyla iyice arttı. Kaçıştan bir ay sonra bir pusuda 28 Tacik askeri öldürüldü. Doğu'daki vadilerde ise şiddet, seyrek de olsa halen devam ediyor..
Silahlı kişilerin 1400 km'lik Afgan sınırını geçtiklerini iddia eden hükümet, muhalifleri de 'radikallik' suçlaması ile sık sık hapse atıyor. Bu ay bir BBC yerel muhabiri, yasaklı bir İslami organizasyon olan Hizbuttahir üyesi olmakla suçlanarak göz altına alındı. BBC ise, muhabirleri Urunboy Usmanov'a yöneltilen bu iddianın asılsız olup, muhalefeti susturmaya yönelik olduğunu açıkladı.
Başkent Duşanbe'deki diplomatlarsa bu katı kampanyanın ters tepeceğini öngörüyor. Brüksel merkezli bir düşünce kuruluşu olan Uluslararası Kriz Grubu, 'bundan daha yoğun bir kızgınlığa yol açacak hükümet tedbirleri hayal edilemezdi' diyor. İslami Rönesans Partisi lideri Muhiddin Kabiri, İslama ve partisindeki arkadaşlarına yönelik baskının (60 yaşındaki basın sekreteri geçen şubat feci şekilde dövülmüştü) ülkede 'devrim atmosferi' yarattığını söylüyor.
Muhiddin Kabiri, çocukların ve gençlerin camiye gitmesini yasaklayan yasada bazı esneklikler yapılmasını talep etti. Örneğin yasağın 'yalnızca okul saatlerinde namaz kılınamayacağı' şeklinde daraltılması gibi.. Ancak Kabiri'nin talepleri göz ardı edildi.
Ailelerinse imzası beklenen bu yeni kanunun hükümlerini göz ardı etmesi çok zor. Kanunda çocuklara 'milli değerlere uygun bir isim konulması' öngörülüyor. Aileler bu kanunla 'müslüman ismi olduğu belli olan' adların da yasaklanacağından endişeli. Kanun söz konusu 'milli değerler'i kimin tanımlayacağını belirtmiyor, fakat 'nihai hakem'in kim olacağını tahmin etmek güç değil...
İlgili haber için tıklayın
Tacikistan camiye gitmeyi yasakladı
SON VİDEO HABER
Haber Ara