RÖPORTAJ : M. FATİH GEDİMAN / TIMETURK
Gündemin önemli maddelerinden biri de Kurban… O gün yaklaştıkça daha bir bayram havasına bürünen Türkiye’de, Müslüman vatandaşlar kardeşlik duygularının tavan yapacağı KURBAN'ın hazırlıklarını sürdürüyor… Fakat Müslümanlar Kurban hazırlığı yaparken, birileri de sabote hazırlığında mı? Yıllardır hiç konuşulmazken bir anda öne sürülen “Hayvan stokları” sıkıntısı da neyin nesi? Hayvanlar azalıyor diye kurban kesmemezlik yapabilir miyiz? Bir İslam alimi, bir müftü yahut dini ilimlerle meşgul olan herhangi bir isim Müslümanlara hayvan stoklarını gerekçe göstererek “KURBAN KESMEYİN” diyebilir mi? Medya bu işin neresinde?
Yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde gündeme oturan ve ana haber bültenlerinden düşmeyen stok sıkıntısını İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Ömer Aydın ile görüştük. Fakülte binasındaki odasında bizleri ağırlayan Prof. Aydın, konu ile ilgili sorularımızı yanıtladı.
Muhammet Fatih Gediman: Kurban genel itibarıyla nedir hocam? Öncelikle bu anlamda internet kullanımının da yaygınlaşması ile oluşan büyük bilgi karmaşasını biraz giderelim dilerseniz.
Prof. Dr. Ömer Aydın: Kurban, bir ibadettir. Baştan bunu belirtelim. Hem de Allah’ın en hoşnut olduğu ibadetlerden birisi… Mü’minler üzerine farz bir ibadet değildir. Mü’minlere emir cümlesi ile yükümlülük getirecek bir şekilde farz kılınmamıştır. O bakımdan ben özellikle günümüzde de tarihte de Kurban ibadetinin Kur’an çerçevesinde ne manaya geldiğinin anlaşılmadığı kanaatindeyim. İbrahim (a.s) ve Peygamberimiz kurban kesimi uygulaması yapmıştır. Kur’an’da Kurban ile ilgili ayetlerin tamamını değerlendirdiğimizde Kurban ibadetinin çok önemli bir ibadet olduğunu, Allah’ın çokça razı olduğu, çok hoşnut olduğunu görürüz. Ama bu farz demek değildir. Yani bu ibadet yapıldığında yüce Rabbimiz bundan çok razı olmakta ve çok hoşnut olmaktadır.
MFG : Allah’a yaklaşmak anlamı itibarıyla değil mi?
Ö.A : Evet. Allah’a bizi yakınlaştıran ibadetlerin tümü kurbandır. Hayvan boğazlayarak yaptığımız şekli ise kurban (yaklaşma) çeşitlerinden bir tanesidir. Kurban yaklaşmak demektir. Biz biraz da bunu Kurban Bayramındaki eylemlerimizle özdeşleştirmişiz.
Fakat zaten etini tükettiğimiz bu hayvanları Allah adına boğazlayarak yaptığımız bu ibadetten, bu yakınlaşmadan, Allah’ın çokça razı olduğunu görüyoruz. Yani yapılması durumunda çok büyük sevabı olan bir ibadettir.
ABES TEKLİFLER!
MFG : Peki hocam, bu ibadeti bu sene “yapmayın” diyenler ve “gerekirse yapmayın” diyebileceklerini belirtenler oldu. Gerekçe olarak ise hayvan stokunun azalmış olmasını gösterdiler. Bu konu hakkında neler söyleyeceksiniz?
Ö.A :Bugün müftülerin, Diyanet yetkililerinin yaptığı açıklamalarda “Efendim hayvan stokumuz az Kurban kesmeyin” “Mezhebimizde vaciptir ama bu konuda diğer mezhebi taklit edebiliriz” gibi çok kafa karıştırıcı cümleler kullanılıyor. Halbuki burada unutulan bir şey var. İnsanlar mezheplere karşı sorumlu değiller. Allah’a karşı sorumlular. Mezhepler onlara bu konuda yardımcı olabilir. O mezhepten bu mezhebe geçmeyi teklif edeceğine bir müftü veya Diyanet yetkilisi, Kur’an-ı Kerim’e bakar, Allah’ın emri nedir? Veya emir var mı? Bu ibadetin Allah indindeki yeri nedir? diye araştırır, vatandaşlarını bilgilendirir. Onun dışında “hayvan azlığı var kesmeyin” demek çok abes bir teklif olur.
RIZKI VEREN ALLAH’TIR
Burada işin en tehlikeli noktası şu; Bir kere Allah’a inanan bir mü’min eğer Allah’a ibadet için Kurban kesiyorsa hayvanların azalacağından, tükeneceğinden endişe etmemelidir. Çünkü o rızkı veren Allah. Biz ona karşı ibadetlerimizi yapalım, yerine getirelim. Biz ona bir verirsek o çok ganîdir… O bize bin verir. Sınırsız verir. Buna bu şekilde inanmak gerekir. Bu bir imanın gereğidir. O zaman biz Allah’ın bize vermiş olduğu nimetlerde kısıtlamaya gitmiş oluruz.
Buna idari karar verilebilir. O ayrı bir şey. Yani yöneticiler karar verebilirler. Ama din alimleri bu konuda “hayvan az kurban kesmeyelim” diye fetva veremezler. Hatta onlar teşvik etmeliler. Çünkü Allah’ın Rezzak ismi ve sıfatı var. Rızkı Allah-ü Teala kendi üzerine alıyor.
Zaten gerçek mü’min et yemeden de durabilir. Burada mesele et yemek, et tüketmek değil. Ama bu işin hayvancılıkla ilgili başka boyutları var. Hayvancılıkla uğraşan toplum tembellik etmişse, önlemini almamışsa; siz burada mü’minlere “hayvan kesmeyin” diyemezsiniz. Dünyadaki her şeyi ithal ediyorsunuz. Bilgisayarından tutun da her türlü ihtiyaca kadar neler neler ithal ediliyor. Buradan bakacak olursanız dünyada birçok yerde hayvan yetiştiriliyor. Oralardan ithal edilip yine kurban kesilebilir.
BU İŞLERİ BUNLAR DEĞİL ALLAH İDARE EDİYOR
Kurbanı illa burada kesmek de gerekmiyor. Bir sürü vakıf var. Bu vakıflar kanalı ile fakir ülkelerde kesebilirler. Ki orada hayvan bolluğu da var. Oralara gönderip yine Kurban kesilebilir. Yeter ki insanlara bu konuda kendi bir takım düşüncelerinizden, ya da çeşitli olaylardan hareketle yönlendirmelerde bulunmayın. Biz Allah’ın dininde sadece Kurban ibadetinin nereye oturduğunu araştırır, Allah’ın kelamında yeri neresidir? Hangi mesajları veriyor? Bunları insanlara açıklayalım. Bizim görevimiz bu.
Bu konuda her şeyi Allah’ın kontrol ettiğini, bütün olayları, bütün işleri en büyüğünden en küçüğüne kadar Allah’ın idare ettiğini bilmemiz ve unutmamamız lazım. Bakın bundan yıllar önce iklim değişikliği ve global ısınmadan hareketle, Türkiye’ye bir daha yağmur yağmayacağı, barajların kuruyacağı gibi bir sürü iddialarda bulundular. Biz o dönemde Allah’ın Rezzak olduğunu, bu işleri Allah’ın idare ettiğini, bunların idare etmediğini, bütün bunların insani kul ölçüsündeki değerlendirmeler olduğunu söyledik. Bakın bugün İstanbul’a her gün yağmur düşüyor. Barajlar dolu…
İnsanoğlu Allah’ın emir ve taleplerini onun rızasının olduğu şeyleri, kendi ölçüsüyle değerlendiremez. Yani kendi kısıtlı kul ölçüsüyle yaratık ölçüsüyle değerlendiremez. O bakımdan bu işleri konuşurken çok ciddi olunmalı. Bir kere Allah’ın kelamı merkeze alınmalı. Dünyevi bütün gaye ve hedeflerden sıyrılmak gerekiyor. Yani fetva veren insanların samimi olması lazım.
ALLAH’TAN BEKLEMEYİ UNUTTURUYORLAR
MFG : Bu tür yaklaşımlarda bulunanlar için Allah’tan istemeyi ve beklemeyi unutturuyorlar diyebilir miyiz hocam?
Ö.A : Tabiî ki aynen bunu ifade ediyoruz. Yani burada aslında bizim ilah algımızdaki eksiklik de ortaya çıkıyor.
Medyada da tabi Kurban yine gündemde. Yıllardır “hayvan katliamı” “cinayet” gibi başlıklar görülüyordu. Şimdi de bu “hayvan kesmeyin” açıklamalarına sürekli ana haber bültenlerinde uzun uzun yer verildiğine şahit oluyoruz. Medyada bu anlamda bir art niyet var diyebilir miyiz?
Ö.A : Bizde medya bu konuda samimi değil. Bir kere medyanın bu konuda olaya dini endişe ile yaklaşmadığını görüyoruz zaten. Çünkü dini endişe ile yaklaşan insan bu toplumun inanç, adet, gelenek ve göreneklerini öncelikle düşünür. Ona göre inceleme ve değerlendirmesini, programlarını yapar. Bunun haricinde bu kurban meselesi ile ilgili “hayvan sevgisi”, “hayvan katliamı”, “bunlar canlı niçin bu kadar katlediliyor.” diyenlere o zaman biz Müslüman olarak şunu söyleyebiliriz. Bu hayvanı da beni de yaratan Allah. O hayvanı bizim emrimize sunmuş. Ta ilk insandan bugüne kadar insanlar hayvanlardan bu şekilde istifade ederler. Sizler de ediyorsunuz!
Ve ayrıca şunu da belirtelim o kesilen hayvanların acı falan çektiği yok. Eğer o hayvanlar acı çekiyor olsa Rabbimiz bize müsaade etmezdi. Bu eylem gerek ticaretini yapanlar için gerek ibadetini yapanlar için bu kesim şekli ile, bilinen tarihlerden itibaren boğazlanarak, kanı akıtılarak uygulanmıştır. Allah Müslümanlara nelerin haram olduğunu Kur’an’da açıklamıştır. Hele de bu kurban kesimi Allah rızası için yapıldığında sorgulamak kullara düşmez. Allah açıklıyor. “Bunun eti ve kanı Allah’a ulaşmaz. Sizin oradaki umduğunuz sevap niyetiniz Allah’a ulaşır.” diye
KURBAN TEVHİDDİR
Tarihin pek çok dönemlerinde insanlar tanrıları için de Kurban kesmişler. İslam dini geldiğinde zaten kurban kesme vardı. İslamın getirdiği yenilik, Bunu putlara değil tek olan ilaha yönlendirmektir. Çünkü İslam bildiğiniz gibi tevhid dinidir. Ve Kurban ibadetinde de tevhidi sağlıyor dinimiz. Yani bütün insanlığın ibadetlerinde ve davranışlarında tevhidi sağlamayı amaçlıyor. O bakımdan kurban ibadetini hayvan katliamı diye değerlendirenler varsa, bir kere önce Allah inancını, dinle olan ilişkisini gözden geçirmesi gerekir. Bunu açıkça söyleyelim Kurbana katliam demek kitabı incelemesi ve kendi inancını gözden geçirmesi gereken bir insanoğlunun söylemidir.
MFG : Bir de bunu söyleyenlerin, bazı istisnalar dışında zaten et tüketen insanlar olması ilginç değil mi?
Ö.A : Burada İslam düşmanlığı var. Bir çok şey söylenebilir bu anlamda. Genelleyemeyiz o zaman birileri çıkıp biz tüketmiyoruz diyebilir. Ama bu yakıştırmaları yapanların arasında et tüketicilerinin de olması ilginçtir. Bu bir ibadettir örftür. Hayvanları sözde rahatlatmak için uyuşturanlar elektirik verenler var. Bunlar görülmüyor. Kurban’a gelince iş değişiyor.
ALLAH’IN EMRİNİ YARGILAMAK!
Allah her şeye bir denge bir adalet koymuş. Bu dengeyi insanoğlunun zorlamaması gerekir. Zaten burada yapılan şey dinde Allah’ın emrini mesajını anlamak değil, bir takım dini emirleri sorgulamak, hatta Allah’ın emirlerini yargılamak manasına geliyor. Onun için özellikle ilahiyatçıların, Diyanet camiasının bu konuda titiz ve dikkatli olması gerekiyor.
MFG : Şöyle bir şey var hocam. Oruç ve kurban için bazı parantez içinde söylüyorum (kılıflar) mı demeli bilmiyorum bazı açıklamalar bulunuyor. Bunlar iyi niyetli de olabiliyor. Örneğin “Kurban insanların içindeki kin duygusunu köreltir”. Oruç “İnsan sağlığına faydalıdır.” “Şöyle şöyle olumlu etkileri vardır” gibi … Yani bu tür telkinler sizce gerçekten sevaba yaklaştırıcı mı oluyor yoksa Müslümanların ibadetini Allah rızası için yapmak yerine fiziksel faydalar için yapma noktasına getirilme durumunu mu doğuruyor?
Ö.A : Çok güzel bir soru bu. Biz Müslümanlar olarak bütün ibadetleri sırf Allah emrettiği için yaparız. Veya yaptığımız ibadetten Allah razı olacaktır diye yaparız. İki şey için ibadet ediyoruz Birincisi kesin emir olduğu için, diğeri de (Kurban gibi) Allah’ın hoşnut olacağı gayesi ile… Bunların çıktığı yol ise tektir. Allah’ın rızası. Biz sağlığımızı düzene soksun diye oruç tutmayız. Kan görüp kin duygusunu köreltmek için Kurban kesmeyiz. Yalnız Allah söylediği için ve Yalnız Allah rızası için yaparız. Biz onun adına yaptığımız ibadetleri bu amaçla yaparız. Sağlığımızı, rızkımızı, insani düşüncelerimizi o bize zaten bahşeder.
MFG : Sayın hocam yardım kuruluşları aracılığı ile gönderilen kurbanlar için ne söylersiniz? Bunu da tartışmaya açanlar var. Yani “vekaletin kurban başında verilmesi gerekiyor. Dolayısıyla bu kurbanlar olmuyor” gibi… Dini olarak bu anlamda bir sıkıntı var mıdır? Bu şekilde yapılan eylem Kurban ibadeti olarak kabul görür mü yoksa bir sadaka olarak mı kalır?
Ö.A : Yardım kuruluşları için şöyle söyleyebiliriz. Tabi bu çalışmaları vatandaşlarımız tanıdıkları bildikleri kişiler vasıtasıyla güvendikleri kuruluşlarla yapmaları çok yerinde olur. Dünyada bizden yoksul, çok daha yardıma muhtaç insanlar var. Biz bunları yakinen biliyoruz. Eğer oralara ulaştığından emin olurlarsa aslında burada keseceklerine muhtaçların bizzat bulundukları yerde kestirmeleri çok daha yerinde olur. Bunu yapan birçok sivil toplum örgütü var. Bunların desteklenmesi gerektiği kanaatindeyim ben. Çünkü dünyada Allah’ın rızasını kazanmak için hem kendi çevremizden hem de uzak çevremizden de mes’ulüz. Dünyada bir Müslüman eğer açlıktan kıvranıyorsa biz burada sorumluyuz demektir. Dolayısıyla bu sorumluluğumuzu bir nebze olsun bu kurbanları vesile ederek giderebiliriz. Ki ben bazı kuruluşlardan aldığım bilgilere göre gerçekten bu çalışmalar çok faydalı oluyor. Oralarda belki senede bir defa et görebilecek insanları etle Kurban vesilesi ile tanıştırdıklarını biliyorum. Bir takım dedikodular da var. Bu işlerde dedikodular da olur. Tabi sonuçta biz yaptığımız işi ibadet amacı ile yapıyoruz. Ama birileri yanlış yapıyorsa onun hesabını Allah’a o verecektir. Burada tek nokta var: yanlış yapacağını bile bile bir yere teslim olmamak gerekiyor. Onun dışında bu kuruluşları ve Müslümanları desteklemek lazım.
Vekalet konusuna gelince. Bedenle yapılan bir ibadet olmadığı için bir sıkıntı olmaz. Vekalet yolu ile rahatlıkla yapılabilecek bir ibadet.
"52 HAFTA 99 RÖPORTAJ" KÖŞESİNDEN DİĞER RÖPORTAJLAR:
(Okumak için resimlere tıklayın)