Madalyalara birçok ad ve lakap verilmiştir. Peki şimdiye kadar hiç ‘Beyaz Eşek Madalyası'nı duydunuz mu?
Evet, doğru okudunuz “Beyaz Eşek Madalyası”.
Hikâye Şam'da geçer. 1898 yılında Alman İmparatoru II. Wilhelm, Osmanlı İmparatorluğunu ziyaret eder. İmparator, Kudüs'e doğru gittiği yolda Şam'ın (Şam-ı Şerif) mahallelerini gezerken eşi beyaz bir eşeği beğenir ve oranın valisinden, o eşeği kendisi için hazırlamasını ve hatıra olarak beraberinde götürmesine izin vermesini ister. Vali bunun üzerine eşeğin sahibi Ebu El-Hayr ağa ile irtibata geçerek eşeği imparatorun eşine vermesi gerektiğini söyler. El-Hayr'ın bunu reddetmesi üzerine vali eşeği satın almak istediğini söyler ancak eşek sahibi bunu reddederek şunu söyler: Valim, benden en güzel 6 atımı İmparatorun eşine hediye etmemi isteyin tereddüt bile etmem ancak beyaz eşeği istemeyin…
Vali, El-Hayr'ın davranışı karşısında şaşkına döner ve sorar: Neden reddediyorsun?
El-Hayr şöyle cevap verir: Valim, eğer eşeği kendi ülkelerine götürürlerse tüm dünya medyası bu konuyu ele alacak ve belki de Şam eşeği fıkra ve alay konusu olacak. Bunu gören insanlar Alman İmparatorunun Şam'da eşekten başka bir şey bulamadığını söyleyecek. Eşeği ne veririm ne de satarım.
Vali, El-Hayr'ın sözlerini İmparatora ve eşine iletmesi üzerine ortamda kahkaha kopar… Bu durumun hoşlarına gitmesiyle El-Hayr'a madalya vermeye karar verirler. Madalya verilme emrini veren İmparator bu madalyaya “Beyaz Eşek Madalyası” adını verdi.
***
Evet, hediye sembolikliğine rağmen senin değerindir. Bir de bu hediyenin vatan olduğunu düşünün. Bu yüzden vatan hakkında konuştuğun zaman, bir şeyi onun adına hediye ettiğin zaman uyanık olmalısın. Senin vatanın… Ve sen vatanınsın.
Nerede olursan ol vatan senin kalbinle birlikte yolculuğa çıkar. Ne olursa olsun onu görmek ister ve şunu söylemek istersin: Evet sen osun, sen vatansın.
Eğer sevgi dolu, aşık, samimi ve vefalı bir kişiysen o zaman senin de durumun Ebu El-Hayr gibidir. Senin üzerinden vatanının küçük düşürülmesini ve aşağılanmasını kabul etmezsin. Vatanına olan kıskançlık duygusu, tüm baskılardan ve cazibelerden büyük gelir.
Vatan odur ki; özgürlüğünün ve hayallerinin uzandığı beşik, onun uğruna şehit olup toprağının kucakladığı yerdir. Toprağa gömülen beden çürüyüp toprağa karışır ve gelecek nesiller için umut olur. Öyle umuttur ki; nesiller kuvveti ve izzeti ondan alıp toprağını son nefesine kadar savunur.
***
Şam'ın eşekleri de hiç eksilmez. Şam bereket yurdudur. İnsanı; hayır ve doğruluk üzerindedir. Toprağı, salih evliyalarla doludur. Mübarek bir topraktır. Bitkisi güzeldir, meyvesi tatlıdır, kokusu şahanedir. Bu topraklarda eşeklerden daha güzel, daha iyi ve değerli birçok şey vardır. Orada eşek gördüğünüzde bu Şam'ın ayıbı değil, zamanın ayıbıdır. Şam'da aradan geçen zamanda yine eşekler tercih edildi ve onlarca yıl önceden Şam toprakları için komplo planları yapıldı. Bu komploların tek bir amacı vardı o da; tüm dünyanın, “Şam'da eşeklerden başka bir şey yok” demesini sağlamaktı. Eşeklerin ülkeleri yönettiği bu şaşkınlıklarla dolu zamanda bu duruma şaşırmamak gerek.
Eşekler ki, onlardan daha iyidir…