Dolar

32,3849

Euro

35,0576

Altın

2.326,64

Bist

9.097,26

'Savaşın izleri ancak empati ve sevgiyle silinir'

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sosyal Hizmetler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Neslihan Arıcı Özcan: - 'En ağır travmalar, savaş travmalarıdır. Savaşın izleri ancak empati ve sevgiyle silinir. Özellikle çocuk ve ergenlerde travmaların etkileri daha derin olabiliyor. Onlarla doğal ve sevgi dolu bir iletişim kurmalıyız. Savaşta tüm umutları yok edilen mültecilerin yeni hayaller kurabilmeleri için onlara

6 Yıl Önce Güncellendi

2019-02-24 16:23:46

'Savaşın izleri ancak empati ve sevgiyle silinir'
Mülteci travmaları üzerine uzun yıllardır klinik araştırmalar yapan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sosyal Hizmetler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Neslihan Arıcı Özcan, en ağır travmaların savaş travmaları olduğunu belirterek, "Savaşın izleri ancak empati ve sevgiyle silinir. Özellikle çocuk ve ergenlerde travmaların etkileri daha derin olabiliyor. Onlarla doğal ve sevgi dolu bir iletişim kurmalıyız. Savaşta tüm umutları yok edilen mültecilerin yeni hayaller kurabilmeleri için onlara destek vermeliyiz." dedi.

İyilikhane Çocuk Derneğince İstanbul Medeniyet Üniversitesi'nde düzenlenen 2 günlük "Mülteci Çocukları Anlama Gönüllü Eğitimi" programında, mülteci çocukların yaşadığı problemlerin tespiti ve çözüm önerileri ele alındı.

Programda konuşan Dr. Özcan, 10 yıla yakın bir süredir ergen psikolojisi ve travma alanında klinik ve alan araştırmaları yaptığını, en ağır vakaların savaş travması yaşayan mültecilerde olduğunu söyledi.

Türkiye'de yaşayan mülteci ve sığınmacıların çoğunun psikolojik olarak daha hassas olan 18 yaş altındaki çocuk ve ergenlerden oluştuğunun altını çizen Özcan, şunları kaydetti:

"Dünya üzerindeki en ağır travma savaş travmasıdır. Savaş hem insan eliyle oluştuğu hem de tüm toplumu etkilediği için ciddi bireysel ve sosyal etkileri var. Savaş yaşamış insanlar, hem kendilerini hem diğer insanları daha çok etkilerler. Özellikle travma yaşayan çocuklarda uyku bozuklukları ve agresyon durumlarına daha çok rastlanıyor. Kendilerini daha yalnız ve boşlukta hissedebiliyorlar. Ama iyi bir iletişim, ilgi, sevgi ve doğal davranışlarla onların hayata tutunmaları sağlanabilir. "

Özcan, savaş ve terör mağdurlarının en çok yaşadığı sorunlardan birinin güven kırılması olduğunun altını çizerek, bu durumun aile üyelerini ölürken görme ve şiddet olayları yaşama gibi tecrübelerden kaynaklandığını dile getirdi.

Mülteci çocukların yaşadıkları olaylardan dolayı beklenmedik davranışlar sergileyebileceğini kaydeden Özcan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Çocuklarda bir anda kaçma ve ayrılma gibi durumlarla karşılaşabilirsiniz. Hatta oyun oynarken, en güzel anlarda kaçabilirler. Travmadan kaynaklanan sorunlar depresyonları da destekliyor ve mutlu olmaları da zorlaşabiliyor. Bir çocuk size 'kendimi boşlukta hissediyorum' diyorsa o çocuk depresyondadır. Buna ek olarak, akademik başarısı düşükse de benzer sonuçlar ortaya çıkabilir. Ciddi sorunlar yaşandığında uzmanlara götürülmeli. Ama şunu unutmamak gerekiyor, en ağır travmalar, savaş travmalarıdır. Savaşın izleri ancak empati ve sevgiyle silinir. Özellikle çocuk ve ergenlerde travmaların etkileri daha derin olabiliyor. Onlarla doğal ve sevgi dolu bir iletişim kurmalıyız. Savaşta tüm umutları yok edilen mültecilerin yeni hayaller kurabilmeleri için onlara destek vermeliyiz."

Özcan, mülteci çocukların yaşadıklarını unutabilmeleri için öncelikle kendilerini keşfetmeleri gerektiğini vurgulayarak, "Yeteneklerini ortaya çıkarmak için onları daha yakından tanımalıyız. Onlar da yeteneklerini fark ettikçe hayata daha iyi tutunacaklardır. Onların umutlarını beslemeli, bazen belki de sadece yanlarında olmalıyız." diye konuştu.

-"Her şey çok güzel giderken acı veren bir savaşın içinde kaldık"

Programda savaş sonrası tecrübelerini anlatan Suriyeli Shaza Swid, çocuk yaştayken yüzleşmek zorunda kaldığı savaşın tüm hayatını alt üst ettiğini söyledi.

Swid, savaşın patlak vermesinin ardından, mecburen Türkiye'ye geldiklerini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her şey çok güzel giderken acı veren bir savaşın içinde kaldık. Ortaokul öğrencisiyken bir anda savaş yüzünden eğitimimi, hayatımı, hayallerimi bırakıp Türkiye'ye geldim. Buraya geldiğimde hem dil hem de sosyal uyum sorunu yaşadım. Türkçe'yi öğrendikten sonra hayatım kolaylaştı ama hala ülkeme döneceğim günün özlemini yaşıyorum.

Burada eğitimlerimin bir kısmını Arapça almaya çalışıyorum. İstanbul Üniversitesi'nde eğitim alıyorum. Hem kendi ülkem hem Türkiye için faydalı şeyler yapmak istiyorum. Ayrıca yaşadığım zor olayları düşünerek, çocuklar için gönüllü eğitimler veriyorum. Onların hayata tutunmaları çok önemli."

Suriye'den Türkiye'ye gelenlerle ilgili birçok ön yargı ve yanlış bilgi olduğunu söyleyen Swid, bunların ikili ilişkileri zedelediğini ve kardeşlik bağlarını zayıflattığını kaydetti.

Swid, bu ön yargı ve yanlış bilgileri şöyle sıraladı:

"Suriyeli öğrencilerin üniversitelere sınavsız girdiği doğru değil. Bizler de tüm yabancı öğrenciler gibi YÖS ile üniversiteye giriş yapabiliyoruz. Hatta bizim için daha zor. Her üniversitenin ayrı sınavı var ve her biri için ayrı ücret ödememiz gerekiyor. Lisede ve üniversitede de kimseden burs almadım.

Vatandaşlığa kısa bir sürede geçtiğimiz de doğru değil. Ben 6 yıldır buradayım ve Türk vatandaşlığım yok. Sağlık alanında da hiçbir avantajımız yok. Geçici koruma kapsamında hangi kurallar varsa onlara tabiyiz.

Kira yardımı da almıyoruz. Babam dişçi ve herkese seve seve hizmet veriyor. Biz savaştan kaçarak geldiğimiz Türkiye'de çok faydalı işler yapmak istiyoruz. Bize kapılarını açanlara biz de en güzel şekilde karşılık vermek istiyoruz.

Ailemden de kimse seçimlerde oy kullanmadı ve bu konuda hiçbir bilgimiz yok. Hakkımızda söylenenlerin çoğu gerçekleri yansıtmıyor. Çok sevdiğim ülkemi terk etmek zorunda kaldım. Burada kaldığım süre boyunca ülkenize katkı sağlayacak her şeyi yapmak istiyorum. "

Gönüllüler, İyilikhane Çocuk Derneği tarafından düzenlenen kapsamlı eğitimlerin ardından, mülteci çocukların hayata daha iyi tutunmaları için gerçekleştirilecek birçok projede aktif rol oynayacak.



VİDEO HABER

Sahibinden 16 milyon TL'ye satılık ‘tarihi kilise’

Haber Ara