Rokanın büyük bir antioksidan kaynağı olduğu bilinmektedir ve büyük ölçüde bir kişinin ORAC (Oksijen kökü absorbans kapasitesi) değerini arttırabilir, bu antioksidan gücünün bir göstergesidir. Antioksidanların hücrelerin içindeki enzim reaksiyonlarının sağlık dengesini koruma işlevi vardır.
Rokanın bağışıklık sistemimize de iyi geldiği bilinmektedir. Antioksidanlar soğuk algınlığı gibi basit hastalıkların yanı sıra kanser, kalp hastalığı ve erken yaşlanma gibi karmaşık sıkıntılara karşı savunmayı güçlendirmektedir.
A vitamini, belirtilen antioksidanlardan biridir ve rokada fazlasıyla bulunmaktadır. Ayrıca kemik diş ve gözleri geliştirmektedir. Rokaya benzer tüm yapraklı sebzeler deri, akciğer ve çeşitli kanser türlerine karşı vücudu koruma altına almaktadır.
Beslenme düzeni içerisinde K vitaminin bolca bulunması ile rokanın önemli bir avantajı vardır. Bu antioksidan vücudunuza bir anti-inflamatuar destek olarak işlev göstermektedir. K vitamini kemik formuna ve gelişimine yardımcı olur.
Nöral yolların kademeli olarak bozulması, Alzheimer hastalığı gibi durumlarda bulunan olgular gibi bir kişinin beslenme düzeninde K vitamininde artış veya yavaşlama olabilir. K vitamini için çok iyi bir kaynak olarak roka tüketimi bu tür hastalıkların küçük ama değerli bir önleyici yöntem olarak gösterilmektedir.
Rokada bulunan minerallerin varlığı sağlıklı kemik için çok büyük bir destek olmaktadır.
C vitaminin vücudumuzu dış tehlikelere karşı koruyan en iyi savunmalar arasındadır. Antioksidan vitaminleri arasında gösterilen roka sadece cildi değil aynı zamanda organları da hastalıklara karşı korumaktadır. Özellikle salgın hastalıkların yaygın olduğu kış aylarında daha fazla roka yiyerek bağışıklık sisteminizi güçlendirebilirsiniz.
Vitamin ve mineraller ile roka vücudun bağışıklık sistem mekanizmasını güçlendirmektedir. Rokanın içerisinde bulunan bakır, vücudu daha fazla beyaz kan hücresi için uyarmakta ve bağışıklık sisteminin gücünü, dayanıklılığını ve işlevselliğini geliştirmektedir.
Turpgiller ailesindeki diğer sebzeler gibi roka da kansere karşı caydırıcıdır. Çünkü rokanın içerisinde birçok fitokimyasal bulunmaktadır. Fitokimyasallar tiyosiyanatlan, sülforafan veya indollere gibi maddelerdir. Çalışmalar rokanın kanserle mücadelede çok başarılı olduğunu ve prostat, meme, kolon ve yumurtalık kanserleri ile mücadelede yardımcı olduğunu göstermektedir. Rokada büyük miktarda bulunan fitokimyasallar bu kansere neden olan hücrelerin aktifliğini engeller.
Rokanın bilinen başka bir faydası B-Kompleks, sadece B vitamini olarak bilinen vitaminlerin varlığıdır. Gerçekte 8 farklı vitamin grubunun tamamının hücre metabolizması ve sağlığı için çalışıyor olmasıdır. B vitamini tüm farklı hücre faaliyetlerine katılır, enerji üretimi de dahil olmak üzere yağ sentezi, kırmızı kan hücrelerinin üretimi, hücre ve metabolik sağlık için birçok hayati diğer süreçlerde yardım etmektedir. Roka organik yapısında B-Kompleks vitaminlerini bol miktarda bulundurur.
Roka göz ve görme sağlığı için çok gerekli olan karotenoid açısından çok faydalı bir bitkidir. Karotenoid oranı düşük görme problemleri yaşayan kişilerin sorununa yardımcı olabilmektedir. Bunun yanında katarakt riskini azalttığı gibi yaşlılık semptomlarına yavaşlatıcı etki etmektedir.
Roka çok düşük kalorili, aynı zamanda mineral ve vitamin açısından zengin bir besindir. Bünyenin gerek duyduğu birçok besini karşılayarak kişiye tokluk hissi vermektedir. Böylelikle kaçınılmaz bir kilo kaybı görülmektedir. Ayrıca aç kalmaktan kaynaklanan vitamin ve mineral eksikliğine sebebiyet vermemektedir. Bunun anlamı insan vücuduna zarar vermeden sağlıklı bir şekilde kilo vermektir.
Bunun dışında roka sindirim sistemine de faydalı bir bitkidir. Böylelikle besinlerin hazmı kolaylaşır ve gereksiz olanların daha hızlı dışarı atılması sağlanır.
Fakat rokanın yararı kadar zararı olmasa da içeriğinde bulunan vitaminlerden en iyi şekilde faydalanabilmek için tüketim miktarına dikkat edilmesi gerekmektedir.
