Covid-19'a karşı ülke nüfusunun yüzde 72'sini Pfizer/BioNTech ile aşılayan İsrail'de aşının güvenliği ve etkinliğine dair araştırmalar arka arkaya geliyor.
Son olarak aşının etkinliğine dair yürütülen kapsamlı bir araştırma bir kez Covid-19'a yakalanmanın Pfizer/BioNTech aşısının delta varyantına karşı sağladığı bağışıklıktan çok daha koruyucu olduğunu ortaya koydu.
Araştırmaya göre ayrıca, Covid-19 hastalığı geçirdikten sonra bir doz Pfizer/BioNTech aşısı olanların hiç aşı olmayanlara kıyasla yeniden hastalanmaya karşı çok daha yüksek koruma sağlıyor.
medRxiv'te yayınlanan ancak henüz bağımsız uzman değerlendirmesi yapılmayan araştırmada 2 buçuk milyon İsrailli'nin Covid-19'la bağlantılı belirti, hastalık ve hastaneye yatış bilgilerinin toplandığı Maccabi Sağlık Hizmetleri'nce 1 Temmuz 14 Ağustos tarihleri arasında toplanan veriler analiz edildi. "Aradaki fark çok büyük"
Bu verilerle yapılan iki analizde ocak ve şubat aylarında aşı olanların haziran, temmuz ve ağustosun ilk yarısında hastalığa yakalanma oranının daha önce Covid-19 geçirmiş olanlara kıyasla 6 ila 13 kez fazla olduğunu ortaya koydu.
Sağlık sistemine kayıtlı 32 bin kişinin verilerinin kıyaslandığı ilk analizde aşılanmış kişilerin Covid-19 geçirenlere göre semptomatik Covid-19'a yakalanma ihtimalinin 27 kat, hastaneye yatma riskinin ise 8 kat fazla olduğunu gösterdi.
14 bin kişinin verilerinin değerlendirildiği diğer bir analizde ise Covid-19 hastalığı teşhisi konmuş ancak hiç aşı olmamış kişiler ile hastalandıktan sonra İsrail'deki uygulama doğrultusunda yalnızca br doz Pfizer/BioNTech aşısı olmuş kişilerin verileri kıyaslandı. Bu analizin sonucunda aşılanmamış grubun tek doz aşılanmış gruba kıyasla iki kat daha fazla yeniden hastalanma ihtimali bulunduğu anlaşıldı. "Bu Covid-19 partisine davetiye değil"
Çalışmanın ön raporunu değerlendiren İsveç'teki Danderyd Hastanesi ve Karolinska Enstitüsü hekimlerinden immünoloji uzmanı Charlotte Thalin "aradaki farkın çok büyük" olduğuna dikkat çekerek bu çalışmanın doğal bağışıklığın aşılamaya göre ne kadar etkin olduğunun tipik bir örneği olduğunu belirtiyor.
Ancak bilerek Covid-19'a yakalanmanın ağır hastalık ve ölüm riskinin yanı sıra uzun soluklu ve gündelik hayatı olumsuz etkileyen belirti ve hastalık riskini de beraberinde getirebileceği uyarısını yapan Thalin ve diğer uzmanlar bu araştırmanın bir Covid-19 partisine davetiye olmadığının altını çiziyor.
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) Rockefellar Üniversitesi'nde Covid-19'a karşı bağışıklık tepkisini araştıran immünolog Michel Nussenzweig aşılanmamış kişilerin bilerek hastalığa yakalanmaya çalışmasının çok riskli olduğuna dikkat çekerek böyle bir girişimin birinin ölümüyle sonuçlanabileceğini dile getiriyor.
ABD'deki Washington Üniversitesi'nde bağışıklık uzmanlarından Marıon Pepper da Science dergisine yaptığı değerlendirmede çalışmanın doğal bağışıklığın faydalarına dikkat çektiğine ancak virüsün vücuda girdikten sonra yaptığı tahribatı dikkate almadığına vurgu yapıyor.
İsrail'de yapılan bir başka yeni araştırma Pfizer/BioNTech aşısının yan etkilerine rağmen Covid-19 hastalığını yol açabileceği sağlık sorunları dikkate alındığında çok daha güvenli olduğunu ortaya koymuştu.
Covid-19'a neden olan SARS-CoV2 virüsü bugüne kadar dünya çapında 4 milyondan fazla kişinin ölümüne neden oldu. Delta ve diğer varyantların virüsün orijinal halinden daha ölümcül olup olmadığı henüz tam bilinmiyor.
Birçok hastalık için doğal bağışıklık aşılanma yoluyla kurulan bağışıklıktan çok daha güçlü ve etkinliğini genellikle ömür boyu koruyor.
Diğer koronavirüslerin yol açtığı şiddetli akut solunum sendromu ve Ortadoğu solunum sendromu gibi hastalıklarda da doğal bağışıklığın etkili ve kalıcı olduğu biliniyor.
Diğer başka koronavirüs bağlantılı insan hastalıklarında ise çalışmalar hastalıkların soğuk algınlığı gibi geçtiğini ve insanların yeniden hastalandığını gösteriyor.
Kaynak: Euronews Türkçe