Dolar

32,3374

Euro

34,8108

Altın

2.390,60

Bist

10.276,88

Yıldırım: Avrupa'yı zehirleyen iki örgüt var PKK ve FETÖ

Başbakan Binali Yıldırım, TRT Haber'de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-11-24 22:18:27

Yıldırım: Avrupa'yı zehirleyen iki örgüt var PKK ve FETÖ

ELBAB'DAKİ SALDIRI

"Bildiğiniz gibi Fırat Kalkanı Operasyonunda güney sınırılarımız emniyet altına almak ve ülkemize DEAŞ unsurlarının önüne geçmek için operasyonlara başladık. El Bab kuşatımış durumda. Hava saldırısında 3 askerimiz şehit oldu. Genelkurmay Başkanlığımız askeri temasları sürdürüyor. Tekrarı olmaması için uyarılar yapıldı. Yaşnana olay bizim hedeflerimizden vazgeçirecek değildir. Münbiç ve Affin bölgesinde hareket edip bölgeyi birleştirme amaçlarının önünde geçeceğiz. Suriye'nin toprak bütünlüğüne karşı koyacak bir durum yok. Bir yönetim boşluğu var. Bunun en büyük zararı bize oluyor. Tedbir almak zorundayız. Güney sınırlarımızdaki geçişleri durdurmak istiyoruz. Zaman zaman gündeme getirilen Halep girme durumu söyleniyor. Altını çizerek söylüyorum Halep'e girme gibi bir hedefimiz yok."

AVRUPA PARLAMENTOSU'NUN KARARI

"Başkalarının ayar vermeye kalkışması, yönlendirmelerle, talimatlarla hizaya getirmek bizim karakterimize uygun bir şey değil. Biz kendi kararını kendisi veren, en büyük dayanağı milleti olan geleneğimizde hep özgürlüğümüzü, istiklalimizi, canımız kadar önemli bilmişiz. Vesayet altına girmeden 16 devlet değiştirerek bu günlere gelmişiz. Bu hassasiyetimizin herkes tarafından görülmesi lazım. AB'de yaşanan gelişmeler Türkiye'deki gerçek durumu yansıtmıyor. AB'deki ülkeleri zehirleyen iki örgüt var. Biri PKK, diğeri de FETÖ. Bunlar amansız şekilde Avrupa'dan Türkiye'yi kötülemek için kampanya yürütüyorlar. Hele hele FETÖ'cüler, müslümanlardan topladıkları paraları oluk oluk buradaki lobi şirketlerine aktarıyorlar."

"Avrupa ile ilişkileri kopma noktasına getirmek Türkiye'ye zarar verir kabul ediyorum. Şangay Beşliisne gelince bu AB'nin alternatifi olarak görülmemeli. Türkiye'nin jeopolitik konumu nedeniyle diğer ülkelerle de ilişkilerimizi geliştirmemiz gerekiyor. Dolayısıyla dünyanın gidişatına bakmamız lazım Çin, Hindistan, Pakistan gerçeği var. Bu ülkeler hızla büyüor. Avrupa şuan durgun bir durumda. Bu bakımdan bizim doğu ile ilişkilerimizi geliştirmemiz gayet doğaldır. Bu bir tehdit değil. İlişkilerimizi hem siyasi hem de ekonomik olarak geliştirmemiz gerekiyor. AB olmazsa Şangay olur diye bir tercih içinde değiliz."

FAİZLERİ ARTMASI

"Bence çok aceleci bir karar olarak görüyorum. Türkiye bu şokları daha önce de yaşadı. Biz bunu 2008, 2009 krizlerinde de yaşadık atlattık. 2013'te Gezi ile başlayan süreci de atlattık. Çok uzağa gitmeye lüzum yok. Darbe taşebbüsünde faiz zirve yapmıştı. İçerde dışarda savaş veriyoruz. FETÖ'ye karşı amansız bir savaş veriyoruz. Bütün bu şartlar üst üste geldiğinde başka bir ülke olsa darmadağın olurdu.

Amerikadaki seçimlerde Trump'ın başa gelmesi dünyadaki bütün dengeleri  bozdu. Dışarıdaki Amerikan parasını içeri alacağım, mültecileri göndereceğim, Amerikanın iç ve dış düzenini değiştireceğim dedi. Bu beyanlar Amerikan dolarının karşısında diğer ülkelerinin parasının değer kaybetmesine neden oldu. Biz değer kaybeden ikinci ülkeyiz. Son zamanlarda başka ülkelerde olmayıp bizde meydana gelen olaylardır bunların sebebi. 

Bütün dünyadaki uzmanlar yeni başkanın göreve başladığı döneme kadar bir buçuk aya kadar bu tip dalgalanmalar olacak. Buna benzer fırtınaların sınavını verdik bunu da atlatacağız."

MERKEZ BANKASININ KARARLARI

"Bir kere her ülkede merkez bankası ile hükümet ilişkilerinde sorun yaşanır. Bu bize has değil. Ekonomik göstergelerde sorun çıkınca sorumlu aranır. Merkez Bankasının bağımsızlığı konusu sık sık dile getiriliyor. 2001 yılında merkez bankasının görevi belirlendi ve bağımsız bir yapıya dönüştürüldü. Para poitikasını merkez bankası enflasyonu hükümet ile belirleyecek diye karar verildi. O bağımsız ben bağımsız diye bir şey yok. Ekonomi bir bütündür. Her şey merkezi de ilgilendiriyor. Zaman zaman EKK'ya biz bağımsız kurumları davet ediyoruz. Herkes teknik olarak elindeki bilgileri paylaışıyor ama kararı siyasi irade veriyor. Faiz kararını Merkez Bankasını veriyor. 

FAİZ KARARI

"Tahminlerimiz vardı. Biz artrımadan başka araçlarla bu iş yapılabilir mi diye düşündük ama artırma karaını merkez kendi verdi."

YAPILAN REFORMLAR

Merkez bir karar aldı bunu uyguluyor. İhracatçılara merkez döviz veriyor. Onların da bu dövizi geri vermesi gerekiyor. Yaklaşık 5 milyar doları bulan devletin yaptığı sözleşmeler var. Satış, taahüt sözleşmeleri. Alacağı dolar olarak öngeren anlaşamalar var. Bunun Türk parası ile yapılmasını öngörüyoruz. Piyasadaki döviz dalgalanmalarına katkı sağlama bize Türk parası olarak öde diyoruz.

Sermayeye bir kısıtlama yok. Bu alçakça bir dedikodu. Bunu kasıtlı olarak yayıyorlar. 

Kısacası bu günler gelip geçecek. Bu tip dalgalı denizlerde şuan dikkat etmeliyiz. Dalgaya denize karşı müzdeleye girerseniz yenilirsiniz. Ayakta kalmaya çalışacaksınız. Biz tedbirlerimizi alıyoruz. Her şey planlandığı gibi gidecektir. Dalgalanmadan durulma olmaz. Önemli olan dümen tutturmaktır. Milletimiz rahat olsun. Tedbirler alıyoruz. Gece gündüz kafa yoruyoruz. Panik havası oluşmasın. vatandaşlarımız normal yaşantısını devam ettirsin.

Merkez Bankası her canı istediği zama toplanmıyor. Demek ki konuştular ve böyle bir sinyalin artırılacağını doğru buldular. Biz faiz artırılmasını doğru bulmuyoruz."

BÜYÜME ORANLARI

"Üçüncü çeyrek büyüme tahminleri düşündüğümüzn çok altında yıllık büyümeye olumsuz birkatkısı oluyor. 3 civarındaki büyüme oranı bizi tatmin edecek bir rakam değil. Mutlaka 4 buçuk ve üzerinde olması lazım. Bizi kesmez bu rakam. Biz aslında daha çok hedeflemiştik ama 14 yılda 3 farklı kriz yaşadık.

15 Temmuzun ekonamik maliyeti henüz daha çıkmadı. Bu yıllar sonra anlaşılacak.

OHAL'İN PİYASALARA ETKİSİ

"Darbenin verdiği maddi manevi zararları hesap edersek ülkemize çok ciddi maliyetleri oldu. OHAL ilan etmek zorunda kaldık. Her ne kadar bunun iş alemine ve yaşama etkisi yok. SP ve Moddys'un verdiği notlar ve Amerikan seçimleri de olunca dalgalanma arttı. FETÖ acaba ekonomiyi, algıyı nasıl bozarı, yabancıların  kanaatlerini nasıl değiştiririz diye müthiş bir operasyon yapıyorlar. Parayı nerden aldılar? Garibanlardan, öğretmenlerden, vatandaşlardan aldılar. Şimdi bu paralar Türkiye'nin itibarını kötüleştirmek için aymaz bir şekilde kullanılıyor.

Biz ilk günlerde kayyum kararını mahkemeler veriyordu. Bütün şirketin eli kolu bağlanıyordu. Biz dedik ki şirket çalışmaya devam etsin. Buraya atanan kayyumların neye göre atandığı belli değildi. KHK ile TMSF kayyum olarak atandı. TMSF bu işin ehli. Zor durumda olan şriketleri ihya eden bir kuruluşumuz. İlk günlerde yanlış uygulamalar oldu. Hatalarımızdan öğreniyoruz. Görünce hataalrı düzeltiyoruz. Duyarsız değiliz. Ne kadar titiz olursak olalım OHAL algısı yurtdışında etkili oluyor. İlk günlerde hiç kimse konuşmuyordu. Biz sitem ettikçe hepsi akın akın geldi ve dinledi. Sonra siz haklsınız biz mahcubuz dediler."

TÜRK PARASI İLE İLGİLİ ÇALIŞMA

"Hesabı en kötüye göre yapmak. Bu krizin neresindeyiz. Büyüyecek mi sakinleşecek mi tahmin etmek zor. Ocaktan ititbaren daha öngörülebilir olacak. Sözleşmeleri devlet Türk parası ile yapacak bu yönde bir irade koaycağız. Yabancılar için değil vatandaşlarımız için geçerli bu durum. Vatandaşlarımız ticareti milli para ile yapsın. Bu bir çağrıdır. Kendi paramıza hakettiği değeri biz vermelilyiz. Türk parasına dönmek sadece değer kazandırmayacak. Gelişen ekonomide kriz yönetmenin başarısı zaman yönetmekten geçer. İş işten geçtikten sonra tedbir almak hasarı büyütür. Kamu olarak yapacağımız işlerde böyle düşünüyoruz istisnalar olabilir. Genel anlamda Türk parası ile yapılacak bir çok satış işi var. Dolayısı ile bu konularda genel yaklaşımımız budur."

FETÖ ŞİRKETLERİNİN ÖDEMELERİ YAPMAMASI

"Örgütün tespitinde çok zorlanıyorlar. Çünkü şeffaf değil. Kayıt dışı bir örgüt. Yan yana duruyorsunuz adam örgütün ta göbeğinde. Bu nedenle zaman kaybı oluyor. Tecrübe kazandıkça bu uygulamaları geliştiriyoruz. Sorumluluk duygusu ile harket ediyoruz."

MHP İLE YAPILAN GÖRÜŞMELER

"Bir kere öngörülemezlik ekonominin en büyük düşmanıdır. Belirsizliğin ortadan kaldırılması gerek. Rejim değişikliği meselesi yok. Yönetim sistemimize baktığımız zaman her ne kadar parlamenter sistem ile idare ediyoruz. Getirmek istediğimiz sistem yeni bir yönerim sistemi değil yabancısı değiliz. 2007'de tarihi bir hata yaptık. Ana muhalefet partisi ve çok bilmiş hukukçuları telkini ile değişiklik yapıldı. Yanlışları düzelten bir milletimiz var. Millet doğrudan cumhurbaşkanını seçti 1982'de cumhurbaşkanını geniş yetkileri var. Bu yetkiler başkanlık sistemini de içine alan bir sistem var. MHP bu şekilde devam edemeyeceğimzi gördü. Bahçeli, her ne kadar parlamenter sistemi sürdüyorsak da böyle devame etmesi mümkün değil diyerek harekete geçti. Cumhurbaşkanı onun altında başkan yardımcı altında meclis var. Meclis bir irade. Başkan da bir irade. İkisi de seçiliyor. Başkan partili olarak seçime gidiyor. Bütçeyi cumhurbaşkanı meclise sunuyor meclis görüşüp karara bağlıyor. Diğer sistemlerin tıkanan kısımları dikkate alındı. Başkalarında olmayıp bizde bulunan özellikler de eklendi. Ülkemizin şartları, başka ülkelerdeki aksaklıkları da öngördük. Cumhurbaşkanı olarak ismin devam etmesine MHP ile ortak karar verdik.

Türkiye'nin geçmiş tarihine bakınca istikrarın olduğu dönemde refah artmış AK Parti 14 yıldır iktidar ama Türkiye'nin tek bir iktidar çıkaracak bir sisteme ihtiyacı var. Meclis daha da güçlenecek. Bu sistemde yasa tekliflerini iktidar partisi veriyor. Türkiye'de artık koasliyon yok. Artık bu endişeyi taşımayacaksınız. Bu ekonomide de öngörüleblilirliği getirir. 5 yıl öngörülüyor. Cumhurbaşkanı da meclis de. Bir küresel şoklardan kaynaklı bir durumu var önümüzdeli kısa ve orta vadede kendi durumumuz var. Cumhrubaşkanlğı ve anayasa için adımları attık çok kısa sürede bir mutbakata varacağız ve meclise getireceğiz. Bir yada 2 hafta komisyonda görüşülür sonra komisyona gelir. Cumhrubaşkanının onay süreci ve referandum var. Mart sonu referandum yapacağız. Ocak ayı sonlarına kadar meclisteki çalışmaları tamamlamaya çalışacağız. Katiyen erken seçim yok. Seçimler 2019'da yapılacak. Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak. 2019'da yüzde yüzde cumhurbaşkanlığı sistemi uygulanacak. Ara dönem de sona ermiş olacak. 12 artı iki üç geçici madde var. Üzerinde beraber çalışıyoruz. 

CHP İLE İLİŞKİLER

"CHP'den farklı sesler geliyor. Kemal Bey zinhar karşıyız diyor. Başkanlığı getirecekseniz kapının deliğini bile kapatırız diyor. Ama anlatırız desteklemek istemiyorlarsa bilgi veiririz. Konuşmaya açığız konuşarak her şeyi halledebilriliz

CHP'den son zamanlarda gariplikler var. 15 Temmuzun olmadığı gibi düşüncelere kapıldı. HDP ile biraraya gelme, sokak hareketleriniz teşvik etme gibi şeyler yaptılar. Direnmek sokağa inmek gibi kargaşalar çıkarmaya gerek yok. 

Demokrasiyi içselleştirmemişler. Peki parlamenter sistem mi istiyorsunuz siz de teklifinizi getirin milletin önüne koyalım dedik. Dönüp dolaşıp iş şuraya geliyor. Millet iradesine teslim olmama. Milleti yormasak bu işleri halletsek iyi olur ama yapamıyoruz. Ana muhalefet partisinin bu sorumlulukları bilerek hareket etmesi lazım. Gidersiniz miting yaparsınız ama şiddete dönüşebilir. Kartal'da PKK'ya destek verdiklerini gördük."

HDP'Lİ VEKİLLERİN TUTUKLANMASI

"HDP'nin sistem içerisindeki yeri zaten son zamanlarda çok net olarak toplum tarafından görüldü. Terör örgütü ile ilişkiklerini kesemediler. Beyanlarla olmakla kalmadı eylemlerle oldu. Avrupalılar telkini veriyorlar öyle olsun böyle olsun. Bırakın yargı işini yapsın. Biz diyoruz ki Almanya'da 4 bin 500 terörist var. İstiyoruz biz hukuk devletiyiz karışamayız diyorlar. Biz ilişkilerimizi bozmaktan yana değiliz ama her türlü tavizi biz verelim diye bir şey yok."

İLİŞKİLERİN DONMASI TİCARETİ ETKİLER Mİ?

"Ticaret ile siyaset ilişkisi birebir birbirini etkilemez. İlerde bu ilişkilerin bu gerginliğin ticari ilişkilerimizde yansımaması derdindeyiz. Aracılar çok. Aracıları çıkarmamız lazım ilişkileri tamir edebiliriz. Milletimizin AB'ye girme arzusu bir platonik aşk değildir. Birliğe olan güven azalmaktadır. AB konusunda bir saha araştırması yapsak durum parlak değil"

EMEKLİ PROMOSYONU

"Emekli promosyonu Çalışma Bakanlığı konuyu bana atıyor. Emeklilerin beklentisini çok yükselltiler. Yıl sonuna kadar bir esasa bağlayacağız."

ASGARİ ÜCRET

"Asgari ücretin bin 300 lira olması ile birlikte işverenlerin yükü arttı. O kadar fazla reform düzeyinde düzenleme yaptık ki bunlara sıra gelmedi. Zorunlu emeklilik, kısmi zamanlı çalışma, KOBİ'lerin kredi alması, varlık barışı, Doğu ve Güneydoğu cazibe merkezleri gibi daha niceleri."

BORÇLARIN YAPILANDIRILMASI

"Borçların yapılandırılmasının uzatılması yasal olarak mümkün değil. Bu dönem çok yüksek bir müracaat oldu. Bu sanki çelişki gibi gösteriliyor. Burada da bir algı operasyonu olduğu açık. Önümüdeki hedeflerimizi bir kere belirsizlikleri ortada kaldıracağız. İstihdamın artırılması, ihracatın artırılması, ihracatın kalitesinin artırılmasına yönelik çalışmalarımzı devam ediyor. Referandum sürecine kadar bir belirsizlik yok. Dalgalanma geçicidir. Bu şoklara Türkiye'nin bağışıklığı vardır. Tedbirlemizi almaya devame ediyoruz. EKK'nin mevcut başkanı benim. Ben her gün çıkıp konuşamam. Benden sonra ekonomi ile ilgili söz sahibi olan kişi Mehmet Şimşek'tir. Genel koordinasyon bana ait benden sonra söz sahibi Mehmet Şimşektir."

ÖĞRETMENLER GÜNÜ

"1 milyona yakın öğretmenimiz var. AK Parti'den önce öğretmen sayısı 400 bin civarındaydı. Şuanda norm kadrolar kıyasladığımız zaman 50 bin öğretmen fazlamız var. Belli yerlerde yığılma var. 15 bin acil öğretmen aldık. Şuan çok ciddi öğretmen açığı söz konusu değil. 

2019'a kadar sabahçı öğlenci bitecek tam gün uygulamasına geçilecek. Yüzde 50'ye çıkan okul öncesi eğitimi zorunlu hale getireceğiz. 2-3 yaşından itibaren eğitime başlayacak. Bu eğitimde yapılacak 4+4+4 'den sonra en büyük reform olacağını düşünüyoruz. gün boyu eğitime geçmek için 71 bin dersliğe ihtiyacımız var.

Haber Ara