Türkiye'nin Suriye'ye asker göndermesi tamamen ulusal çıkarlarının ve sınır güvenliğinin tehlikeye girmesiyle ilgili bir karardı.
Cerablus, El Bab ve Münbiç'i kırmızı çizgisi olarak ilan etmiştir.
Bu doğrultuda önce Cerablus ardından El Bab operasyonuna karar verildi.
Suriye rejiminin, kendi topraklarının yüzde 60'ında kontrolü sağlayamaması üzerine Türkiye'nin birçok şehri Suriye'de bulunan DAEŞ ve PYD'nin saldırı ve eylemlerinin hedefi oldu.
TSK'nın, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile beraber gerçekleştirdikleri Fırat Kalkanı Operasyonları çerçevesinde önce Cerablus ardından El Bab şehirleri Türkiye için güvenli bir bölgeye dönüştürülmüş oldu.
Şimdi sıra Türkiye için çok önemli bir ulusal güvenlik sorunu olan Münbiç bölgesine geldi.
Münbiç son olarak DAEŞ işgalindeydi. Suriyeli muhaliflerin 2 yıllık mücadelede hep ön planda tuttukları yer.
Bu nedenle o bölgede Türkiye'nin güvenliği için DAEŞ ya da PYD gibi terör örgütlerinin olmaması gerekiyor.
Türkiye sürekli olarak PYD'nin, Fırat'ın doğusuna gitmesi gerekliliğinin altını çiziyor.
Türkiye, PYD'nin Münbiç'te DAEŞ'a yönelik operasyona katılıp katılmamasından ziyade “Münbiç DAEŞ'ten temizlenirse, bölgenin PYD'ye bırakılmasına asla müsaade edemeyeceğini” savunuyor.
Suriye Demokratik Güçleri, (Bu oluşumun büyük kısmı) PYD-YPG terör örgütünden oluşuyor, aralarına serpiştirilmiş az sayıda Arap, Türkmen ve Özgür Suriye Ordusu'ndan gelen gruplar var.
Münbiç'e yönelik kara harekâtına PYD dışındaki grupların katıldığı söylense de sonuç olarak ABD, PYD-YPG unsurlarının sahadaki konumunu, ısrarla ve kararlılıkla güçlendirmeye çalışıyor.
Rakka'da, Batı Koalisyonu, DAEŞ'i temizlemek için operasyon yapıyor ama diğer yandan bir başka terör örgütü olan PYD'yi bölgede tahkim etmeye çalışıyor.
Amerika'nın Suriye politikasında 3 yıldır Türkiye ile anlaşamadığı sorun bu.
Oysaki Fırat'ın batısının Türkiye'nin kırmızı çizgisi olduğunu herkes biliyor.
Amerika, Münbiç operasyonu için Türkiye'ye garanti sözleri verdi.
Görüldüğü kadarıyla PYD, henüz Münbiç'e girmedi fakat şuan Münbiç'te bulunan Suriye Demokratik Güçleri birçok bölgeden rejim lehine çekilmiş durumdadır.
ABD ve Rusya her ne kadar bu manevradan habersiz gibi görünse de bu hareket sadece Türkiye'nin manevra sahasını daraltıyor.
Amerika'nın, Suriye politikasının oyalamalar ve yalanlar üzerine kurulu olduğunu 2012 Eylül ayından itibaren gördük.
Türkiye, Kobani'de ABD'nin güvenilmez olduğunu açıkça görmüş oldu.
Son iki haftada ABD özel kuvvetler askerlerinin YPG'lilere Münbiç'te eğitim verdiği ortaya çıktı. Ayrıca, ABD'lilerin zırhlı araçları bölgede fotoğraflandı.
Bütün bunların yanında YPG, Münbiç'te cumartesi günü ABD'nin ardından Rus bayrağını göndere çekti.
El Bab'ı, Münbiç'e bağlayan M4 yolunda ele geçirilen yerlere ise ÖSO, Türk bayrağı astı.
ABD, Rusya, Türkiye, rejim askerileri, İran'ın yanı sıra Fransa ve İngiltere'nin askerlerinin var olduğu bir Münbiç'te sanki YPG'ye koruma kalkanı örülüyor.
ABD ve Batı Koalisyonu, Münbiç'e PYD'nin girişini Suriye demokratik güçler örtüsü altında her ne pahasına olursa olsun sağlayacak gibi duruyor.
Münbiç'in PYD'ye bırakılması, sorunu daha da karmaşık bir hale getirecektir.
ABD, PYD-YPG güçlerini açıkça korumaya devam ederken Rusya'nın da PYD'yi terörist bir yapı olarak görmemesi Moskova'da temsilcilik açtırması Türkiye için riskli bir durum.
ABD ve Rusya, Türkiye'yi Rakka operasyonuna katmak istemezken uzun vadeli bir PYD kantonlarının alt yapısına zemin hazırlanıyor.
Önümüzdeki 3 ay Suriye'de koalisyon ülkelerinin savaşı çok keskin ve sert geçeceğe benziyor.
ABD, Rusya, Fransa ve Almanya'nın, PYD'yi örtülü ve açık şekilde korumaya, güçlendirmeye aldıklarına şahit oluyoruz.
Suriye'de bana her şey Irak'ı hatırlatıyor.
