Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Çipras'ı Ayasofya Camii'ne davet edelim

9 Yıl Önce Güncellendi

2017-02-06 10:23:45

Çipras'ı Ayasofya Camii'ne davet edelim

Yunan hükümeti, 15 Temmuz darbecilerine sanki bir marifetmiş gibi sahip çıktı. Bir de yargının bağımsızlığına vurgu yapışı yok mu Yunan yetkililerin?

Türkiye düşmanı ne kadar terörist ve darbeci varsa, hepsini korumakla iftihar ediyorlar. Avrupa'nın çıplak bilinci bu…

Avrupa'nın şuuraltında binlerce yıldır teraküm eden Türkiye/Türk/İslam nefreti, Yunanistan gibi uç/sınır noktalarda tezahür ediyor.

Yunan yargısının bağımsızlık anlayışı, suçsuz insanları katleden katilleri korumak mıdır? Antik Yunan'ın özgürlük anlayışını hatırlattı bana bu korumacı yapı!

Hani demokrasinin kökeni Antik Yunan'daymış ya! Hani Yunan şehir devletleri çok demokratmış ya!

Antik dönemde, 300 binlik Atina şehir devletinde yaşayanların sadece 40 bini özgürdü. O zamanın Yunanları bu özgürlükle gurur duyuyordu.

Atina 40 bin kişilik erkek sınıfın egemenliği altındaydı ve özgürlük, bu egemen 40 bin erkeğin özgürlüğü anlamına geliyordu.

Bu dönemde Yunan özgürlüğü, kölelerin, kadınların ve çocukların özgürlüğü anlamına gelmiyordu yani.

Şimdilerde yargı bağımsızlığı kavramı da böyle bir anlamı ihtiva ediyor anlaşılan Yunan terminolojisinde.

Türkiye düşmanları için Yunanistan'da yargı bağımsız ama bu bağımsız yargı Türkiye'yi sürekli olarak suçlu görmeye varoluşsal olarak bağımlı! Ülkemiz, her türlü cezayı hak ediyor bu patolojik bağımsızlık anlayışına göre…

Bu Batıcıl bağımsızlık ideolojisinde bağımsızlık kavramı, Türkiye ve İslam karşıtı her türlü kararı alma adaletsizliği serbesttir anlamına geliyor.

Erdoğan karşıtlığına dayanak bulmak için Batı'nın çürük ipine tutunanlar, ne kadar yanlış bir cephede durduklarını neden anlayamıyorlar hala?

Öncelikle şunu bir düşünelim! Almanya'sı, Fransa'sı ve onların ağzına bakan Yunanistan; güçlü, istikrarlı, gelişen bir Türkiye neden istesin ki?

Binlerce yıldan beri karşımızda sürekli bizim iyiliğimizi düşünen, sürekli bize iyilik yapan evliya bir Batı mı vardı da biz mi farkında değildik yoksa

Sahi biz, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşlarını da Batı'ya karşı yapmamış mıydık? Bunlar değil miydi Cezayirlileri, Iraklıları, Bosnalıları katledenler?

Arakan'daki, Suriye'deki ve Mısır'daki katliamları sinsi sinsi destekleyenler bunlar değil miydi Allah aşkına?

Makyevel'in fikirlerinden mülhem, seküler, evrimci, maddeci ve pragmatist felsefeleri içselleştirmiş bir menfaatçi dünyadan bahsediyoruz.

Hala daha kurtuluşu Batı'da gören içimizdeki safdiller, ülkemiz zaptedilip Sykes Picot'u aratacak bir parçalanmayla parçalandığımızda mı uyanacaklar gafletlerinden?

Daha dün 15 Temmuz kuşatmasını atlatmış bir millet olarak, o günden bu yana hangi kötülüğünü gördük de Erdoğan düşmanlığına ayartılıyoruz yine!

Erdoğan düşmanlığı dedikleri Türkiye düşmanlığıdır beyler, anlayın artık! Batı Mısır'ı Sisi'den, Suriye'yi Esad'dan kurtarmayı düşünmezken, hatta Kuzey Kore lideri Kim Jong Un'u bile görmezden gelirken ne işi vardır ki seçilmiş meşru liderimiz Erdoğan'la?

Düşünün arkadaşlar, bir kere daha düşünün! Türkiye'yi ve Türk halkını Erdoğan'dan kurtarmayı hayat gayesi edinecek kadar derin bir tutkuyla neden sevsin ki Batı? Lütfen düşünün!

İşin gerçeğini ben size açıklayayım. Türkiye'yi ya da Türk halkını seven yok! Kendi menfaatlerini, daha önce Ortadoğu'da olduğu gibi Türkiye'yi bölüp paramparça etmek pahasına, arzuyla seven bir Batı var.

Elbette Batı'nın kendine ait planları olacak. Ama biz her şart ve durumda adil olmak zorundayız. Gelecek planlarımızı menfaat adına değil adalet adına yapabiliriz ancak.

Devlet borcu 8 yılda 3 kat artan ve AB'den sürekli borç isteyen bir Yunanistan'dan, Batı sözcülüğünü yapmaktan başka bir şey beklenemezdi zaten. Anlayışla karşılamak lazım.

Biz gerekirse Yunanistan ekonomisinin düze çıkması için de elimizden geleni yaparız. Bu bizim için bir sorun teşkil etmez.

Bizden Yunan halkına hiçbir zarar gelmez. Vaktiyle onları Latin külahının zulümlerinden koruduğumuz gibi yine koruruz. Bu bizim için onur olur.

Yine Yunanistan hükümetlerinin öyle ya da böyle gaspettikleri ada ve adacıklarımızı da günün birinde adil yöntemleri kullanarak geri alırız. Bu da sorun değil.

Ancak belli ki bu değişim sürecinde Yunanistan da Batı da biraz zorlanacak gibi. Çünkü hemen sınırlarında bölgesel bir güç doğuyor.

Yine de bu travmatik durumu atlatmaları mümkün. Bu konuda kendilerine gereken desteği vereceğiz.

Bence, Cumhurbaşkanlığı sistemi tanıtımı da dahil, bölgesel güç Türkiye'ye uyum programlarına şimdiden alalım kendilerini.

Ayasofya Camii'ni ibadete açtığımız gibi Çipras'ı hemen bu kutlu açılışa davet edelim. Batı'nın müzmin Türkiye düşmanlığını da bu açılışla tedavi etmeye başlayabiliriz örneğin. 

Gerçekler kimi zaman acıdır ama Batılıların Türkiye gerçeğiyle yüzleşmeleri gerek artık. Yoksa daha çok üzülecekler.

Halbuki biz hiç kimseyi üzmek ya da ezmek için değil, bu adaletsiz küresel sistemi tamir etmek için güçleniyoruz.

Dünya beş daimi üyeden büyük olduğu gibi Türkiye'den de büyük… Bunun bilincindeyiz. Sadece Türkiye için değil bütün dünya için adalet istiyoruz.

Çünkü adalet bütün dünyada hükmetmezse, dünyanın sınırları içindeki bütün coğrafyalarda da her zaman eksik kalmaya devam edecek.

Haber Ara