İsrail'de yayınlanan Yedioth Ahronoth gazetesi yazarı Lior Ben Şaul bir yazısında İsrail'i içeriden tetkik ve kritik ediyor. Vardığı sonuçlar, korkunç. Derlediği verilerin ışığında bu herkese gürleyen haydut devletin son demlerini yaşadığını söyleyebiliriz. Lior Ben Şaul da farklı söylemiyor. İsrail'in yenilmezlik payesinin ve efsanesinin bittiğini haykırıyor. Şöyle söylemekten kendini alamıyor:
“Dünyayı yakıp kavuran cihan harbinin küllerinden doğan, sınırsız Batı desteğiyle büyüyen bir devletin bu karanlık girdaba sürükleneceğini veya anlara çatacağını kim tahmin edebilirdi?
Evet, açık ve süslemeden söylüyorum: İsrail önümüzdeki iki yıl içinde çökecek.
Bugün yaşadıklarımız sadece bir "güvenlik krizi" ya da "siyasi çıkmaz" değil; Siyonist projenin temellerini sarsan bir varoluş depremi. Hamas sadece savaş meydanında kazanmadı, aynı zamanda "yenilmez devlet" efsanesini yerle bir etti ve dünyaya bizim ne kadar kırılgan olduğumuzu gösterdi. Biz batıyoruz, insanlar kaçıyor. Avrupa, Amerika, Kanada'ya uçuşlar dolup taşıyor. Elçilikler göç başvurularıyla kaynıyor. Aileler sessizce mülklerini satıyor. Babalar dönme niyeti olmadan çocuklarını yurt dışına eğitime gönderiyor. Biz göç etmiyoruz… kaçıyoruz.
Evet, gemisi batan fareler gibi kaçıyoruz. Aşağılanma sahneleri günlük rutine dönüştü:
- Askerler kameralar önünde ağlıyor.
- Yerleşimciler güneyden kuzeye kaçıyor.
- Bakanlar haykırıyor, tehdit ediyor… ama nafile.
- Ve tüm halk sakinleştiriciyle yaşıyor.
Hangi devlet, başkenti ve yerleşim birimleri her gün bombalanıyor ama karşılık veremiyor? Hangi ordu binlerce hava saldırısına rağmen Gazze'ye diz çöktüremiyor?
Hangi yönetim zaferden bahsediyor ama içeriden yıkılıyor?
Hamas her şeyi ifşa etti.
Korkaklığımızı açığa çıkardı ve bizi yiyip bitiren nefret kıvılcımlarını körükledi.”
Bu arada İsrail Askeri İstihbaratı (Aman) eski Başkanı Aharon Haliva bizzat Netanyahu'nun da iyi koku almakta birlikte ve analiz yeteneğine rağmen onun da ödlek ve korkak biri olduğunu vurguluyor. Korkusunu yatıştırmak için her şeye ve herkese saldırıyor olmalı!
Lior Ben Şaul şöyle devam ediyor:"
Batı Şeria'da intifada yaklaşırken, içerideki Araplar özgüvenlerini yeniden kazanıyor, biz ise parçalanmış, korkmuş ve sinmiş, erimiş durumdayız.
Bugün biz, projesiz, pusulasız, gerekçesiz bir varlığız; ahlaksız bir devletiz. Sivilleri öldürüyor, çocukları tutukluyor, sonra dünyadan alkış bekliyoruz.
İki yıl içinde, bildiğimiz ve tanıdığımız İsrail olmayacak.
Belki “kuşatılmış garnizonlar devleti” ya da “ABD korumasında, Yahudi silahlı getto devleti” haline gelecek; belki tamamen çökecek ve topraklar gerçek sahiplerine dönecek.”
Şimon Peres'in de bir zamanlar vurguladığı gibi İsrail Araplarla kaynaşamadığı ölçüde büyük bir getto devleti haline gelmiştir. Avrupa varoşlarını İsrail'e taşımıştır.
“Abartıyor muyum?
Tarihe bakın; katliam ve yalan üzerine kurulan her sömürgecilik projesi çöktü. Her adaletsiz yapı yıkıldı. Saat sektirmeden işliyor. Ve İsrail çöktüğünde - ki çökecek - dünya o anı, nükleer bir devletin insanlığını terk ettiğinde (başına neler geleceğini gösteriyor) her şeyini kaybettiği an olarak kayıtlara geçecektir. Eğer şimdi uyanmazsak galiba mahşerde uyanırız ve güç algısı içinde yaşayan en aptal millet olarak tarihe geçeriz. Kendimizi yıkılmaz bir güç olarak vehmederken ya da tasvir ederken dünya yıkıldığımızı görüyor. “
İsrail hanesinde her türlü teseyyüp yani düzensizlik varken bölgeye nizamat vermeye kalkışmaktadır! imkanları hevesinin ve iddiasının gerisinde kalmaktadır. Heyhat! Sonuç itibarıyla, Netanyahu Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan oldu. Hary Truman'ın Japonya üzerinden dünyaya korku salmak ve gözdağı vermek istemesi gibi Netanyahu da Gazze üzerinden bölgeye korku salmak istemiş lakin faka basmıştır. Aksine küresel direniş kıvılcımını ateşlemiştir.