Dolar

42,5209

Euro

49,6465

Altın

5.781,40

Bist

10.926,04

Gazze Savaşı ve İngiliz-Yahudi Medeniyeti Aklı

2 Ay Önce Güncellendi

2025-10-14 00:03:55

Prof. Dr. Mehmet Şahin

Gazze savaşı 7 Ekim 2023 tarihinden beri devam ediyor. O tarihinden bu yana, can kaybı sayısı 70.000, yaralı sayısı ise 165.000 civarında. Bu sayılar sadece raporlara yansıyan sayılar. Hayatını kaybedenler, yaralılar, esirlerin sayıları gün geçtikçe artıyor.

Savaşın başladığı tarihten bu yana barış girişimleri oldu. Hiçbirisi süreklilik göstermedi. Barış görüşmeleri yapıldı ve hemen arkasından İsrail, Gazze Şeridi'ne havadan ve karadan bombardımana tekrar başladı.

Bugünlerde barış anlaşması yapıldı deniliyor. Anlaşmayı imzalamak ve şahitlik etmek üzere çok sayıda devlet yetkilileri bir araya geldiler. Barış anlaşmasının sağlanması için çaba gösteren ülkeler ABD Başkanı D. Trump'ın övgüsünü aldılar ve almaya da devam ediyorlar. Trump barış güvercini rolünü iyi oynuyor.

Küresel medya tarafından öyle bir hava ve algı oluşturuldu ki ABD Başkanı Trump, Gazze Savaşını da sona erdirdi ve bu kendisinin ifadesi ile sona erdirdiği 8. savaş oldu.

Bu süreçte Trump başkanlığında ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da masa başında olduğu bir toplantı düzeninde yer alan İslam Ülkeleri liderlerini hatırlayalım. Küresel medyanın oluşturduğu algıyı bir kenara koyup aklımızı devreye soktuğumuzda algının ötesindeki gerçeklere teslim olmak zorundayız.

Nedir bu gerçekler?

ABD ve İsrail ilişkileri hiçbir zaman “kötü” denilecek düzeyde olmadı. ABD'deki seçimleri finanse edenlere, çalışan lobilere, sosyal medya manipülasyonlarına bakıldığında sanki İsrail tarafından tasarımlanmış bir strateji işledi.

İsrail devlet yetkilileri ile ABD devlet yetkilileri ortak stratejiler uygulamalarına rağmen zaman zaman sanki ABD yönetiminin Gazze'de işlediği soykırıma karşı çıktığı algısı da oluşturuldu. Oysa İsrail'in bu savaş sürecinde kullandığı silahların ve diğer araçların ve gereçlerin çoğu hibe usulünde olmak üzere ABD tarafından sağlandığı unutulmamalıdır.

Bir başka bakış açısı ile görülen o ki ABD tam da İsrail'in istediği ve yönlendirdiği gibi davrandı. İsrail'i uluslararası kurumlarda korudu ve kolladı. Neden?

“Neden” sorusuna cevap bulmak için şu soruya cevap bulmamız gerekiyor. Kim kimin için var?

ABD, İsrail için mi var? Yoksa İsrail, ABD için mi var? Yoksa ikisi arasında simbiyotik bir ilişki mi var?

Cevap ne olursa olsun gerçek kendisini eylemlerde ortaya koymaktadır.

İsrail ile olan her sorunda ABD asla İsrail aleyhine olacak hiçbir karar alamaz veya böyle bir karara destek veremez. Mevcut barış anlaşmasını da bu açıdan değerlendirme gereği vardır.

Bu konuda dikkatimi çeken birkaç önemli hususu vurgulamanın gerekli olduğunu düşünüyorum.

Birincisi, Rahmetli Ş. Teoman Dural Hocanın “Çağdaş İngiliz-Yahudi Küresel Medeniyeti” kavramını üzerinde tekrar tekrar düşünmek gerekir. “Günümüzdeki şartların da bunların sebep oldukları dev sorunların da müellifi çağımız medeniyetinin dayandığı İngiliz-Yahudi medeniyeti” olduğu için bu sorunları tanımlayıp çözüm bulmak için masaya yatıracak olan da İngiliz –ve/ya Yahudi– düşünürüdür.

Londra merkezli İngiliz-Yahudi Küresel Medeniyeti tarafından yapılan adlandırmada geçen Ortadoğu ve Uzakdoğu gibi bölgelerdeki dev sorunlar İngiliz-Yahudi aklı ile yaratıldığı tarihsel bir gerçektir.

Sadece Ortadoğu bağlamında geçen İran, Irak, Suriye, İsrail, Lübnan, Filistin gibi sorun alanlarında bugün var olan dev sorunlar böyle bir aklın eseridir. Bu sorunları çözecek olan da gene aynı akıl olduğu için asla kendilerine mugayir bir karar veya sonuca ulaşılmayacağı kesindir.

Afganistan, Pakistan, Hindistan gibi ülkelerin bugünlerde yaşadıkları soruların kaynağının veya bu sorunları çok önceden projelendiren aklın da İngiliz-Yahudi aklı olduğunu dikkate almak gerekir.

Sorunları projelendiren ve yaratan akıl ile sorunları çözmesi beklenen akıl aynı olduğuna göre sorunlar nedeniyle ortaya çıkan savaş ve çatışmalardan avantaj sağlayanlar kimlerdir? Gene aynı İngiliz-Yahudi aklı olmasın!

Bir diğer önemli husus ise gene İngiliz-Yahudi aklı ile birbirine düşen, birbiri ile kavgalı olan, hatta savaşan İslam ülkeleri hangi ne tür bir akıl ile hareket ediyor olabilir?

Bu ülkelerin kendi akılları ile hareket ettiklerini söylesek ne kadar doğru olabilir? Onlar da gene bilerek veya bilmeden İngiliz-Yahudi aklı ile hareket ediyor olmasınlar!

Dikkat çekici olan bir husus daha var. Allah'ın adaleti Gazze'de tecelli edecek gibi görünüyor.

Gazze'de savaş devam ederken sessizliğe bürünen, soykırım sürerken kendi zenginliklerini korumak ve sürdürmek için çaba gösteren zengin İslam ülkeleri! Veya zengin Arap Ülkeleri!

Allah, Trump aracılığı ile bu zengin ülkelere bir ceza veriyor gibi geldi bana. Nedir bu?

Yıkımına ve yok edilmesine seyirci kaldıkları Gazze'deki altyapı ve diğer imar ve yapı işlerini, Gazze'nin imarını finanse etme görevini Trump, bu zengin İslam ülkelerine verecek gibi görünüyor.

Yıkımda sessiz kalmanın cezası tekrar inşaat ve yeniden imar ve inşa etmek olacak. Bunun için bu zengin İslam ülkeleri kıymetli zenginliklerinden zorunlu olarak tahsisat yapmak zorunda kalacak!

Bugünlerde Barış Anlaşması seremonileri veya övgüleri dünya kamuoyunda nasıl bir algı oluşturur bilmiyorum. Unutmayalım ki küresel medya her zaman İngiliz-Yahudi Küresel Medeniyetinin hizmetinde olacaktır.

İngiliz-Yahudi Küresel Medeniyetinin isimlendirdiği Ortadoğu ve Uzakdoğu gibi ülkelerde ister savaş olsun ister barış olsun sonuç tam da İngiliz-Yahudi Küresel Medeniyetinin istediği, İngiliz-Yahudi aklını hazırladığı projeye uygun biçimde işleyecektir.

İslam ülkeleri aklını başına alıp, kendi aklını kullanarak İngiliz-Yahudi Küresel Medeniyetinin kendi ülkeleri için hazırladıkları projelerden haberdar olamazlarsa bu ülkelerdeki hem savaş hem de barış İngiliz-Yahudi Küresel Medeniyetinin istediği gibi sonuçlanacaktır.

İngiliz-Yahudi Küresel Medeniyetinin görevi İsrail'i korumak ve kollamaktır. ABD başkanları kim olursa olsun ilk ve en önemli görev İsrail'i korumak ve kollamaktır. Hepsi bunu yapmak zorunludur. Çünkü bu, İngiliz-Yahudi Küresel Medeniyetinin temel ve daimi talebidir.

Ama unutmayalım ki İngiliz-Yahudi aklının bir hesabı varsa Allah'ın da bir hesabı vardır!

Prof. Dr. Mehmet Şahin \ Timeturk

Tüm Yazıları

SON VİDEO HABER

Bakan Bayraktar: Enerji filomuzun 6'ncı gemisi Türkiye'de

Haber Ara