Son yıllarda zengin olan Müslümanların bir kısmı çok fena savruldu ve dağıttı.
Ellerine büyük paralar geçince ayakları yerden kesildi ve havalandılar.
Parayla, maddî imkânla çok iyi, çok doğru, çok güzel işler yapabilirlerdi ama kültürleri ve vicdanları bu konuda pek yetersiz kaldı.
Çok basit bir şey söyleyeceğim: Birileri ceplerine beş on bin liralık, hattâ daha pahalı afilli telefonlar koydular ama diyelim bin liralık kaliteli bir dolmakalem, yüz liralık haysiyetli bir defter koyamadılar.
Göstermelik saatlere servet verdiler, evlerine özel kütüphane kuramadılar.
Lüksün, israfın da kategorileri vardır. Kültürsüz lüks insanı rüküş eder, gülünç eder.
Şâhâne meskenler... Saray yavrusu yazlıklar... Pahalı ve gösterişli otomobiller... Marka giyim kuşam.
Namazı şöyle böyle kılan ama ezan okununca camiye gitmeyen zamane sofuları, akşam oldu mu, o lüks restoran benim, bu lüks restoran senin, koşuşturup duruyor.
Azmadan sapıtmadan önce 80 kilo olanlar şimdi 120 kiloya fırladı.
Lükse kapılanlar, israf bataklıklarına düşenler âhireti unuttular.
Onların umreleri bile bir acayip ki sormayın. Lüks ve ihtişamlı (görkemli) turistik umre... Kâbe'yi gören süit otel dairesi... Açık büfede altmış çeşit lüks yiyecek... Tabaklar doldurulur, yarısı yenmez çöpe atılır. Beyimiz ibadet yaptığını sanıyor. Din kültürüne sahip olsaydı, ibadetin tezellül ve tevazu ile yapılması gerektiğini bilirdi.
Beş paralık akılları yok. Outlet mağazasında 500 liraya (hatta daha ucuza) satılan bir cekete, markası için beş bir lira verebiliyorlar.
Dindar geçinip de beş yıldızlı oteli beğenmeyip yedi yıldızlısında konaklayanlar.
Sofu Müslüman zengin içkili, fuhuşlu, lüks, israflı otelde yatar mı? O yasak eskidendi. Bizim nevzuhur türediler uçmaya savrulmaya başlayalıdan beri bu endişelerden kurtulmuşlardır.
İlim, irfan, kültür, sanat, yüksek ahlak ve karakter, hikmet, akl-ı selim olmayınca para insanları fena uçuruyor.
Hortum onları içine alıyor, döndüre döndüre sersemletiyor ve sonra fena halde yere çarpıyor.
15 Temmuz darbesi faciasının bir kısım aktörleri böyle savrulmuş zengin Müslümanlardı. Cemaate girdiler, bir milyon verip beş milyon vurma havaları içinde bir sürü beyinsizlik yaptılar.
Onların tesettürleri bile bir acayiptir. Gökkuşağı gibi allı morlu zilli kıyafetler. Başına bir bez sarmakla tesettüre uymuş olduklarını sanıyorlar.
Böylelerini eskiden kâmil mürşitler, gerçek şeyhler frenliyordu. Şimdi onların sayısı çok azaldı
Lüks lokantalarda yemek yemelerini bir görseniz, onlar namına utanmaktan yerin dibine girersiniz.
Konuşmaları bir felakettir. Sohbetlerinde ilim, irfan, kültür, sanat yoktur. Dedikodu, zevzeklik, gevezelik.
Dağıtıp savrulmuşlar uçmuşlardır ama Müslümanlığın yakasını da bırakmazlar. Nice İslamî faaliyeti mıncıklayıp berbat etmişlerdir.
Anlattıklarım kitap okumaz.
Saçma sapan gülünç eşyaya, rüküş mobilyalara çuvalla para öderler, salonlarında ofislerinde orijinal bir hat göremezsiniz.
Süper zengindir ama salonunda makine halısı...
Mösyö Jourdain zengin olunca kendisine felsefe ve edebiyat hocası tutmuştur ama bunlar fakir ve kuru Türkçelerini renklendirmek, zenginleştirmek için hiçbir şey yapmazlar.
Onlar bu halleriyle İslam'a, Ümmete, vatana, millete yük oluyor.
Büyük servetleri var, parayla akıl satılsa onu da almazlar. Hallerinden pek memnunlar.
Allah ıslah eylesin...
**
Dostlarımdan biri bir işini takip etmek için orta büyüklükteki şehirlerimizden birine gitmiş. Sabahtan öğleye kadar işini takip etmiş, bitirmiş. Dönüş uçağının kalkmasına bir kaç saat vakit var. Bunu bir restoranda yemeğe harcamamış, karnını bir sandviçle doyurup hemen müzeye koşmuş... Kendisini tebrik ediyorum. Yemek her zaman yenir ama o müzeye fırsat bulup her zaman gidilmez. Aferin ona...
**
Holigan bir Atatürkçüye: Holiganlığı terk edersen, dinime saygı gösterirsen, ideolojik terör sergilemezsen, Atatürk kültünden vazgeçersen seninle bile çay kahve içerken sohbet edebilirim, memleket meselelerini görüşebilirim.
**
Birine: İki kimlikli olmayı, taqiye yapmayı bırakacaksın. Yahudi'ysen Yahudi görüneceksin. Müslümanları aldatmaya hakkın yok.