İnsan lisanla düşünür, anlaşır, akıl yürütür. Kişinin lisanı zengin olursa düşüncesi de zengin olur.
Üç yüz kelimelik sokak çarşı pazar Türkçesiyle, en az otuz bin kelimelik edebî Türkçe elbette bir değildir.
Bütün medenî ülkelerin liselerinde yüksek seviyede edebiyat okutulmakta, edebiyat kültürü kazandırılmaktadır.
Maalesef bizde bu yoktur.
Lisan ve edebiyat bakımından büyük bir felaket içindeyiz de çoğumuzun haberi bile yok.
İngiliz G. Lewis'in “Trajik bir başarı: Türk dil devrimi” isimli kitabı bizi uyarmıyor.
Türkiye'nin büyük beka meselelerinden biri lisan ve edebiyattır. Türkçe elden giderse Türkiye de gider.
Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya, Finlandiya liselerinde ülkenin edebî lisanı öğretiliyor ama bizde zengin edebî Türkçe öğretilemiyor.
Lisan ve edebiyat meselesini gündemimize koymadıkça, bu konuda çare ve çözüm aramadıkça düzelmemiz mümkün değildir.
Çocuklarımız doktor olacak, mühendis olacak, teknokrat olacak, onlara edebiyat gerekmez zihniyeti ne kadar gülünç, ilkel, bedevî, geri zekâlı bir zihniyettir.
Zengin lisan ve edebiyat, uzmanlık sahası ne olursa olsun, her okumuşa lazımdır.
Zengin Türkçesiz, edebiyatsız ilerlememiz, yükselmemiz, doğru dürüst düşünmemiz, aklımızı iyi kullanmamız mümkün olmaz.
Okumuş Müslümanlara hitap ediyorum: Türkçeniz kuvvetli olmazsa, İslam'ı da doğru dürüst öğrenip anlayamazsınız.
Bazılarına uçuk gelebilir ama lisan ve edebiyat konusundaki çare çözüm ve tekliflerimi sıralıyorum:
- Lisan ve edebiyat konusundaki bütün kopukluklar, arızalar giderilecek.
- 1920'lerin zengin, ahenkli, güzel Türkçesine dönülecek.
- Fen okulları dâhil bütün okullarda İslam-Kur'an alfabesi ile Osmanlıca okutulacak ve öğretilecek.
- İngiltere'deki Eton Koleji ayarında mükemmel liseler açılacak.
***
İnsanı insan yapan lisandır. Lisan elden gidince insanlık da gider.
***
Futbola verdiğimiz önemin binde birini bile lisana, edebiyata, kültüre, sanata vermiyoruz.
***
Şifahî kültürden, medenî yazılı kültüre dönmez isek geleceğimiz parlak olmaz.
***
En az bir milyon gencimize lisan ve edebiyat merakı kazandırmalıyız.
***
Büyük sayıda gencin ilgisini çekecek yazılı edebiyat yarışmaları tertiplenmeli, cazip (çekici) ödüller dağıtılmalıdır.
***
Günlük futbol gazeteleri var. Biz de edebiyat, sanat, tarih, kültür gazeteleri yayınlamalıyız.
***
İngiliz'in “Trajik bir başarı” dediği çukurda debelenmeye devam edersek kaybımız büyük olacaktır.
***
Bir ukalâya: İstanbul Darülfünunu (üniversitesi) profesörlerinden AvramGalanti'nin “Arabî Harfleri Terakkimize Mâni Değildir”, Âlimcan Şeref beyin “Harflerimizin Müdafaası”, G. Lewis'in “Trajik bir Başarı” isimli kitaplarını oku, ondan sonra konuş.
***
Türkçemizi dünyanın en güzel, en zengin, en ahenkli, en kibar lisanı haline getirmek için planlar programlar yapmalı ve gerektiği gibi çalışmalıyız.
***
Zengin lisanını, edebiyatını, millî kültürünü koruyamayan bir millet, kimliğini de koruyamaz ve yabancılaşır.
***
Ceplerinde binlerce liralık telefonlarla gezip de, kitap almaya paramız yok diyen gençlere: Ağır konuşmama lütfen izin veriniz. Telefona para buluyorsunuz da kitaba mı bulamıyorsunuz? İstirham ediyorum, ne kendinizi kandırınız, ne başkalarını.
***
İlaç sanayiinin emrinde faaliyet gösteren bir tıp ve sağlık sistemi, tedavi etmekten ziyade, hastalıkların ve hastaların çoğalması için çalışır.
***
Tekrar tekrar söylüyorum: Medenî insanlar ve toplumların çöpü ve atığı az olur. Çöpü çok olmak bir fazilet değil, rezillik ve redaettir. Bir toplumun hali, piknik yapan vatandaşların, akşam evlerine giderken, eğlendikleri dinlendikleri yeri nasıl terk ettiklerinden anlaşılır.
***
Türkçesini edebiyatını ilerletmek isteyen ciddî ve efendi gence: Her ay, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Beş Şehir'i gibi bir kitabı doğru dürüst okuyunuz.
Paldır küldür, yalap şalap, bir gözü kitapta öteki gözü başka şeyde olduğu halde yarı ve yüzeysel okumanın pek faydası olmaz.