Canan Hanımefendi,
Star gazetesinin 21 Nisan 2019 tarihli nüshasında başörtüsü karşıtı yıllar önceki bir beyanınızı okudum. Büyük Millet Meclisi'ne başörtüyle girilemez, bir başörtülü girerse benim de Meclis bahçesinde öğle arası bikiniyle güneşlenmek hakkım olur diyorsunuz.
Müsaadenizle büyük bir mantık hatası yaptığınızı söyleyeceğim.
Başörtüsü ile bikini mayo eşit değildir, kıyaslanamaz.
Demokrasinin beşiği medenî ülkelerde meselâ İngiltere'de, ABD'de, İsveç'te başörtüsü yasağı yoktur. Böyle bir yasak temel insan haklarına ve hürriyetlerine aykırıdır.
Son seçimlerde ABD parlamentosuna, İlhan Omar (Ömer) isimli başörtülü Müslüman bir milletvekili girmiştir. Mazbatasını alırken de Kur'an'a el basarak yemin etmiştir.
Nerede başörtüsü yasağı var, o anti demokratiktir, faşistliktir, hürriyetleri haksız yere kısıtlamaktır.
Sizin öğle tatilinde bikini mayoyla Meclis bahçesinde güneşlenme arzunuz hiçbir medenî ülkede geçerli olamaz. Bunu İngiltere'de de, Amerika'da da, İsveç'te, Norveç'te, İsviçre'de hatta laik Fransa'da dahi yapamazsınız. Meclis bahçeleri plaj değildir, buna izin vermezler.
Yine izninizle size bazı şeyleri hatırlatmak istiyorum:
- Demokrasinin beşiği İngiltere'dir ve bugün dünyanın en demokrat ülkesi İngiltere'dir. İngiltere'de laikliğin esamisi okunmaz. Orada din devlet birliği ve işbirliği vardır. İngiltere'de Müslüman kadınların peçelerine ve burkalarına bile karışılmaz. Türkiye'de demokrasi yenidir, İngiliz demokrasisinin ayağına su dökemez.
- Size, Müslüman kadınların başörtülerini bırakıp, devlet eliyle resmî seks köleliği vesikaları verilmesine, bu işin KDV'li ticaretinin yapılmasına karşı çıkmanızı haddim olmayarak tavsiye ediyorum. Kadınların başlarını örtmeleri bir ayıp değildir ama resmî yasal KDV'li seks köleliği yüzkarası bir ayıptır. Kaldı ki, devletimiz seks köleliğine izin vermeyeceğine dair uluslararası kadın hakları sözleşmelerine imza koymuştur.
- Şu hususa da bilhassa dikkatinizi çekerim: Avrupa'da en demokrat, insan haklarına en fazla bağlı ve saygılı, kadın haklarını en fazla koruyan ülkelerin başında krallıklar gelir. İngiltere, Hollanda, Belçika, Norveç, İsveç, Danimarka... Bunların hiçbirinde laiklik yoktur.
- Laikliğin demokrasinin olmazsa olmaz temel şartı olduğu büyük bir mantıksızlıktır, büyük bir hezeyandır.
- Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayınladığı iki uzun fetva metninde tesettürün, kadınların örtünmesinin İslam dininin temel kurallarından ve emirlerinden olduğu ispat edilmektedir. Örtüsü Müslüman kadının hürriyetinin sembolüdür. Buna karışılmamalı ve dokunulmamalıdır.
- Kemal'in ölümünden sonra fabrike edilmiş Kemalist ideoloji demokrasiye, insan haklarına, millî iradeye aykırıdır. Bugün dünyada hiçbir ileri medenî demokrat gerçek hukuk devletinde resmî ideoloji heyulası diye bir şey yoktur. Bu ideolojinin özelleştirilmesi gerekir. İnanan inansın, inanmayana baskı yapılmasın.
- İslam'a karşı çıkartılan Sezar dini akla, demokrasiye, mantığa, millî kimliğimize aykırı bir dindir.
- Japonya'da kimono ile mücadele ediliyor mu? Bizde de başörtüsü ile mücadele edilmemelidir.
- Meclisimizin başkanlık kürsüsü üzerinde “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” yazılı olduğu tek parti devrinde millet iradesine aykırı çok yanlışlar yapılmıştır. Ayasofya'nın müze haline getirilmesi bunlardan biridir. Bunun halka referandum yapılarak sorulması gerekmez miydi? Halk böyle bir şeye izin verir miydi? Müslüman halk Hilafetin ilgasına, Halifenin sürülmesine izin verir miydi? Millet bin yıllık yazımızın yasaklanıp Latin harflerine geçilmesine izin verir miydi? İskilipli Atıf Efendi'nin asılması halkın egemenliğine aykırı bir zulüm değil midir?
- Yeni Zelanda'daki Müslüman katliamından sonra o ülkenin hanım başbakanı kederli Müslüman ailelerin ziyaretine giderken başına bir başörtüsü geçirmiş ve bu hareketiyle bütün medenî insanlığın takdirini kazanmıştır. Acaba siz de bu takdirkârlardan mısınız? Yoksa onu kınıyor musunuz?
- Hoşgörünüze sığınarak internette hayli tıklanan domuz kemikleri meselesine de temas etmek istiyorum. Eşim domuz yemedi, arkadaşı yedi diyorsunuz, bu beyanınızı kabul ediyorum. Ancak “Bana arkadaşını söyle senin kim olduğunu söylerim” atasözünü de hatırlatmadan edemiyorum.
- CHP'nin tek parti faşist idaresi zamanındaki devrimlerden birine temas etmek istiyorum. İngiliz GeoffreyLewis “A catastrophicsuccess: TheTurkishlanguage reform” kitabını tedkik buyurmanızı tavsiye ediyorum.
- Hanımefendi!.. Büyük Millet Meclisi'nde başörtülü Müslüman hanımlar var diye sakın yanılıp da öğle tatilinde Meclis bahçesinde bikini mayo ile güneşlenmeye yeltenmeyin, ayıp etmiş olursunuz, gülünç duruma düşersiniz, polis tarafından engellenirsiniz. Böyle bir şey olursa hürriyet istiyorum, kimse güneşlenme hakkımı çiğneyemez diye feryat etmeyiniz. Daha gülünç olursunuz.
Bilvesile saygılarımı sunarım, Hanımefendi.
CHP İstanbul İl Başkanı Sayın Canan Kaftancıoğlu'nun başörtüsü aleyhindeki tweetiyle ilgili haber metni şudur:
"BAŞÖRTÜ SERBESTÎSİ DİYE BİRŞEY OLMAZ
Canan Kaftancıoğlu, 28 Ekim 2013 tarihinde sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki şahsi hesabından, "Başörtü serbestîsi diye bir şey olmaz. Var mısınız kılık kıyafet serbestliğine? Sonra oyunbozanlık yok ama! Meclis bahçesi uygun, ben de öğle arası bikiniyle güneşlenmek mesela:))" ifadelerini kullanmış.” (Star Gazetesi 21 Nisan 2019).