Katar'ın OPEC üyeliğinden ayrılması diğer bazı ülkeleri de aynı yönde karar almaya teşvik edebilir ve örgütün dağılmasına yol açabilir.
Suudi Arabistan Kralı Selman Bin Abdülaziz, Katar Emiri Temim Bin Hamed Es-Sâni'yi yarın Riyad'da yapılacak Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Zirvesi'ne davet etti.
Kral Selman'ın davetini Doha'ya KİK Genel Sekreteri Abdüllatif Ez-Ziyani götürdü.
Fakat Katar Emiri Ez-Ziyani'yle görüşmedi.
Daveti bir bakan teslim aldı.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır geçen yıl Haziran ayında Doha'yla tüm ilişkilerini kesmiş ve krizi çözme girişimleri bugüne kadar başarılı olamamıştı.
Katar Emiri'nin Kral Selman tarafından Riyad'a daveti “Katar krizi çözülüyor mu?” sorusunu gündeme getirdi.
Bu soruya “Evet” cevabı vermek zor.
Çünkü Katar'la ilişkilerini kesen ülkelerin Doha'ya yönelik olumsuz tavrında herhangi bir değişiklik yok.
Değişen tek şey, Cemal Kaşıkçı cinayeti dolayısıyla Riyad'ın sıkıntıda olması.
Katarlılar da bu durumun farkında.
Dolayısıyla daveti pek sıcak karşılamadılar.
Suudi Arabistan Kralı'nın Doha'ya gönderdiği davet bir başka tartışma daha başlattı.
Katar Emiri Temim Bin Hamed Es-Sani davete icabet edip Riyad'a gitmeli mi?
Katarlılardan birçoğunun bu soruya cevabı “Hayır”.
Bunda da haklılar.
Krizin başından bu yana yaşadıklarını unutmaları kolay değil.
Katarlı gazetecilerden Abdullah El-Imadi, bu konudaki görüşünü şöyle ifade ediyor:
“Katar halkının isteği, KİK'i görmezden gelme yönünde. Tıpkı KİK'in yaşadığımız krizi görmezden geldiği gibi. Katar'ın zirveden hiçbir yararı olmayacak. Bu zirve Körfez ülkelerinden çok Suudi Arabistan'ın ihtiyacı olduğu için düzenleniyor. Katar'ın katılımının üst düzeyde olması Katar halkında çok büyük hayal kırıklığına yol açar. Yönetimin bunu göz ardı edeceğini sanmıyorum.”
Bu arada Doha önemli bir adım daha attı ve Ocak 2019'da Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyeliğinden ayrılacağını açıkladı.
Katar bu kararını “Sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) üretimi üzerine yoğunlaşmak istiyoruz” şeklinde gerekçelendirse de karar “Doha'nın Suudi Arabistan etkisinden daha çok uzaklaşma arzusu” şeklinde yorumlandı.
Katarlılar OPEC'ten çıkma kararını savunurken ABD Başkanı Donald Trump'ın bir telefonuyla Suudi Arabistan'ın üretimi artırarak petrol fiyatlarını düşürmesine dikkat çekiyor ve bu tür keyfi tavırlar sebebiyle örgütün anlamsızlaştığını söylüyorlar.
Katar'ın OPEC üyeliğinden ayrılması diğer bazı ülkeleri de aynı yönde karar almaya teşvik edebilir ve örgütün dağılmasına yol açabilir.
Nitekim İran Petrol Bakanı Bijan Zanganeh, “İran'a yaptırım uygulandığı sürece İran'ın OPEC kotası hiç kimseyle görüşülmeyecek” dedi.
Suudi Arabistan'ın Veliaht Prens Muhammed Bin Selman yönetiminde her şeyi kırıp döktüğünü ve KİK'i işlevsiz hale getirdiğini belirten Katarlılar, ülkelerinin OPEC üyeliğinden ayrıldığı gibi KİK üyeliğinden de ayrılmasını istiyorlar.
Doha'dan yakın gelecekte bu yönde bir karar gelirse şaşırtıcı olmaz.
ABD Kongre üyeleri, CIA Direktörü Gina Haspel'in basına kapalı bilgilendirme toplantısından sonra Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman'ın Kaşıkçı cinayetine karıştığına ve ünlü yazarın ölüm emrini verdiğine tamamen ikna oldular.
Senatörlerden birbiri ardına Muhammed Bin Selman'ı suçlayıcı açıklamalar geliyor.
Böyle bir ortamda yarın Riyad'da yapılacak zirvenin Suudi Arabistan Veliaht Prensi'ne destek toplantısı olacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın.