Almanya'da seçim kargaşası geride kaldı. Türkiye ile karşılıklı atışmaların yerini şu an sessiz bekleyiş almış durumda. Bakalım komşu Hollanda'da gibi aylarca koalisyon görüşmeleri uzayıp gidecek mi? Bence hükümeti kurmak bu yıl zor gözükse de yapacak birşey yok... Neyse geçelim...
Bir asırlık müttefikimiz Almanya bizlere hep sanayisi ekonomisi ve siyasi yönüyle güçlü bir ülke olarak tanıtıldı. Bu yazımızda şimdilik fazla detaya girmeden bir nebze kültürel tarafından Almanya'yı tanıyalım istedim...
Almanlar tarihlerine sahip çıkar ve yaşatırlar. Öyle eğitim alırlar, yetiştirilirler. 16 eyaletten oluşur ve her eyaletin kendine uygun dini ve kültürel günleri kutlanır. Devlet de buna destek verir, teşvik de eder...
Şu an güncel olduğu için sizlere Almanya'nın her yıl (19 Eylül-3 Ekim) kutladığı dünyanın en büyük halk bayramı sayılan 184 yıllık "Oktoberfest" bayramınından bahsedeceğim. Hatırlarsanız, Türkiye'de bir tatil şehrinde belediye başkanı da bu Oktoberfest'i "halk bayramını" kutlamıştı...
Bayern bölgesi'nin başkenti Münih şehrinde 1810 yılından beri kutlanan bu bayram özünde bira festivalidir. Her yıl iki hafta süresince binlerce fıçı bira tüketilir. Festivalde her şey bira eksenlidir.
Festivalin açılışı belediye başkanının bira fıçısını "odun tokmakla" delmesiyle başlar... Açılışa katılan davetliler yöresel kıyafet giyerler. Oktoberfest'in olmazsa olmaz özellği; erkeklerin ve bayanların Bayern bölgesinin yöresel kıyafetleriyle katılmasıdır. Bayern Eyaleti'nde yaşayan Almanlar kendilerini diğer eyaletlerden "farklı" gödükleri için, kıyafetlerinde eyalet bayrağındaki renkleri olan Mavi ve Beyaz rengi seçerler. Yaşlısı genci bu görüntünün oluşması için itinalı davranırlar.
Bayern bölgesine has kıyafetiyle erkekler; tüy takılmış foter, ceket ve kısa deri pantolonludur. Bayanlar ise festivale has örgülü saçı, dekolte gömlek (göğüsler muhakkak belli olmalıdır) ve bol saçaklı "Dirndl" önlüklü kıyafet ile katılır.
Hepsi bir "Schützenverein (Topçu Derneği)" isimli derneğin üyesidir.
Bölgede bulunan irili ufaklı dernekler (Schützenverein) yöresel kıyafetleriyle bir kortej oluşturup halkı selamlama geçişi yaparlar. Bu gösteri esnasında derneklerin bando takımı marş çalar, kortejdeki üyeler göğüslerindeki onur madalyaları ile askeri bir uslüp ve disiplin içerisinde yürürler...
Münih şehrinin Wiens kasabasında 2 hafta süren festivalde büyük bir seyyar Lunapark ta kurulur ve festivalin ekonomiye getirisi 1 Milyar Euro'dur.
Dünyanın her yerinden gelen turistlerin rahat etmeleri için devasa çadırlar kurulur. Çadırlarda saatlerce oturulur eğlenilir, su gibi bira tüketilir. Bayan garsonlar bira yetiştirmekte zorlanırlar.
Oktoberfest kutlamalarında ilk yardım ekipleri de çok yoğun olurlar. Alkol bu... Şişedeki gibi durmuyor... Çok içmenin maharet sayıldığı festivalde alkol koması vakasıyla sık sık karşılaşılır.
Kültürlerini yaşatmakta ve tarihlerine sahip çıkmakta titiz olan Almanlar'a diyecek yok ta bizim taklitçilere ne demeli?
Antalya'da da kutlanmıştı bu Oktober ‚''Bira Bayramı''. Belediye başkanı aynı Münih'teki gibi fıçıyı tokmaklardı her yıl...
"Alâkaya çay demle!" misali Antalya'daki Oktoberfest ‚ "bira demlenme" kutlamalarına hiç akıl erdirememiştim...
Öyle ya; Oktoberfest Almanlar'ın bayramı...
Bira içmek Alman kültürünün bir parçası.
Herkes kültürünü yaşatma gayretinde...
Demem o ki; turistik bir şehirde Türkiye'nin „milli“ içeceği olan Ayran festivali düzenlense...
Antalya'nın yazında tuzlu buz gibi ayran daha mı iyi gider acaba?
Neylersiniz ki alkolle para kazanma Münih'in ekonomisi olmuş.
Sizler o güzelim Akdeniz'i hâlâ anlamayın...
