Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve AFAD ile MEB'in iş birliğinde hayata geçirilen "Eğitim Altyapısının Güçlendirilmesi" ve "Kriz Zamanlarında Herkes İçin Eğitim I & II" projelerinin açılışı, bir otelde düzenlenen törenle yapıldı.
Törene, MEB Müsteşarı Yusuf Tekin, AFAD Başkan Yardımcısı Fatih Özer, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyekelçi Christian Berger ve diğer yetkililer katıldı.
MEB Müsteşarı Tekin, açılıştaki konuşmasında, temel hak ihlallerinin bazen doğal afetlerle ortaya çıktığını, Suriye krizinin acı tarafının ise bir anlamda insanlığın koruma altına aldığı değerlere karşı üretilmiş iradi bir kriz niteliği taşıması olduğunu söyledi.
"Siyaset bilimi literatüründe sıkça karşılaştığımız baskıcı, faşist diktatörlük özlemi içerisindeki siyasi otoritelerin kendi siyasal iktidarlarının devamını temin etmek için meşruluk endişesi taşımaksızın ürettiği bir krizle karşı karşıyayız." diyen Tekin, kriz sonrasında ortaya çıkabilecek hak ihlallerine karşı durmanın, herhangi bir ülkenin değil, bütün dünya milletlerinin kendi onur ve haysiyetlerine sahip çıkması anlamına geleceğini vurguladı. Tekin, "Bizim için namus meselesi bir durumla karşı karşıyayız." ifadesini kullandı.
"KRİZLERİN ÖNLENMESİNİN TEK YOLU EĞİTİM"
Yaklaşık 5 milyon Suriyelinin temel hak ve hürriyetlerinin önemli bir kısmını kullanmaktan men edildiğine dikkati çeken Tekin, Türkiye'ye yerleşen yaklaşık 3 milyon Suriyelinin temel hak ve evrensel değerler çerçevesinde yaşamaları için çalışmalar yürütüldüğünü anlattı.
Tekin, şöyle konuştu:
"Ülkemizde yaklaşık 1 milyon okul çağında Suriyeli çocuk bulunuyor. Biz bunlardan yaklaşık 600 binine temel hak ve hürriyetlerden bir tanesi olan eğitimi alma imkanı sunabiliyoruz. Bu insanlık için, özür diliyorum ama övünç duyulacak bir şey değil. Biz bu çocukların tamamına bu hakkı sunabilmekle mükellefiz. Biz ülke olarak, bakanlık olarak elimizden geleni yapma gayretindeyiz.
İnsanlığın ortak değerlerini koruma konusunda bütün dünyaya bu anlamda bir çağrımız da olmuş olur. Biz bize verilecek fonlarla, desteklerle Türkiye'deki Suriyeli çocuklarımızın ihtiyaç duyduğu ideal anlamda fiziksel ortamın sadece ve sadece yüzde 10'unu karşılayabiliyoruz. Derslik ihtiyacı olarak bakıldığında burada konuştuğumuz 3 bine yakın derslik, ihtiyaç duyduğumuz 30 bin dersliğin yüzde 10'una karşılık geliyor."
TEDBİRLER ÜRETİLMESİ LAZIM
Kendisinden önce konuşan Büyekelçi Christian Berger'in, "Bu krizin neden ortaya çıktığının analizini yapmakla mükellefiz." sözlerini hatırlatan Tekin, bu krizlerin yeniden ortaya çıkmaması için tedbirler üretilmesi gerektiğini, bunun yolunun da eğitim öğretim alma hakkı olduğunu vurguladı.
Tekin, "Biz 1 milyon çocuğa insanlığın ortak değerlerini okul çağındayken öğretirsek, kendi iradesini hayata geçirebilme hakkını öğretirsek, başka düşünceden olan insanların görüşlerine saygı duymayı, birlikte yaşama kültürünü öğretebilirsek bu krizlerin yeniden ortaya çıkmayacağını ancak bu şekilde garanti edebiliriz. Bu tür krizlerin kökten önlenebilmesinin yegane yolu, sağlıklı bir ortamda eğitim öğretim alma hakkının çocuklara sunulmasıdır. Bu yolda çabalarımızın artarak devam edeceğini ümit ediyorum. Bu çocukların haklarına sahip çıkmak övünülecek bir şey değildir, insan olmamızın bir gereğidir. " değerlendirmesini yaptı.
"KAYIP BİR NESİL DOĞACAK"
AFAD Başkan Yardımcısı Fatih Özer ise Türkiye'de Suriyeli çocukların eğitimine devam etmesi için büyük çaba gösterilerek çalışmalar yürütüldüğünü anlattı.
Bu çocuklar düzgün eğitim alamadıkları takdirde kayıp bir neslin doğacağını vurgulayan Özer, "Bu çocukların Suriye'nin geleceğini kuracağı düşüncesiyle var gücümüzle çalışıyor, fonların bu düşünceyle kullanılmasına özen gösteriyoruz." dedi.
