Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Kibirli, ukala, cahil, cüretkar, menfaatçi, psikolojik sorunlu: Cem Küçük'

Mavi Marmara şehit ve katılımcılarına 'İslamcı manyaklar' , 'kafadan İsrail düşmanları' , 'kafadan Batı düşmanları' diyen Cem Küçük, tartışılmaya devam ediliyor.

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-04-21 13:26:23

'Kibirli, ukala, cahil, cüretkar, menfaatçi, psikolojik sorunlu: Cem Küçük'

TIMETURK | HABER MERKEZİ

Dün ve önceki gün sosyal medyayı sallayan Küçük; Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, Yazar Kemal Öztürk, Karar gazetesinden de Hakan Albayrak tarafından köşe yazılarında eleştirildi.

İşte o eleştiriler:

İBRAHİM KARAGÜL: MUHAFAZAKARLARI TASFİYE ETMEYE ÇALIŞIYORLAR

"Muhafazakar yerli damarı “İslamcılık” tanımı içine sıkıştırarak marjinalleştirme, milliyetçi çevrelerle birlikte iki tehdit haline getirip tasfiye ettirme yönünde bir çaba var. Oysa bu çevreler, şu anki büyük yürüyüşün, yüzyıllara dayalı tarihin, Türkiye'nin bel kemiğidir. Onların yabancı unsurlar gibi operasyonlara maruz bırakılması Türkiye'yi, bu büyük hedefe, yeni tarih yükselişine kurulan en büyük tuzaktır. Bu operasyon tamamen dışarıdan yürütülmekte, operasyonu planlayanların, 15 Temmuz saldıranları ile kökleri derinlerde birleşmektedir. Dikkat ederseniz bu, İsrail aşırı sağı ile ABD'nin neoconlarını, İslamofobi kavramını üretenlerin ortak dilidir. Son zamanlarda Avrupa'da yükselen ırkçılığa malzeme sağlamak için üretilen “Turkofobi” kavramını üretenlerin söylemidir. Bu çevreler, her ne kadar içeride ise de, çok yakınımızda ise de, “yerli olma” söylemini dillerinden düşürmüyor olsa da, aslında yeni çokuluslu müdahale için alan açmaktadır, bu yönüyle “yabancı unsur”dur. Hangi küresel sermaye çevresine, hangi operasyon alanına mensup oldukları bilinmektedir.”

Yazısında “Bu çevreler üzerinden yürütülen yeni operasyon hali, bu ülkenin ana omurgasını imha etmeye, o direnç cephesini zayıflatmaya dönüktür” diyen Karagül şöyle devam etti: “Bunu yaparlarsa, asıl operasyon ondan sonra gelecektir. Kullandıkları dilin seyrine dikkat edin. Çok yakında “Radikal İslam”, “İslamcı teröristler”, “İslamofaşizm” kavramlarını öne çıkaracaklar, bu tür kavramlar üzerinden birer neocon gibi, FETÖ'nün düşman bellediği her çevreye saldıracaklar. ABD öncülüğündeki küresel aklın İslam'ı terörle eşleştirdiği 1990'lara dönüp bakalım. Dünya genelinde İslam'a karşı Haçlı Savaşı işte bu terör dili üzerinden başlatılmıştı. Nasıl da birbirine benziyor!”

KEMAL ÖZTÜRK: ÖFKE, BİR ZİHNİYETEYDİ

'Reis'in' İslamcıları hemen partiden tasfiye etmesini istiyordu. Yanındaki kişilerin de AK Parti'yle, muhafazakarlıkla alakası yoktu ve onlar da bu fikre hararetle destek veriyordu. Bu video, 17 Nisan günü başka bir televizyon kanalındaki programdan alınmıştı. İnsanlar işte bu videodan sonra isyan etti. On binlerce kişi mesaj attı, Türkiye devletinin resmi şehit kabul ettiği insanlara, “manyak tipler” diyen adama tepki yağdırdılar. Tepkiler bu yazı yazılırken devam ediyordu. Aslında isyan ettikleri şey, bu insanın temsil ettiği zihniyet, dil, anlayış ve çevreydi. Düşünsenize, muhafazakar insanların paralarıyla kurulmuş gazetelerde, parayla yazıp, dindar insanları düşmanlaştırıyorlar. Dindar insanların kurduğu televizyonlarda, yine dindar insanları, “kripto, FETÖ'cü, hain, satılmış, Kraliçe'nin adamı, Amerika'nın adamı” diye suçluyorlar. Cesur değil, cüretkarlar. Hiçbir şey umurlarında değil. Kimse de bunlara “sen kimin adına konuşuyorsun, sus” demiyor.

İnternette duvardibi diye bir site açtılar. 28 Şubat döneminde, gizliden açılan ulusalcı sitelerin aynısı. Orada AK Parti'nin kurucularına, devlet adamlarına, şu andaki bakanlarına, milletvekillerine, yazarlarına, aydınlarına ağza alınmayacak küfürler ediyor, başörtülü yazarların namusuna dil uzatıyorlar. Devletin en gözde kurumlarını, bürokratlarını, yöneticilerini orada ahlaksızca suçluyor, iftira atıyor, karalıyorlar. Bitmedi. Belediyeleri, kurumları arayıp, insanları işten attırıyor, ekmekleriyle oynuyorlar. İş dünyasında, bürokraside ve siyasette örgütleniyorlar. Hedeflerinde tamamen dindar, muhafazakar insanlar var. Ne ilginçtir ki, bu insanların taktikleri ve tutumları, FETÖ'cülerle neredeyse aynı.

Muhafazakar camianın çok sıkıntı çektiği 28 Şubat yıllarında bile, hasımlarımıza böyle şeyler yapmadık, söylemedik. Hiçbir gazetemizde, televizyonumuzda böyle bir dil, böyle bir tavır görülmedi. O yüzden bunlar lejyoner ve bu tutum da lejyoner bir hastalık diyorum.”

Bu dili kullanan insanlar kibirli, ukala, cahil, cüretkar, menfaatçi, kraldan çok kralcı ve kesinlikle psikolojik sorunlu. Sonradan bu insanların yukarılarda itibar gördükleri, en önemli projelerde yer aldığı, en önemli işlerde çalıştığı görülünce, insanların kafaları karıştı. İşte bu, içten içe bir yaranın kanamasına, derinleşmesine neden oldu. İnsanlar yaralandı, çünkü bu sorunlu kişilerin yaptığı her şey, her tutum, her davranış aslında AK Parti içinde adam eksiltmeyi, muhafazakar camiada bir bölünmeyi, ayrışmayı, kırgınlığı, öfkeyi büyütmeyi amaçlıyordu. 'Dindar insanlara, muhafazakarlara, eski kurucu siyasetçilere hakaret etmenin, referandumda ne kadar oy getireceği hesaplanıyor?' sorusu cevapsız kaldı zihinlerde. Bu insanlar bunu menfaatleri için, daha çok alan kapmak için yapıyorsa bu 'az' bir tehlikedir. Ya bu insanların üstünde bir akıl varsa, ya dışarıyla bir linkleri varsa, ya bunu belirlenmiş bir hedef için yapıyorlarsa? İşte bu 'çok büyük' bir tehlikedir.

AK Parti, Türkiye'nin en seviyeli, en reformcu, en entelektüel partisiyken, şimdi AK Parti adına konuştuğunu, hatta gücünü “Reis'ten” aldığını söyleyen bu tipler yüzünden sahip olduğu algıya bakın. Sadece AK Parti adına değil, ülke adına çok üzücü. 16 Nisan öncesi araştırmalarda, AK Parti tabanında birçok insanın bu dilden çok rahatsız olduğu tespit edilmişti ve ben de yazmıştım. 'AK Parti'ye en iyi nasıl zarar verilir?' diye sorulsa, 'en iyi bu kötü niyetli, kötü üsluplu insanların eliyle verilir' derler sanırım. Yaşananlar, insanların gönlünde yara açıyor, uzaklaştırıyor, kırıyor ve öfkelendiriyor. Önceki gün olduğu gibi, bir kriz anında patlamalara neden oluyor. İnsanlar Cumhurbaşkanı Erdoğan'a olan saygıdan ve sevgiden sabrediyorlar hala. 16 Nisan, AK Parti için bir yenilenme, bir dönüşüm fırsatı veriyor. Geç kalmadan büyüklerimizin bunu iyi değerlendireceğini umut ediyorum."

HAKAN ALBAYRAK: PELİKAN PROJESİ

Ahmet Davutoğlu'na yakınlığıyla bilinen Karar gazetesi yazarı Hakan Albayrak ise yazısına Cem Küçük'ün Mavi Marmara'yla ilgili sözlerine yer vererek başladı. Küçük'ün tepkiler üzerine attığı özür tweetlerine de değinin Albayrak yazısına şöyle devam etti:

Gördüğü tepkiler Mavi Marmara camiasına “manyak tipler” demesiyle alâkalı olduğu halde konuyu Ahmet Davutoğlu'na getirip oradan yürümeyi tercih etmesi, “Davutoğlu'nun hayalci politikaları hem ülkemize hem alem-i İslam'a kaybettirdi. Artık gerçekçi bir dış politika hattında yürüyeceğiz” gibi tweetler atması da akıllıca. Cumhurbaşkanımızı savunan ve Davutoğlu'nu eleştiren adama kim ne yapabilir? Koca bir Pelikan düzeni var arkasında! Davutoğlu'na zaten öteden beri takık… Şimdi de İHH'ya laf sokuyor… “Radikal İslamcılar”dan kastı bunlar ve benzerleri. “DEAŞ” filan değil yani. Pelikancılar bir süredir “İslamcılar”a hakaretler yağdırıyor ve onların tasfiye edilmesi için çırpınıyorlar. Tıpkı FETÖ'cüler gibi… O televizyon yorumcusunun tavrını ‘anti İslamcı' Pelikan projesinden ayrı görmüyorum. ‘Bu İslami midir, ahlaki midir, meşru mudur, doğru mudur?' diye sorup duran “İslamcılar”dan kurtulup rahatça at koşturabilmek ve ilke namına ne varsa rahatça çiğneyip geçmek…”

TIMETURK'UN KONU ÜZERİNE KALEME ALDIĞI YAZI (FOTOĞRAFA TIKLAYINIZ)

593176

Haber Ara