Özçınar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuk yaştaki kız ve erkeklerin kayıp ihbarları üzerine harekete geçtiklerini, emniyet ekiplerine de bilgi verdiklerini bildirdi.
"Genellikle genç kızlarımız ve oğlanlarımız her ikisi de çocuk yaşta iken birbirlerini sevdiklerini iddia edip kaçma yoluna gidiyorlar, biz bunun 3 yıldır farkındayız. Ben 3 senedir bunun için mücadele ediyordum daha da sürdüreceğim" diyen Özçınar, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile eğitimler düzenlediklerini, destek aldıklarını, psikolog getirdiklerini vurguladı.
Son olarak 83 gündür kendisinden haber alınamayan 15 yaşındaki Ş.A'nın bulunması haberleri üzerine kamuoyunda bir farkındalık oluştuğuna dikkati çeken Özçınar, şöyle devam etti:
"Ş.A. kızımızın kaçırıldığı iddia edilmişti. Ailesi uzun süredir arıyordu fakat bulunamıyordu. Daha sonra haber kanalına çıkıldı, farkındalık da oluştu. İnanın Ş.A'nın kaçırıldığından benim de haberim yoktu. Kendimizi sorgulamamız gerekiyor, yani eğer bu durum bana ulaşmış olsaydı jandarma, emniyet işbirliği ile ne yaptıysam aynısını yapardım. Ekiplerle birlikte köye çıktım tek tek telefon numaramı dağıttım ve herkesten bilgi istedim. Akşam saatlerinde ihbar bize ulaştı. Olgunlar'da gençlerimizin teslim olma isteği beyan edildi, gençlerimizi aldık getirdik. Tabi ki durumun bu noktada olması çok iç yakıcı."
Özçınar, genç kızın şu anda ailesiyle kaldığını, 18 yaşın altındaki erkeğin de şu anda cezaevinde bulunduğuna değinerek, "Baktığınızda çok küçük duruyor ve çok içiniz acıyor. İki çocuğun evcilik oyunu gibi bir şey görüyorsunuz. O çocuklar anne olma yaşında değil, eş olma yaşında hiç değil. Burada böyle bir düzen varsa bunu bozmak da bizim görevimiz. Ben 3 senedir bunun için mücadele ediyordum daha da sürdüreceğim" ifadesini kullandı.
YILDA ORTALAMA 20 VAKA YAŞANIYOR
Yılda ortalama 20'ye yakın böyle vakayla karşı karşıya kaldıklarını, bunun 19'unun aileler arasında anlaşma nedeniyle kendilerine ulaşmadığı bilgisini veren Özçınar, "Bir tanesi ile ilgili cezai işlem gerçekleştirilmiş o da içeride" dedi.
Özçınar, küçük yaşta kız çocukların evlendirilmesi karşısında aileler arasında "para alışverişi yapıldığı" iddialarını da değerlendirdi.
Özçınar, şu görüşlere yer verdi:
"Aileler arasındaki anlaşma konusunun araştırılmasını istedim. Basına da bize de bilgi vermezler. (Para alışverişi) Bazı iddialar konuşuluyor ama ben gözümle gördüm desem yalan olur. Özellikle yaşı küçük kız çocukları için nikah yaşı tutmadığı için aileler arasında böyle bir anlaşma yapıldığı iddiası var. 'Sevmiş kaçmış, evlenmiş' gibi tabirler dolaşıyor. Her gittiğimde hatırlattım. 'Sevdim kaçtım' diye bir şey olmaz. Onlar çocuk yaştalar şu an okula, eğitime, annelerine ihtiyaçları var, babalarına ihtiyaçları var."
MAHALLELERDE TARAMA BAŞLATILDI
Aile Sosyal Politikalar Bakanlığının da daha önce konuyla ilgili çalışma başlattığına işaret eden Özçınar, "Bu durumun farkındayız. O yüzden Ş.A olayı göz önüne gelince sanki yeni yapılan bir şeymiş gibi gösterildi ama böyle bir durum söz konusu değil. 3 senedir biz çalışıyoruz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı eğitimlerini veriyor, KADEM gelip eğitimlerini veriyor. 'Şimdiye kadar bu işe niye girmediniz' diyenler oldu. Ben işin reklam kısmında değilim. Ben reklam yapacak olsam 3 senedir eğitimlerin reklamını yapardım" dedi.
Özçınar, bir kadın ve anne olarak olayın kökünü kurutana kadar çalışmaya devam edeceğini belirterek, şunları kaydetti:
"Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Olgunlar ve Sırımlı mahallelerinde tarama başlattılar. Durumu analiz ediyorlar. Biz genel bazda eğitimleri merkezde, köy kahvehanelerinde veriyorduk. Gördük ki katılımı sağlayamıyor, duyarlılık oluşturamıyoruz. O yüzden yeniden bir çalışma sistemi ile ev ev dolaşma, özellikle kadınlara ulaşma anlamında yeni bir sistem başlattık. İki mahallemizi de hane hane dolaşacağız. Bunun gelenek olması mümkün değil. Çocuk yaşta kızlarımızın ya da erkeklerimizin anne baba olmaları mümkün değil. Bu gelenek dahi olmuş olsa kabul edilebilir değil. Gelenek diyemeyiz, bu tamamen şu an toplumsal bir sorun, inşallah kökünden kazıyacağız."