TİMETURK I HABER MERKEZİ
İşte o yazı:
İsminin ortalama bir Hollywood filminden alınmış olması bile beni kısa bir ‘olağan şüpheliler' listesi çıkarmaya itiyordu. Nitekim Pelikan Bildirisi ile Pelikan Yalısı, aynı odağın kendisini aklama, yeniden kabullendirme hareketi çıktı.
Failleri kim sorusunun cevabını herkes biliyordu fakat kimse üzerine ciddi bir söz söylemedi: Hilal Kaplan, Haşmet Babaoğlu, Genç Siviller…
NE KİMİN YAPTIĞI İSPATLANABİLİR NE DE KİMİN YAPMADIĞI...
Konunun hukuki boyutu var nitekim. Elbette kimse Hilal Kaplan'ın, Cemil Barlas'ın ya da aynı ekipten bir başkasının Pelikan depremine yol açtığını ispatlayamaz. Açmadığını da bu saatten sonra kimse ispatlayamaz ki işin sırrı biraz da burada.
PARA İÇİN ATILMIŞ TAKLALAR
Olayın arkasında ise olağan şüphelilerin karakterine uyan bir ‘Broker' tarafından borsada oynanan oyunları andıran, deyim yerinde ise para için atılmış taklalar var.
PELİKAN GİRİŞİMİNİN SATIŞ MESELESİ...
Bilindiği gibi başını Hilal Kaplan, Yıldıray Oğur ve Ceren Kenar gibilerin çektiği bir kanat, uzun süredir Ak Parti üzerinden Obama ve PKK arasında medcezir yaşayan bir griliği Türkiye Müslümanlarına satıyor. Ak Parti içinde eski İran sevdalısı gelenekten gelip sonradan ülküsünü değiştirerek ‘devlet adamı' olduklarını düşünen vekil ve danışmanlar tarafından kollanan bu kişilerin Pelikan girişimi tamamen bu ‘satış' ile ilişkili.
DEVLET CİDDİYETİ BİR YALIYA MI EMANET?
Bazı danışmanlar ile gizli servisimizle ilişkili bir kadro tarafından desteklenen bu ‘sıkı dostlar', Boğaziçi Küresel adındaki bir kurum üzerinden dudak uçuklatan bir ‘kamu diplomasisi' kurumu ödeneği alıyorlar. Devletin kamu diplomasisi kurumu, bankamatik memurlarına dönmüş, son kullanma tarihi yakın gazeteci ve troller ile doldurulduğu için bu görev Boğaz'da bir yalıda bu kişilere verildi mi? Verildiyse devlet ciddiyeti artık bir yalıya mı emanet? PKK yandaşı, paralel kalemliğinden paralel karşıtlığına, Obama ve Hamaney arasında şişenin dibini bulan bu new age dinlerine mensup garabet timsallerinden hallice teşkilatın nasıl bir diplomasi tahayyül ettiği ise ortada.
BİR LOBİ KURUMU
Boğaziçi Küresel, bu güruh ve yardımcıları için bir lobi kurumu olmuştu. Foreign Policy'den Al Monitor'e uzanan Türkiye karşıtı sitelerle Türkiye'yi savunma adı altında iletişime geçip kendileri için çalıştılar.
10 MİLYON DOLARI BULAN KULİSLER...
10 milyon doları bulan kulislerde dillendirilen ödenek ile “Şimdi ve Burada” üzerinde çok durmayacağımız bir prodüksiyon şirketi açtıkları söylense de elbette bunu ispat etmek de yadsımak da imkansız.
SARAY ERBABINDAN ENSESİ KALIN BİR KORUYUCU
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriyeli gazeteciler diye Suriye'ye en yakını Kıbrıs'ta doğmuş bir İngiliz vatandaşı nevinden kişilerle buluşturulması da yine bu topluluğun marifeti idi. Zira lobi faaliyeti için saray erbabı ensesi kalın bir koruyucuları vardı.
SABAH, STAR, YENİ ŞAFAK
Bu liberal ve lobi işini kendi bekalarına yönelik sermaye devşiren grubun bir derdi de son zamanda düşen maskelerini başka bir maske ile yenilemekti. Albayrak'ın kardeşi üzerinden Sabah ve Star'ı etkisi altına alan Yeni Şafak'ı da zorlayan bu arkadaşlar Çözüm Süreci, Suriye, Başkanlık Sistemi süreçlerinde Davutoğlu'nun arkasına saklanarak asıl cümlelerini kurmuştu. Sonunda ise işler kesat gitmeye başladı.
İKİ GÜN ÖNCE HABER ALDILAR ve KENDİLERİNİ AKLAMA OYUNU BAŞLADI
Davutoğlu'nun gideceği Pelikan yazılmadan 2 gün önce kesinleşmişti. Bunu birkaç kişi ile beraber biz de duymuştuk ama ‘devlettir bize ne' dedik. Bu arkadaşlar ise “maskelerimizi yenilemeliyiz” diyerek harekete geçti. Davutoğlu ve ekibine sonuna kadar destek verdikleri önünü arkasını koşturdukları, Tayyib bey ve sevenleri açısından yanlış olarak eleştirilen ne varsa oturup yazdılar. Bu birinci adımdı.
BOĞAZ SEFALARI SÜRSÜN DİYE
Giderek kötüleşen iç çatışma ve bunun dış politikaya yansıyan çatlağının sesi, Suriye ve Gazze'den gelmeye başlayınca MYK'da imza toplanmış ve Davutoğlu'nun gidişi kesinleşmişti. Bu haberin basına sızması ile arada geçen iki günde Pelikan Dosyası filminden kopya Pelikan Bildirisi yazılıp “Reisçiler Hoca'nın ipini çektirdi” algısına oynandı. Sonrasında ise bu “Kahramanlar” deşifre edilecekti. Bunu da yine kendileri yapacak ve maskelerini yenilemiş olacaklar ve böylece örtülü ödeneklere, halkın vergileri ile Boğaz ve İstiklal sefalarına devam edebileceklerdi.
İki ters operasyonla kendilerini düze çıkaracaklarını sanan bu topluluğun tüm entelektüel birikimlerine karşılık bunca kurt kapanını unutarak hareket etmeleri ise enteresandı.
Herkes bu filmin burada bittiğini sanıyor. Oysa kalemiyle siyasete yön vermeye ve AK Parti'ye kader tayin etmeye meyyal bu topluluk ile attığı manşetlerle iktidar devireceğini sanan Aydın Doğan kibri arasındaki benzerlik gösteriyor ki bu filmin ardından mutkaka bir devam filmi çekilecek.
PELİKAN DOSYASI NEDİR?
Geçtiğimiz günlerde ismine "Pelikan Dosyası" denilen bir takım yazılar internette dolanmaya başlamıştı. Bu yazılarda Erdoğan taraftarı birinin Davutoğlu ve ekibi; bunun yanında Abdullah Gül ve Binali Yıldırım gibi isimlerle ilgili açıklamalarda bulunuyordu.
Kimin yazdığı bilinmeyen bu yazılar yayınlandığı andan itibaren sosyal medyanın bir numaralı gündemi haline geldi.
"PELİKAN DOSYASI NEDİR?" HABERİ İÇİN FOTOĞRAFA TIKLAYINIZ