Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Hava Kuvvetleri'nin 'abileri' hakim karşısına çıkıyor

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) Hava Kuvvetleri Komutanlığındaki mahrem yapılanmasına yönelik dava kapsamında 76 'mahrem imam' ile 81 askeri personel yarın hakim karşısına çıkıyor.

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-07-09 11:37:14

Hava Kuvvetleri'nin 'abileri' hakim karşısına çıkıyor

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'nün Hava Kuvvetleri Komutanlığındaki yapılanmasına yönelik hazırlanan ve Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede 157 kişi "sanık" sıfatıyla yer alıyor.

Sanıklardan 76'sının "mahrem imam", 81'inin ise "örgüt üyesi askeri personel" olduğu belirtilen iddianamede, bu kişiler hakkında, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "cumhurbaşkanına suikast", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs", "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" ve "silahlı terör örgütüne üye olma" suçlarından dörder kez ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası isteniyor.

İddianamede, örgütün sözde "Akıncı Jet Üssü müdürü"nün sivil imam "Selim-Muhsin" kod adlı fizik öğretmeni Murat Kara olduğu belirtildi.

Sanıklar arasında eski Pilot Yarbay Bilgehan Bülbül ve eşi eski Yarbay Nail Bülbül'ün de bulunduğu iddianamede, FETÖ mensuplarının askeri okullara nasıl sızdıkları ve örgütün darbede kullandığı asker teröristler ile bunlara destek olan diğer örgüt mensuplarının, FETÖ'nün en gizli birimi "ışık evleri"nde nasıl yetiştirildiği tespitine yer verildi.

FETÖ ÜYESİ OLMAYAN ASKERLERE ŞANTAJ!

Örgütün temel hedefinin Türkiye devletinin bütün anayasal kurumlarını ele geçirmek olduğu vurgulanan iddianamede, şu değerlendirmelerde bulunuldu:

"Mutlak iktidar ve güce hükmetme amacıyla hareket eden örgüt liderinin nihai emellerine ulaşmada en önemli basamaklarından bir tanesi de Türk Silahlı Kuvvetlerinin kontrol altına alınması olmuştur. Örgüt, TSK içinde kendi kadrolarının önünü açmak amacıyla bürokrasi, üniversiteler ve diğer kurumlarda olduğu gibi önlerine engel gördükleri kişileri birtakım dava ve suçlamalarla, haksız disiplin işlemleri ya da şantaj gibi değişik yöntemlerle tasfiye etmiştir. FETÖ'nün, ortaokulda kazanılan öğrencilerin devşirilmesi ve TSK'nın subay ve astsubay yetiştiren eğitim birimlerinde istihdam edilmesi yolunu izlediği görülmektedir. Örgütün hedef kitlesi, muhafazakar toplum kitlesine mensup zeki, çalışkan ve ekonomik durumu iyi olmayan ailelerin çocukları olan öğrencilerdir. Örgütün ağına takılan bu öğrenciler, öncelikle ders çalışmak ve ücretsiz özel ders vermek bahanesiyle 'ışık evi' olarak adlandırılan evlere davet edilmektedir. Işık evlerinin en önemli fonksiyonu yeni elemanlar kazandırmak, ham olarak gelen hedefi örgüt elemanına dönüştürmek ve bu öğrencilere örgütün ideolojisi ile öğretilerini empoze etmektir. Bu evlerde kalan çocuk ve gençler, sistemli olarak kendi sosyal çevrelerinden çıkarılarak telkin yoluyla örgüt gönüllüsü haline getirilir ve yine telkinle örgüt içinde tutulurlar. Yıllarca devleti ele geçirmek için eğitilerek çeşitli aşamalardan geçirilen ve uygun kıvama getirilen FETÖ'nün 'kurşun askerleri', TSK'nın subay ve astsubay yetiştiren eğitim birimlerine sızdırılmak üzere hazırlanarak hedef ünitelere sokulurlar."

FETÖ'nün, TSK gibi stratejik kurumlara yerleştirilecek öğrencileri daha özel şartlarda seçip özel gruplar halinde hazırladığı belirtilen iddianamede, TSK'nın eğitim birimlerine giren öğrencilerin, kendilerini hazırlayan "abi" ya da başka bir "abi" görevlendirilerek takip edildikleri kaydedildi.

İddianamede, şu tespitlere yer verildi:

"Öğrencilerle okula başlamadan önce belirlenen tarih ve saatte, belirlenen yerde buluşma sağlandıktan sonra fiziksel herhangi bir temasa girilmeden iletişim sağlanmaktadır. Öğrenci, irtibatlı olduğu gözcüyü uzaktan takip etmekte ve esas görüşmenin yapılacağı yere gidilmektedir. Örgüt mensubu öğrenciler, hafta sonları izinli olarak okuldan askeri kıyafetle ayrıldıktan sonra, kural olarak örgütün belirlediği bir iş yerinden, bu belirlenmemişse kendi bulacağı bir iş yerinden sivil kıyafetler almakta, bu kıyafetler giyildikten sonra buluşma sağlanmaktadır. Gidilen yerlerde Fetullah Gülen'in video kasetleri seyredilmekte, öğrenciler Gülen'in kitaplarıyla örgütsel ideolojik eğitime tabi tutulmaktadır."

 

Haber Ara