Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Dindarların vurdumduymazlığı

'Maalesef bu ülkede dindarlar çizilen arabalarını, ticaretlerini, siyasetlerini dert ettikleri kadar Allah’ın dinini dert edinmiyorlar…'

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-11-30 11:08:30

Dindarların vurdumduymazlığı

Yeni Akit Yazarı Ali Osman Aydın, bugünkü köşesinde dindarları eleştirdi. son zamanlarda toplumun reaksiyon gösterdiği iki önemli konuda dindarların tepkisiz kaldığını belirten Aydın, "Maalesef bu ülkede dindarlar çizilen arabalarını, ticaretlerini, siyasetlerini dert ettikleri kadar Allah'ın dinini dert edinmiyorlar…" dedi.

İşte Aydın'ın yazısının ilgili bölümü:

NUR YERLİTAŞ VAKASI

Stil Programlarının modacılığıyla maruf bir jüri üyesi ne söylediği anlaşılmaz bir biçimde “Ne yapayım Allah Allah! Şehitler, mehitler, aman yeter!" deyince şehit dernekleri başta olmak üzere bazı kesimler haklı olarak tepki gösterdiler. Fakat en ciddi tepkilerden biri ise popüler kültürün ikonalarından popçu bir bayan tarafından verildi. Bayan, ‘jüri üyesiyle ilgili suç duyurusunda bulunduğunu' dahası ‘hangi kanal ya da firma onunla çalışırsa onları da dava edeceğini' söyledi. Durum tamamen reklam olabilir ama olmayabilir de, bilemeyiz…

ROK SKANDALI

Diğer tutum ise “Beyaz Futbol”da patlak veren ROK skandalıyla alakalı. Özellikle Boşnak kökenli insanlar programda yapılan olağanüstü terbiyesizliğe son derece kararlı bir reaksiyon gösterdiler. Ne kanal ne de gazete bu tepkinin önünde durabilirdi. Mesele çok nazikti çünkü. Sonuç, ROK aforoz edildi.

DİNDARLAR BENCİLLEŞTİ

Beni düşündüren bu ve benzeri toplumsal konularda tepkinin hep başka yerlerden yükselmesi ve özellikle dindarların meselenin hiçbir tarafında yer almamaları. Oysa her zaman ve toplumda çözülmelerle ilgili ilk itiraz hep dinden gelmez mi? Bu tepkisizlik, dindarların her geçen gün daha da bencilleştiğini, vurdumduymazlaştığını ortaya koymuyor mu?

Düşünün... Kanaat önderi gibi davranan pek çok Ak Partili siyasi var değil mi? Şehitlerle ilgili programlar yapan, “Sosyal Belediyeciliği” dilinden düşürmeyen bir sürü belediye başkanı var. Namazı bozan şeyler, cennet ve huriler söz konusu olunca ekranlardan inmeyen Hoca Efendiler var. Sonra, sivil toplum kuruluşları var futbolla ilgili bile konuşan… Ama konu ahlaki çürüme olunca nedense kimseden “çıt” çıkmıyor bu memlekette!

MESELELERİ BEŞTEPE'YE HAVALE ETMENİN KAYITSIZLIĞI...

 

İnsanlar meselelerini Beştepe'ye havale etmenin kayıtsızlığıyla olan biteni uzaktan izlemekle yetiniyorlar anlaşılan. Sanki bu meseleler Fransızların, İngilizlerinmiş gibi bir vurdumduymazlık sergileniyor. Allah'ın dinine, toplumun değerlerine her gün aralıksız saldırılıyor ama ülke dindarlarından en küçük bir tepki, bir tavır bile görülmüyor. Aksine, saldırganlara sempati besleniyor, onların şarkıları dinleniyor, programları seyrediliyor, gazeteleri okunuyor ve dizileri izleniyor… Yani düşmanla işbirliği yapılıyor… Biz, “Televizyon ve internet negatif yayınlarıyla gençlerimizi zehirliyor.” diyoruz; muhafazakar insanlar ise attıkları mesajlarda sıkılmadan konuyu “Sen de izleme kardeşim” e getiriyorlar. Sanki din münferit kurtuluşu öneriyormuş gibi… Oysa ailemiz, komşularımız, akrabalarımız ve toplum izledikten sonra bizim kişisel olarak kaçınmamızın ne anlamı var?.. Bu tablo da gösteriyor ki maalesef bu ülkede dindarlar çizilen arabalarını, ticaretlerini, siyasetlerini dert ettikleri kadar Allah'ın dinini dert edinmiyorlar… Tek başına bu bile yeterli bir beladır…

 

 

Haber Ara