Altınok'un “Aşı karşıtlarının oy potansiyeli var mı?” başlıklı bugünkü yazısı:
Genel olarak "aşı karşıtı" diye tarif edilen kitle yalnızca, bugüne kadar hiç aşı olmamışlardan ibaret değil. Aralarında, kategorik olarak aşı karşıtı olmayan ancak korona aşılarıyla ilgili çekinceleri bulunanlar da var.
Mesela adam Sinovac aşılarını olmuş ama mRNA aşılarına karşı. İşyerinde mobbingden, mahallede baskıdan ya da seyahat özgürlüğünün kısıtlanmasından kaygılandığı için BioNTech'lerini olup 3. doza "Anlaşıldı bunun sonu yok, yeter" diyen de çok. Aşı meselesi umurunda olmadığı halde pandemi tedbirlerinden dolayı işi gücü, aile hayatı, psikolojisi bozulanlar da "potansiyel" aşı karşıtı.
Maske gibi işlevsel olmadığı bilimsel olarak kanıtlanan sağlık tedbirlerinin, kamusal alanda bir asayiş tedbiri ya da görgü kuralı, vatandaşlık ödevi olarak kalıcılaşmasını faşizan bulan da... Büyük resme bakıp, pandemiyi tümden yeni dünya düzenine geçişin startı olarak okuyanlar da... Peki bu "aşı karşıtlarının" hoşnutsuzluğu, 2023 seçim kampanyasına erken başlayan siyasetçilerin reflekslerini etkiler mi? Mitingler ve partileşme etkisi
Şu ana kadar kayda değer hiçbir hareketlenmeye şahit olmadık. Düzenlenen mitingler Avrupa'ya, ABD'ye, İngiltere'ye göre çok cılız kaldı. Sadece Fatih Erbakan'ın babadan kalma partisi bu işi ana seçim gündemi haline getirmiş durumda. Dün de Kırıkkale'de Dayatmasız Yaşam Partisi kurulmuş. Şimdi DYP düşünsün!
İktidarın ve muhalefetin bu süreçte küresel ana akımın söylemlerini adeta fiili bir uzlaşı içinde kabullenmesine bakılırsa da pandemi, merkez siyasetin konusu bile değil. Demek ki aşı karşıtı seçmenin dengeyi etkileyecek şekilde bir taraftan öte tarafa kayması olası görülmüyor. Meselenin tek başına seçmenin siyasi tercihlerini değiştirmeye yetemeyeceği düşünülüyor.
Olsa olsa sağdan da soldan da bir kısım seçmeni daha siyasetten soğutacağı, nötr hale getireceği hesap ediliyor. Pandemide dinlediğim, sırtındaki siyasi paltoyu vestiyere asıp aşı karşıtlığı zemininde uzlaşan farklı siyasi görüşlerdeki insanların "bireyselleşme" hikâyelerini düşünüyorum da... Hesap doğru gibi ama siyaset kurumu için uzun vadedeki sonuçları açısından kaygılanmadan edemiyorum.
Sabah