Dolar

32,2603

Euro

35,0113

Altın

2.480,10

Bist

10.566,31

15 Temmuz Genelkurmay çatı davası

(FETÖ)’nün darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlere ilişkin, sözde 'yurtta sulh konseyi' üyelerinin yargılandığı davada sanıkların esasa ilişkin savunmaları alındı.

6 Yıl Önce Güncellendi

2018-09-17 16:06:34

15 Temmuz Genelkurmay çatı davası

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

Duruşmada esasa ilişkin savunma yapan sanık eski binbaşı Okan Kurt, darbe girişimi sırasında Genelkurmay karargahı nöbetçi amir yardımcısı olduğunu, o gece nöbetçi amir olarak da eski yarbay Murat Mala'nın görev yaptığını söyledi.

Kurt, saat 21.30 civarında karargahta bağrışma sesleri duyduğunu, nöbetçi odasından çıktığında ise kimsenin olmadığını, tekrar odaya girdikten 1-2 dakika sonra silah seslerinin geldiğini anlattı.

Seslerin geldiği tarafa baktığını, Genelkurmay'ın Milli Savunma Bakanlığına bağlandığı tarafta maskeli, kamuflajlı ve uzun namlulu silah taşıyan kişilerin bir astsubayı derdest ettiğini gördüğünü belirten Kurt, oradaki kişilere neler olduğunu sorduğunda "tatbikat" yanıtını aldığını savundu.

Kurt, karargah nöbetçisi olduğunu söylemesine rağmen oradaki kişilerce yere yatırılıp ellerinin plastik kelepçeyle bağlandığını, bir süre sonra bu kişilerin yanından uzaklaşmasıyla kelepçelerden kurtulup nöbetçi amir odasına geçtiğini iddia etti.

Karargah nöbetçi amiri Murat Mala'ya durumu anlattığını, durumu üstlerine rapor etmesini söylediğini dile getiren Kurt, Mala'nın da harekat merkezini arayıp rapor ettiğini, daha sonra televizyondan Genelkurmay civarındaki gelişmelerle ilgili bir haber olup olmadığına baktıklarını, sadece Boğaz Köprüsü'nün kapatıldığını gördüğünü ancak buna da bir anlam veremediğini savundu.

Murat Mala ile uçakların geçişini gördüklerini, televizyondan Başbakan'ın kalkışma olabileceğini söylediğini dinlediklerini anlatan Kurt, başka bir tarafta nöbetçi olan yüzbaşı Ümit Keskin'i arayıp onu da bilgilendirdiğini belirtti.

Kurt, savunmasına şöyle devam etti:

"Daha sonra saygı nöbetçilerini içeri alıp ışıkları söndürdüm. Uçakların geçişini duyduk. O sıra silah sesleri arttı. Harekat merkezini aramama rağmen cevap verilmedi. Daha sonra Görüntü İzleme Merkezi'nin güvenli olduğu ve girebileceğimiz söylendi. Kameraları takip ettiğim sırada halkın

toplandığını gördüm. Milli Savunma Bakanlığı tarafından vatandaşlar girerek iki kişinin vurulduğunu gördüm. Yarbay Gökhan Eski, odaya gelerek içeridekileri çıkardı. Biz de kendimizi korumak için silah aldık. Odadan çıktığımızda korgeneral İlhan Talu'nun etrafı kontrol ederek gezindiğini göründük.

Karargahın dışına çıktığımızda polis ekiplerince gözaltına alındık."

Tutuksuz sanık eski astsubay Yusuf Yalçın da savcının beraati yönündeki mütalaasına katıldığını söyleyerek, o gece darbecilere karşı mücadele ettiğinin ortaya çıktığını savundu.

Haber Ara