Dolar

32,4746

Euro

34,8116

Altın

2.441,88

Bist

9.915,62

Türkiye'den 'Ballı' üretim

Türkiye'de arıcılık yapan işletme sayısı 80 bin 675 olurken, en fazla işletme 4 bin 745 ile Muğla'da yer aldı

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-11-28 22:39:42

Türkiye'den 'Ballı' üretim

Dünya bal üretiminde 2019 yılı itibarıyla 444 bin ton ile Çin ilk sırada, 109 bin tonluk üretimi ile Türkiye ikinci, Kanada ise 80 bin ton ile üçüncü sırada yer almaktadır.Tarım ve Orman Bakanlığı'nın verilerine göre; bal üretiminde lider konumda olan Çin, toplam dünya bal üretiminin Yüzde 24'lük kısmını karşılamaktadır. 2019 yılı bal üretiminde AB ülkeleri yüzde 22,6'lık paya sahip.

Muğla ve Ordu işletmecilikte önde

Kovan sayılarında ise 12,3 milyon kovan ile Hindistan lider konumda.2019 sonu itibarıyla Türkiye'de arıcılık yapan işletme sayısı 80 bin 675 olurken, en fazla işletme 4 bin 745 ile Muğla'da yer aldı, bu ili 2 bin 636 ile Ordu izledi.Ülkedeki kovan sayısı da 2019 sonu itibarıyla 8 milyon 128 bin 360 olarak kayıtlara geçti. Kovan sayısında da 918 bin 116'yla Muğla listenin başında bulunurken, Ordu'daki kovan sayısı 573 bin 358 olarak hesaplandı. Arıcılığın yanı sıra metal, kozmetik, tekstil sanayi, ilaç ve mum imalatı ile birçok alanda kullanılan ve baldan sonra en çok rağbet gören arı ürünü bal mumu oldu. Bal mumu üretim miktarı geçen yıl 3 bin 971 olarak gerçekleşirken, bu alanda ilk sırada 508 tonla Adana yer aldı.

Doğanın korunmasında etkili

Arılar, ürettikleri balın yanı sıra biyolojik çeşitlilikte ve doğanın korunmasında çok önemli bir rol oynuyor. Tozlaşmaya, bunun sonucunda da meyve ve sebzelerin oluşumuna olanak sağlayan arılar, polenleri bir çiçekten diğerine taşıyarak doğanın sağlığı için kritik bir unsur olan farklı bitki türlerinin varlığını garanti altına alıyor.

Yaşam dengesinin parçası

Son zamanlarda yaşanan iklim değişiklikleri, orman yangınları, küresel ısınma gibi faktörlerin arıların yaşamlarını tehdit ettiğini belirten ETABAL Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bağran Aksoy, sürdürülebilir bir yaşam için arıların çok önemli olduğunu ve onların yaşamlarını korumanın dünya dengesini korumakla aynı şey olduğunu dile getirdi.

Ömürleri tehlike altında

Dünyadaki yaşam döngüsünün devamlılığı için en büyük pay arılara düşüyor. Tükettiğimiz meyve ve sebzelerin yanı sıra dolaylı olarak birçok ürünün sofralarımıza gelmesi, bal arılarının nektar toplamak için yaptığı tozlaşma sayesinde oluyor. Böylece doğanın döngüsü sonsuz şekilde devam ediyor. Fakat arıların yaşamlarının tehlike altında olduğunu dile getiren Bal ve Arı Ürünleri Uzmanı Aksoy, “Son yıllarda yapılan yanlış tarım uygulamaları, orman yangınları, iklim değişikliği, doğal bölgelerin yerleşime açılması ve bilinçsiz sanayi üretimi sebebiyle arıların yaşam alanları giderek daralıyor” ifadelerini kullandı.

Gıdalar için vazgeçilmez aktör

Sürdürülebilir bir yaşam için doğa konusunda tüm insanlığın ortak hareket etmesi gerektiğinin altını çizen Aksoy, ‘Çiftçilerimizin tarımda kullandığı ve genel olarak “pestisist” olarak bilinen kimyasal maddeler nedeniyle toplu arı ölümlerinin arttığına tanık oluyoruz. Ülkemizde yaşanan orman yangınları da doğamızda ağır tahribatlara neden oluyor. Tarımdaki yanlış uygulamalar insanların yaşamlarını tehdit ettiği gibi arıların da yaşamlarını tehdit ediyor. Bu gibi uygulamalar sonlandırılmalı ve doğa ile uyumlu üretime geçilmeli, arılar korunmalıdır. Arıların yok olması demek birçok bitki, meyve ve sebzenin de yok olması anlamına geliyor. Çevremizi ve yaşamı ancak doğa ile uyumlu şekilde üretim yaparak koruyabiliriz” şeklinde konuştu.

İnsan sağlığına pozitif katkı

Aksoy, ‘Arıların gıdalara olan etkisinin yanı sıra, ürettikleri balın sağlık açısından da oldukça önemli olduğu biliniyor. Faydaları saymakla bitmeyen bal ve diğer arı ürünleri çoğu rahatsızlığın tedavisinde kullanılıyor. Arıların varlığı sağlık, gıda, ekosistem dengesi ve doğadaki sayısız canlının yaşamını etkiliyor. Bu dengenin bozulmadan devam etmesi için arıların korunması birincil önceliklerimiz arasında yer almalıdır' dedi.

Haber Ara