Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Yeni Akit'ten Ertuğrul Şahan'a verdiği röportajda "Bağımsız bir kamuoyu araştırma şirketinin yaptığı ankete göre halkımızın yüzde 97,6'sı projeyi destekliyor. Yüzde 98,4'ü araçların tasarımlarını beğendi. Yüzde 89'u da bu araçlarda satın almak istediğini belirtti. Tek başına bu rakamlar bile doğru yolda olduğumuzu açıkça gösteriyor” dedi.
SERİ ÜRETİM ARAÇLAR 2020'DE BANTTAN İNECEK
Türkiye'nin otomobili ticari bir proje olduğunun altını çizen Varank, “Dolayısıyla özel sektör girişim grubu kıyasıya rekabetin olduğu otomotiv dünyasında en rasyonel en ekonomik en profesyonel kararları alarak yoluna devam ediyor. TOGG'un önümüzdeki dönemde iki temel önceliği bulunuyor. Fabrika alanı Gemlik olarak belirlendi. Burada deniz kenarında bir 1 milyon m2'lik bir arazi kendilerine tahsis ediliyor. Zaten baştan beri planladıkları takvime göre 2020 yılının ilk yarısında fabrikanın temeli atılıp, inşaata başlanacak. İnşaat süresi ve fabrikanın zamanında üretime başlamasıyla ilgili konular da titizlikle etüt edildi. Girişim grubunun 15 yıl boyunca geliştirecekleri modeller yapacakları yatırımlar bunlarla ilgili yol haritaları iş planları zaten hazır. İnşallah vaat edilen tarihte 2022 yılı sonunda ilk seri üretim araçlar banttan inmiş olacak. İlgili Bakan arkadaşlarımızla birlikte; geliştirilecek araçlara uygun şarj altyapısını kurmak, kullanım alanlarını belirlemek ve hukuki düzenlemeleri tasarlamak için şimdiden çalışmalara başladık. Türkiye'yi bu teknolojiye hazır hale getireceğiz” şeklinde konuştu.
MARKA ÇALIŞMASI
Marka belirlenmesine yönelik çalışmalarında devam etiğini vurgulayan Varank, “Çalışmalar tahminim 2020 ortasına kadar tamamlanacak. Marka çalışmaları; geniş bir pazar araştırmasıyla başladı. Hedef kitle, müşteri beklentileri, odak gruplarla şu an ileri seviye araştırmalar yapılıyor. Marka adı belirleme çalışmaları çok teknik bir iş, elbette bazı kriterler var: Özgün, güçlü, özgüvenli, dönüşen, dönüştüren, samimi, yenilikçi, çekici, kültürel ve global dile uygun ve tescil edilebilir olması vb” diye konuştu.
"KAMU ALIMLARI BİR SANAYİ POLİTİKASI"
Varank, dünyada kamu alımları, yerli sanayinin ve teknolojinin geliştirilmesi için kaldıraç olarak kullanılan bir sanayi politikası aracı olduğunu belirterek, “Kamunun oluşturduğu ölçek sayesinde, firmalar arzını rahatlıkla genişletebiliyor ve yeni kabiliyetler kazanıyor. Savunma sanayimizde yerlilik oranlarının bu denli yüksek olmasının sebebi, kamunun uzun yıllar boyunca izlediği bilinçli alım politikalarının bir eseri aslında. Savunma alanında ulaştığımız bu başarıyı, sanayinin diğer sektörlerinde de gerçekleştirmek istiyoruz. Bunun için de kamu alımları yoluyla çeşitli mekanizmaları devreye sokuyoruz. Bu mekanizmalardan birisi ihalelerde getirdiğimiz fiyat avantajı. Buna göre kamu mal alımı ihalelerinde; orta-yüksek ve yüksek teknolojili yerli ürünlere yüzde 15 fiyat avantajını zorunlu hale getirdik. Paydaşların da görüşleri alıp hazırladığımız makine ve ekipman listelerini Kamu İhale Kurumu yayımlıyor” diye konuştu.
SANAYİ İŞBİRLİĞİ PROJELERİ
Sanayi İşbirliği Projelerine değinen Varank, “Yerli firma yetkinliklerinden daha fazla faydalanmak için hayata geçirdiğimiz bu program, sanayinin gelişimi açısından oldukça önemli. Bu kapsamda yüklenicilerden; yerli katkı, teknolojik işbirliği ve ihracat taahhütlerinden oluşan sanayi ve teknoloji katılımı tekliflerini istiyoruz. Bu yöntem sayesinde bir taşla iki kuş vuruluyor. Hem kamu kaynaklarının ülkemizde kalmasını sağlıyor, hem de sanayimize üretim ve istihdam ölçeği kazandırıyoruz. Kamu idareleri, SİP yolunu seçerlerse Kamu İhale Kanunundaki istisnalardan faydalanabiliyorlar. Böylece ihale süreçleri çok daha esnek ve hızlı bir biçimde sonuçlanabiliyor. Maalesef uygulamaya geldiğimizde fiyat avantajı olsun, sanayi işbirliği projeleri olsun, idarelerden kaynaklanan sıkıntılar yaşıyoruz. Bunları aşmakta kararlıyız. İşte 11. Kalkınma Planında kurulması öngörülen Sanayileşme İcra Kurulu da kamu alım ihaleleri de dâhil olmak üzere, sanayileşme politikalarının eşgüdüm içinde uygulanmasını amaçlıyor. Kurulla birlikte raylı sistem gibi pek çok kritik alanda sonuç odaklı politikalar uygulayabileceğiz. Madem kamunun parasıyla alım yapılıyor ya da ihaleye çıkılıyor buradaki ölçeği doğru şekilde yerlileşme için kullanacağız. Tüm kamu buna dâhil” ifadelerini kullandı.
YENİ MEVZUAT ÇALIŞMALARI
Bakanlık olarak 2020 yılı Yatırım Programı'na 21 yeni OSB projesi teklif ettiklerini vurgulayan Varank, böylece toplam sayının 92 OSB'ye ulaştığını, bu sene ayrıca 10 bin kişiye istihdam imkanı oluşturacak 7 OSB'yi daha tamamlayarak sanayicilerin hizmetine sunacaklarını dile getirdi. Varank, OSB'lerin daha yatırımcı dostu olması ve keyfi uygulamaların engellenmesi için geçen sene kritik düzenlemeler hayata geçirdiklerini anımsatarak, gelecek dönemde de yeni mevzuat değişikliklerinin gündemlerinde olduğunu, OSB Kanunu üzerinde teknik çalışmalara başladıklarını ve OSB'lerin altyapı çalışmalarına katkı sunmaya devam edeceklerini söyledi.
4 YENİ MODEL FABRİKA KURULACAK
Varank, Bakanlık olarak sanayinin, kaynaklarını daha verimli kullanacak şekilde büyümesini sağlayacak stratejik adımlar attığına işaret ederek, sanayicilerin yalın üretimi ve dijital dönüşümü uygulamalı olarak öğrenmesi için “model fabrikalar” kurduklarını söyledi. Ankara ve Bursa'da faaliyet gösteren model fabrikalar bulunduğunun altını çizen Varank, “Bu sene Gaziantep, Mersin, Konya ve Kayseri'de yeni merkezlerimizi açacağız. Halihazırda bu 4 ilimizde makine ve ekipman alım süreçleri devam ediyor. Ayrıca bu merkezlerde görev yapacak mühendis ve uzmanların eğitimine de şimdiden başladık. Yılın ilk yarısında, buralarda örnek yalın üretim uygulamalarına başlamayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı.
"2023'E SANAYİ ve TEKNOLOJİDE SÖZ SAHİBİ BİR ÜLKE OLARAK GİRECEĞİZ"
Kasım 2019'a ilişkin sanayi üretim verilerini değerlendiren Varank, Sanayi üretiminin yıllık bazda yüzde 5,1 yükseldiğini hatırlatarak, “Sanayi üretiminde geçen sene eylülden itibaren başlayan pozitif trend, daha güçlü bir şekilde devam ediyor. Büyümenin öncü göstergelerinde canlanmayı zaten görüyorduk. İmalat sanayi siparişleri, kapasite kullanım oranı ve ekonomik güven endeksi artıyor, faizler düşüyor, enflasyon hedefin de altında gerçekleşti, ülke risk primimiz azalıyor. Bu sene inşallah çok daha güçlü bir büyümeyi yakalamış olacağız. Bu büyümenin temelinde de yatırımlar olacak. Bu yatırımlar vatandaşımıza, gençlerimize yeni iş kapıları açacak. Canlanan büyümeyi orta ve uzun vadeye de yayarak, 2023'e sanayi ve teknolojide söz sahibi bir ülke olarak gireceğiz” şeklinde konuştu.