İspanya Dışişleri Bakanı Josep Borrell, Savunma Bakanlığı'nın durdurma kararı aldığı Suudi Arabistan ile yapılan silah satışı anlaşmasına ilişkin Onda Cero Radyosu'na açıklama yaptı.
Değerlendirmelerin ardından sosyalist hükümetin bombaları yeniden bu ülkeye göndermeye kararı aldığı yönündeki haberleri doğrulayan Borrell, içinde kendisinin de olduğu bakanların anlaşmayı incelediğini ve iptal etmeyi gerektirecek bir düzensizlik bulamadıklarını kaydetti.
"Bu anlaşma 3 sene önce imzalandı. Silah satışına izin veren bakanlıklar arası komisyondan 3 kez geçti ve anlaşmaya uymamak için herhangi bir sebep bulamadık" diyen Borrell, söz konusu bombaların 'hassas olduğunu ve sivil zayiata yol açmadığını" savundu.
Ancak İspanya basını, hükümetin geri adım atmasının asıl sebebinin Riyad'ın 1.8 milyar euroluk (2.1 milyar dolar) savaş gemisi anlaşmasını iptal edeceği endişesi olduğunu yazdı.
İspanya resmi haber ajansı EFE'nin konuya ilişkin haberinde, anlaşmanın iptali halinde Suudi Arabistan'ın 5 savaş gemisi almasını öngören sözleşmenin tehlikeye düşeceği belirtilerek, bu ihtimal nedeniyle gemileri üretecek firmanın işçilerinin gösteri düzenlediğine işaret edildi.
El Pais gazetesi de hükümetin savaş gemisi anlaşmasının iptalini önlemek istediğini belirtti.
İnsan hakları örgütlerine göre İspanya, geçen yıl Suudi Arabistan'a 270 milyon euroluk silah satışı yaptı. Bu rakam, Yemen'de savaşın başladığı 2015'ten bu yana 900 milyon euroyu buldu.
9 GÜNDE GERİ ADIM
İspanya Savunma Bakanlığı, 4 Eylül'de Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun Yemen'de içinde çocukların da olduğu bir otobüsü vurmasının ardından bu ülkeye 400 lazer güdümlü bomba satışının durdurulmasına karar verildiğini ve 9.2 milyon euronun geri ödeneceğini açıklamıştı.
Ancak bu adımın savaş gemisi anlaşmasının iptaline yol açacağından endişe eden hükümet daha sonra söz konusu açıklamanın bir 'niyet göstergesi olduğunu' ve 'henüz bir karar alınmadığını' belirterek, geri adım sinyali vermişti.
İspanya Savunma Bakanı Margarita Robles de geçen haftaki açıklamasında bomba satışının henüz askıya alınmadığını ve değerlendirme aşamasında olduğunu söylemişti.
Uluslararası Kızılhaç Komitesi, 9 Ağustos'ta Yemen'in kuzeyindeki Sada ilinde çocukları taşıyan otobüse düzenlenen saldırıda 51 kişinin öldüğünü, 79 kişinin yaralandığını açıklamıştı. Ölenlerin 40'ının ve yaralıların 56'sının çocuk olduğu ifade edilmişti.
Koalisyon Güçleri Sözcüsü Albay Turki el-Maliki, Sada ilinin hedef alınmasının meşru bir askeri eylem olduğunu savunmuştu. Koalisyonun İnceleme Kurulu ise 1 Eylül'de yaptığı açıklamada otobüse düzenlenen saldırıda 'hata yapıldığını' kabul etmişti.
Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde oluşturulan uluslararası Yemen heyeti, 28 Ağustos'ta açıkladığı raporunda, Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyondan bazı kişilerin savaş suçu işlediğine dair makul gerekçeler olduğunu bildirmişti.
'İSPANYA'YI SAVAŞ SUÇLARININ POTANSİYEL SUÇ ORTAĞI YAPIYOR'
Sivil ölümlerine yol açan ülkelere silah satışının sonlandırılması için lobi yapan sivil toplum örgütlerinin başlattığı bir kampanya olan 'Arms Control' (Silah Kontrolü) ise yaptığı açıklamada İspanya hükümetinin bu adımını 'umut kırıcı' olarak niteledi ve yetkililere kararı yeniden gözden geçirmeleri çağrısı yaptı.
Amnesty International, Greenpeace, Intermon Oxfam ve İspanya'dan FundiPau'nun desteklediği kampanyanın koordinatörü Alberto Estevez " Bu (karar), İspanya'yı bu silahlarla işlenen savaş suçlarının potansiyel bir suç ortağı yapıyor" dedi.
Birleşmiş Milletler 2015 Mart'ından bu yana süren Yemen savaşını 'dünyanın en büyük insani krizi' olarak tanımlamış ve bu ülkedeki 22 milyon insanın insani yardıma ihtiyacı olduğunu duyurmuştu.
