Akıncı, yaptığı yazılı açıklamada, "Hükümetimizin aldığı bir kararla, yıllardır sürmekte olan bir uygulamayı bugün sonlandırdığını öğrenmiş bulunuyoruz. Birleşmiş Milletler (BM) araçları ile KKTC'de yaşayan Rum ve Maronitlere ulaştırılan ihtiyaç maddelerinden gümrük vergisi alınmasını öngören bu kararın ertelenmesi ve Cumhurbaşkanlığı ile ortak bir toplantıda konunun değerlendirilmesi talebim dikkate alınmamıştır. Maalesef bu konuda Başbakan ve Başbakan Yardımcısı ile yaptığım görüşmeler olumlu bir sonuç yaratmamıştır" dedi. Akıncı, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"Kıbrıs sorunuyla ilgili müzakereler Crans Montana'da başarısızlıkla sonuçlanmış olsa da, adamızda karşılıklı kabul edilebilir bir çözüm ihtiyacı ortadan kalkmış değildir. Sorun devam ettikçe, çözüm ihtiyacı ve arayışı da sürecektir. Her koşulda bu adada iki toplum arasında barış içinde yaşamanın yollarını bulmak, hepimizin ortak sorumluluğu olmaya devam etmektedir. Bu çerçevede ve özellikle müzakere olmayan bir ortamda, ilişkileri daha da gerginleştirecek davranışlardan kaçınmak gerekir. 2003'te iki taraf arasında geçişler kolaylaştırıldıktan sonra, 1975'teki koşulların artık var olmadığı bir gerçek olmakla birlikte, yapacak başka iş kalmamış gibi gönderilen gıda ürünlerinden vergi talep etmek, ortamı daha da kötüleştirmekten başka bir işe hizmet etmeyecektir. 2003'te kapıların karşılıklı geçişlere açılmasından sonra, KKTC'de adına artık "mahsur" denebilecek insanların olmadığı bir gerçektir. Bu nedenle 1975'te yapılan 3. Viyana Antlaşması'nın yorumlanmasında Rum tarafı ve BM ile yeni bir anlayış geliştirmek için uzlaşma aramak yanlış değildir. Ne var ki böylesi bir uzlaşma sağlanmadan tek taraflı bir kararla var olan bir uygulamayı ortadan kaldırmak da doğru değildir."
"BU TÜR KARARLAR KENDİ AYAĞIMIZA KURŞUN SIKMAKTAN FARKSIZDIR"
"Kıbrıs sorunu bağlamında tüm ilgili çevreler Kıbrıs Türk tarafının süreçteki yapıcı yaklaşımlarını takdirle karşılamaktayken, bu tür kararlar kendi ayağımıza kurşun sıkmaktan farksızdır" diyen Akıncı, "Rum tarafının son günlerde Kıbrıs Türk halkını hor gören, küçümseyen, azınlık olarak tanımlayan çağ dışı yaklaşımları giderek tırmanmaktadır. Tüm bunları uluslararası kamuoyuna anlatmak yerine Kıbrıs Türk halkını zora sokacak davranışlara gerek yoktur. Üstelik BM Genel Sekreteri Guterres'in raporunun resmileşmesinin beklendiği bu günlerde böylesi bir davranış, Kıbrıs Türk halkının haklı konumuna zarar vermekten öte bir işe yaramayacaktır. Bu kararların alınmasında girişimin Dışişleri Bakanı Sayın Tahsin Ertuğruloğlu'ndan geldiği anlaşılmaktadır. Sayın Bakanın bu ve benzeri konulardaki tavırları öteden beri bilinmektedir. Son yaptığı açıklamalarla Doğru Akdeniz'de şiddete de başvurulabileceğini ve Rumlar adına araştırma yapan gemilerin vurulabileceğini de dünyaya ilan etmiştir. Sayın Dışişleri Bakanı bu tavırlarıyla tamiri zor yaralar açmaya devam etmektedir. Kıbrıs sorununu ve iki toplumun ilişkilerini etkileyebilecek bu ve benzeri kararların alınmasında Cumhurbaşkanlığının görüşlerinin dikkate alınmaması asla kabul edilebilecek bir durum değildir" ifadelerini kullandı.
Mustafa Akıncı'dan Dışişleri Bakanına eleştiri
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu'nun açıklamalarını eleştirerek, ' Sayın Dışişleri Bakanı bu tavırlarıyla tamiri zor yaralar açmaya devam etmektedir' dedi.
8 Yıl Önce Güncellendi
2017-10-04 17:26:48
SON VİDEO HABER
Haber Ara