Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf el-Karadavi (91), Mısır'da tutuklu bulunan kızı Ula için kaleme aldığı açık mektupta "Canım kızım, 100 günü aşkın süredir hapistesin. Mazlum için zulüm günleri ne uzundur. Bir gün bir yıl gibidir. İnşallah bu zulüm günleri geçecek ve sen sağ salim bir şekilde eşinle beraber evine, ailene döneceksin." ifadelerini kullandı.
"ZULÜM MUHAKKAK SON BULACAK"
Kardavi, resmi internet sitesinden yayımladığı mektubunda "zulmün muhakkak bir gün son bulacağını" belireterek, kızından "yaşadığı tüm zorluklara rağmen sabırlı olmasını" istedi.
"İNSANİ HAKLARDAN MAHRUM BIRAKILIYORLAR"
Kızına uygulanan muameleden dolayı Mısır yönetimine de sitem eden Karadavi, mektubunda "Sana neden böyle sert davranıyorlar? Neden sana tek başına bir hücrede kalmayı layık görüyorlar? Orada gece mi gündüz mü anlayamazsın bile. Aslında neden bu hapis? Ayrıca ziyaret ve sağlık gibi insani haklardan neden seni mahrum bırakıyorlar?" ifadelerine yer verdi.
Kızının suçsuz yere hapsedildiğini vurgulayan Kardavi, şunları kaydetti:
"SUÇ İŞLEMEDİN"
"Sen ne küçük ne de büyük bir suç işledin. Sen ne dünyevi ne de dini bir suç işledin. Yasa dışı herhangi bir gösteriye katılmadın. Sen yıllardır kendi başına yaşayan birisin. Şimdi ne oldu da sanki bir anda senin Karadavi'nin kızı olduğunu hatırladılar?"
Kuzey Kahire Ulusal Güvenlik Savcılığı pazar günü Ula el-Karadavi'nin gözaltı süresinin 15 gün daha uzatılmasına karar vermişti.
"İNSANLARI YAVAŞ YAVAŞ ÖLÜME TERK EDİYORLAR"
Karadavi ailesinden yapılan yazılı açıklamada, "Yusuf el-Karadavi'nin kızı Ula'nın sağlık durumu iyice kötüleşmiştir. Rejim tarafından yapılan bu uygulama, hapishane duvarları arkasında insanları yavaş yavaş ölüme terk etmektir. Olası sonuçlardan yönetim sorumludur." ifadeleri kullanılmıştı
Mısır güvenlik güçleri, haziran ayı sonunda Ula el-Karadavi (55) ve eşi Husam Halef'i "yasa dışı örgüte üye olmak ve devlet kurumlarını hedef alan terör eylemleri planlamakla" suçlayarak gözaltına almıştı.
Mısır yönetimi ağustos ayında ise "Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) mensubu" oldukları gerekçesiyle aralarında Ula el-Karadavi'nin de bulunduğu Karadavi'nin 6 çocuğunun mal varlığına el koymuştu.
