Dolar

32,3860

Euro

34,7892

Altın

2.410,95

Bist

10.109,06

İran neden 'milis güçlere' fon sağlıyor? - 2

Suriye özelinden yola çıkarak birçok parçayı birleştirdiğimizde önümüze şu gerçek çıkıyor: İran'ın yabancı milisleri hem politik, hem finansal hem de ideolojik olarak desteklemekle görevli birimi, İran Devrim Muhafızları'dır...

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-01-24 14:43:49

İran neden 'milis güçlere' fon sağlıyor? - 2

TİMETURK | HABER MERKEZİ

MEE yazarı Karim El Bar, İran'ın milis güçleri ile ilgili bir analiz kaleme aldı. Analizin bu kısmında İran'ın son dönemde desteklediği milis güçlerin yalnızca Fars ya da Şii olmadığını söyleyen Bar, Hamas'ı da söz konusu milis güçlere dahil ederek bir dönem İran'dan "destek" aldığını yazdı.

İran'ın Batı'nın kaldırdığı yaptırımlarla ciddi bir fon elde ettiğini ve bu fonla yurtdışındaki "milis güçleri" fonladığını yazan Bar, bölgeye mezhepçi tohumlar ekildiğini belirtti.

Mepanews için Türkçe'ye tercüme edilen analizin ikinci bölümü şu şekilde:

PARAYI TAKİP ET!

İran, 1984 yılından günümüze ABD'nin terör destekçisi devletler listesinde yer almakta. Listedeki diğer iki ülke ise Sudan ve Suriye. ABD Dışişleri'nin 2013 yılında yayınladığı rapora göre; İran'ın desteklediği örgütler Lübnan, Filistin, Suriye, Yemen, Bahreyn ve Irak'ta yer almaktaydı.

İran'ın Suriye'deki rolü ile ilgili araştırmalar yapan bağımsız kuruluş Naame Shaam, Aralık 2015'te yayınladığı bir raporda İran'ın ülkedeki örgütlere olan desteğini az da olsa gözler önüne serdi. Zira ülkede İran destekli irili ufaklı grupların sayısı bile net değildi. Rapordaki tahmini istatistikler şöyle:

Lübnan: Devrimin gerçekleştiği 1980 yılından Arap baharının başlangıcına kadar Hizbullah yıllık olarak 100 ila 200 milyon dolar destek almaktaydı. 2010 yılından itibaren bu miktarın yarıya indiği tahmin ediliyor.

Irak: 2003 yılındaki ABD işgalinden Bush'un görevi bırakmasına kadar Şii milislere yıllık olarak 10 ila 35 milyon dolar aktarıldığı tahmin ediliyor. 2009 yılından sonra bu rakamın yıllık 100 ila 200 milyon dolara yükseldiği tahmin ediliyor.

Filistin: İktidara geldiği 2007 ila Esed'e destek vermeyi reddettiği 2011 yılları arasında Hamas'a yıllık 100 ila 250 milyon dolar aktarıldığı düşünülüyor.

Yemen: 2010 yılından günümüze yıllık 10 ila 25 milyon dolar Husi ayrılıkçılara maddi destek olarak ulaştırılmakta.

Suriye: Esed yönetimi ve Şii milis örgütlerine geride kalan 5 yıllık zaman zarfında toplamda 15 ila 25 milyar dolarlık destek sağlandığı düşünülmekte.

Toplam: Naame Sham isimli kuruluş tarafında hazırlanan rapora göre sözkonusu zaman içerisinde toplamda en az 20, en fazla 80 milyar dolarlık bir desteğin İran yönetimi tarafından yabancı milislere ve yasadışı terör örgütlerine aktarıldığı tahmin edilmekte.

SPONSOR: HAMANEY ve DEVRİM MUHAFIZLARI

Sözkonusu kaynak kısmen halk tarafından bağışlanıyor olsa da büyük kısmının sponsoru İran Devrim Muhafızları ve ruhani lider Hamaney. Tüm bu fonlar İran'ın ambargolardan kurtulmak için geliştirdiği gizli ticaret ağı tarafından transfer edilmekte.

YAPTIRIMLAR

Diğer yandan Batı ülkelerininin birkaç yıldır nükleer silah geliştirdiği korkusu ile İran'a uyguladığı ekonomik yaptırımlar sözkonusu. Bu yaptırımlar 2015 yılında kaldırılırken Amerika'nın içinden de muhalif sesler yükselmişti. Bu muhalif kesim İran'ın ekonomik olarak rahatladığı takdirde bölgede yer alan kanun dışı örgütleri terör faaliyetleri için desteklemeye devam edeceğinden korktuklarını dile getiriyorlardı.

GELEN PARANIN ASLAN PAYI KİMİN?

Öyle de oldu. İran yaptırımların kalkması neticesinde, ilk etapta 100 milyar dolarlık bir fona kavuştu. Ancak halk bu ciddi meblağdan bir pay alamadı. Ülkenin asıl yöneticisi olan “dini” liderlik mekanizması, gelen fonların az bir kısmını, olası bir ayaklanmayı engellemek maksadı ile, reel ekonomiye aktarırken; aslan payını söz konusu örgütleri desteklemeye ayırdı. Durum 2015 ve 2016 yıllarına ait devlet bütçelerinde yer alan savunma harcamalarındaki ciddi artış ile de açıkça görülmekte.

MEZHEPÇİLİK

İran'ın Ortadoğu'daki milis güçleri desteklemesinin nedeni Arap ülkelerinde de bir ayağını bulundurmak istemesinden ileri gelmekte. Eğer Arap Baharı'nın ilk bönemlerine bakacak olursanız Hamaney'in konuşmalarında “İslami Uyanış” ifadelerinin oldukça sık bir şekilde yer aldığını görürsünüz. Bu kargaşa ortamında İran, Arap dünyasında yer alan Şii milis örgütlerini kurdu ve de mevcut olanları güçlendirdi.

NASRALLAH KENDİNİ KANITLADI...

Nasrallah ise kendi üzerine düşen görevi yerine getirerek geçtiğimiz iki yılda lideri olduğu Hizbullah örgütünün Şii milis örgütü olduğunu tüm dünyaya gösterdi.

"ARAP" MİLİSLER

Ancak devrimden bugüne çok önemli tarihsel bir değişim de yaşandı. İran yüzlerce yıldır süregelen retoriğini değiştirdi. Zira desteklediği milisler Fars, Şii olmaktan ziyade Arap ırkından kimselerdi.

Genel olarak bakıldığında bölgede yaşanacak olası bir mezhep çatışmasının kutuplarını İran ve Suudi Arabistan oluşturacak. Ancak şu bir gerçek ki varlığını ideolojisine borçlu olan ve kaybetmesi halinde tarih sahnesinden silinmesi muhtemel varlık: Şii İran ideolojisidir.

ANALİZİN İLK BÖLÜMÜ İÇİN FOTOĞRAFA TIKLAYINIZ

350913

Haber Ara