Panele katılan konuşmacılar, terörün toplumda özelikle de çocuklarda neden olduğu yıkımın en aza indirilmesine yönelik neler yapılabileceği hakkında sunumlar yaptı.
AA muhabirine konuşan Hilal Sağlık Derneği Başkan Yardımcısı Muhammed Nevabettin, yıllardır şiddet ile iç içe yaşamak zorunda kalan Irak'ta özellikle DEAŞ sonrasında korkunun kalıcı bir hal almaya başladığını ifade etti.
Nevabettin, "Yıllardır terör belası ile karşı karşıya bulunan ülkemizde, son yıllarda terör örgütü DEAŞ tarafından düzenlenen saldırılarla birlikte toplumdaki korku artık kalıcı bir psikolojik hastalık haline gelmeye başladı. Fiziki olarak tespit edilen tüm hastalıkların temelinde de bu korkunun yattığı anlaşılıyor" dedi.
Irak toplumundaki sosyal, kültürel ve bilimsel geri kalmışlığın nedeninin ülkede yıllardır devam eden terör olayları olduğunu kaydeden Nevabettin, ''Terör korkusu, Irak toplumundaki tüm alanları olumsuz etkiledi. Sağlık kuruluşları ve dernekler olarak düzenlediğimiz bu tür panellerle, terörün topluma verdiği zararın mümkün olduğunca en aza indirilmesinin yollarını arıyoruz" ifadelerini kullandı.
Öte yandan Kerkük Eğitim Müdürlüğü müfettişlerinden Sundus Abdulvahid ise DEAŞ'ın ortaya çıktığı günden bu yana çocuklarda görülen olumsuz etkilerin her geçen gün daha da arttığını dile getirdi.
Abdulvahid şunları söyledi:
''Artık her an bir bombalı saldırı olabilir korkusu ile yaşayan çocuklarımızın algılama seviyeleri de düşmeye başladı. Sokakta, evde ve tüm ortamlarda ana gündem maddesinin terör olması ve şahit oldukları tablolar öğrencilerimizin psikolojisini her geçen gün daha da bozuyor. Bu da doğal olarak onların kavrama ve öğrenme kabiliyetlerini etkiliyor ve eğitim seviyelerini normalin çok daha altına düşürüyor.''
Iraklı çocukların hayal aleminde, dünyanın diğer bölgelerindeki akranlarının aksine artık güzellik yerine terör olaylarının neden olduğu acılar olduğunu dile getiren Abdulvahid sözlerini şöyle tamamladı:
''Resim dersinde çocuklarımıza fikirlerini ve hayallerini çizmelerini istediğimizde sürekli silah ve şiddet olaylarını resmediyorlar. Gelecek nesil için endişeleniyoruz."
