May'in konuşmasında referandumu yenilemenin "politikaların bütünlüğüne geri dönülemez şekilde zarar vereceği" söyleyeceği öğrenildi.
May'in Avrupa Birliği (AB) liderleri ile yaptığı Brexit görüşmelerinden sonuç alınamaması, ülkede referandum ve erken seçim tartışmalarını yeniden alevlendirmişti.
Brexit'le ilgili olarak ikinci bir referandum yapılmasını talep edenlerin milyonlarca imzası da Başbakanlığa iletilmişti.
Eski İngiltere başbakanları John Major ve Tony Blair da, Brexit konusunda bir uzlaşma sağlanamazsa referandumun yenilenmesi gerektiğini savunanlar arasında.
Blair, 30 ay süren Brexit müzakerelerinin yarattığı "kargaşa" düşünüldüğünde en mantıklı seçeneğin son sözü halka bırakmak olduğunu söylemişti.
May ise Pazar günü Blair'in bu yaklaşımını, bir zamanlar üstlendiği göreve bir "hakaret" olarak niteledi.
May uzun süredir Birlikten çıkış (Brexit) anlaşmasını yeterli bulmayan Muhafazakâr Partililer'in baskısı altında.
Muhafazakâr Parti'deki bazı isimler, yeni bir liderle yola devam edip Brexit şartlarını Brüksel ile yeniden müzakere etmek istiyor.
Theresa May ise tek ve en iyi anlaşma metninin ellerindeki metin olduğunu söylüyor ve bu anlaşmanın onaylanmaması halinde İngiltere'nin bir anlaşma olmaksızın AB'den düzensiz bir biçimde çıkmak zorunda kalabileceğini ifade ediyor.
Geçtiğimiz hafta May yeterli sayıda milletvekilinin talebi üzerine May hakkında bir güvenoylaması yapılmıştı.
Gizli yapılan oylamada May partisinden 200 milletvekilinin desteğini almıştı.
Ancak bazı yorumculara göre May'in görevde kalmayı başarmış olması, Brexit'in anlaşmasının bu haliyle hayatta kalabileceği anlamına gelmiyor.
Mevcut takvimde İngiltere'nin 29 Mart 2019'da AB'den ayrılması öngörülüyor.