Fransa'da "Sarı Yelekliler" sokak olaylarını başlattı. Göstericiler Champ Elysees meydanında sloganlar atarak eylemlerini sürdürürken polislerin müdahalesi de çok geçmeden başladı.
Güvenlik güçleri olayların şiddet eylemlerine dönüşmemesi için göstericileri tek tek gözaltına alıyor.
POLİS GÖZALTINA ALIYOR
Sabah saatlerinde 317 kişiyi gözaltına alan polisler, gösteri alanlarında da müdahalelerini sürdürüyor. Champ Elysees meydanında polisler göstericileri karga tulumba gözaltına aldı.
Eylemciler yerlerde sürüklenerek polis araçlarına bindirilirken; bir gösterici, kafası yere bastırılarak polis tarafından kelepçelendi, gözaltına alındı.Fransa'nın başkenti Paris'te boy gösteren protestocular, isimlerini giydikleri fosforlu sarı yeleklerden alıyor.
Geleneksel olarak Fransa'da gösteriler siyasi partilerin veya sendikaların çağrısı ve desteğiyle yürütülse de "Sarı yelekliler"in halihazırda hiçbir parti ya da sendikaya bağlı hareket etmemesi dikkati çekiyor. Bu durum, sosyal medya üzerinden organize olan "sarı yeleklilere" her siyasi görüşten ve yaştan insanın katılmasına imkan sağlıyor.
Öyle ki ülke genelinde yapılan anketler, toplumun yüzde 70'inin "sarı yelekliler"e destek verdiğine işaret ediyor.
Yoğun olarak orta gelirli kişilerden oluşan "sarı yelekliler"in hükümetle müzakereleri yürütmek için 8 kişiden oluşan bir temsil heyeti bulunuyor.
Daha adil bir gelir dağılımı talep eden eylemciler, "Macron'un elitist" olmasından ve halkın sesine kulak vermemesinden şikayetçi. Bu grup, Macron'un politikalarının işletmeleri kayırdığı ve fayda sağladığını, halkı ise göz ardı ettiğini savunuyor. "Ay sonunu zor getiren" bu kişiler için Macron'un iklim değişimiyle mücadele için başlattığı reformlar gereksiz ve anlamsız görünüyor.
Fransa'da hükümetin hazırladığı yeni sağlık planına karşı, hemşireler de hükümetin yeni sağlık planına karşı ülke genelinde seferberlik ilan etmiş, Fransa genelinde 16 sağlık örgütü, hemşireleri birçok yerde iş bırakmaya ve yeni sağlık yasasını protesto etmeye çağırmıştı. Hükümetin çalışma şartlarını görmezden gelerek yeni sağlık planında yeterince hak tanımaması nedeniyle hemşireler de Fransa Sağlık Bakanlığı önünde toplanarak hükümetin yeni planını protesto etmişti.
Yeni sağlık planının hemşire ve bakıcıların sorunlarını gözardı ettiğini ileri süren göstericiler, hükümetten daha iyi ücret, daha fazla özerklik ve işyerlerinde daha çok hak tanınmasını talep etmişlerdi.
Gösteriler sürerken, protestoların başlamasından birkaç gün sonra eylemciler, ülke genelinde yüzlerce cadde ve yolda blokaj eylemi düzenlemiş ve birkaç gün süresince ülke genelinde çok sayıda petrol deposunun giriş ve çıkışını kapatmıştı.
Göstericilerin önceki gün petrol depolarının giriş ve çıkışını kapatması nedeniyle 75'ten fazla benzin istasyonunda akaryakıt bittiği için satış yapılamamıştı.
Gösterilerin ilk haftasında İçişleri Bakanı Christophe Castaner, yaptığı açıklamada, ülke genelinde düzenlenen yaklaşık bin 600 gösteriye yaklaşık 106 bin kişinin katıldığını, 42'si Paris'te olmak üzere 130 kişinin ifadesi alınmak üzere karakola götürüldüğünü ve 22 kişinin gözaltına alındığını bildirmiş, gösterilerdeki şiddet olaylarından, aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisinin lideri Marine Le Pen'i sorumlu tutmuştu.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, güvenlik güçlerine cesaretlerinden dolayı teşekkür ederken, polislere karşı şiddette bulunanların utanç duymaları gerektiğini, cumhuriyette şiddetin yeri olmadığını belirtmişti.
Yaklaşık bir yıl önce kadınları cinsel tacizin yaygınlığını ortaya çıkarmaya çağırarak tüm dünyayı etkisi altına alan ve Fransa'da da yankı bulan 'Ben de' (MeToo) kampanyasının ardından, Eylül ayında Fransa'da doğan ve bu kez harekete geçmeyi belirten feminist 'Hepimiz' hareketinin çağrısı üzerine başkent Paris ve Fransa'nın çeşitli yerlerinde gösteriler düzenlendi. Cinsel şiddet, cinsiyete dayalı şiddet, şiddet uygulayanların cezasız kalması ve polis teşkilatının konuyla ilgili eğitim yetersizliğine dikkat çekmek üzere başkent Paris'in ünlü Opera Meydanı'nda binlerce kadın toplandı.
Valiliğin izniyle düzenlenen gösterilere Paris'te 30 bin Fransa genelinde ise 50 bin kişinin katıldığı açıklandı. Yürüyüşe çok sayıda erkek de katılırken, çarpıcı sloganlar içeren pankartlar taşıyan göstericilerin yürüyüşü Paris'te Republique Meydanı'na sona erdi.
Fransa'da her yıl en az 220 bin kadının cinsel şiddete maruz kaldığı, her gün 250 kadının tecavüze uğradığı ve her 3 günde 1 kadının ise cinsel şiddet sonucu hayatını kaybettiği belirtiliyor.
Fransa'nın başkenti Paris'te yakıt fiyatlarına karşı başlayan protestolar Belçika'ya da sıçramıştı. Belçika'nın Walon bölgesinde düzenlenen protestolarda emniyet güçleri ile göstericiler arasında taşlı, sopalı arbede yaşanmış, Charleroi kentine yakın Couvin'de rahatsızlanan bir kişi için evine ambulans çağrılmış, ancak göstericiler tarafından yolun kapatılması nedeniyle bir itfaiye aracının da eşlik ettiği ambulans olay yerine gecikince rahatsızlanan kişi hayatını kaybetmişti.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Fransa'daki akaryakıt zammı protestolarına ilişkin, "Sayıları 700 bini bulan Türk toplumunun yaşadığı Fransa'daki bu gelişmeleri yakından ve endişeyle takip ediyoruz. Fransız güvenlik güçlerinin göstericilere sertleşen müdahaleleri ve orantısız güç kullanmaya varan uygulamaları da kaygı vericidir." açıklamasında bulunmuştu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Basın Sözcüsü Dmitri Peskov'un kızı Elizaveta Peskova, Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen sokak gösterilerine katıldığını sosyal medya hesabından duyurmuş, Paris'te düzenlenen sokak gösterilerinden fotoğraf paylaşmıştı Sosyal medyada yaptığı açıklamasında Fransa halkının mücadelesini öven Peskova, Paris'in ünlü sokaklarında barikatlar kurulmasını şaşkınlıkla karşıladığını söylemişti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Fransa'da yaşayan ve seyahat için gidecek olan vatandaşlara uyarı yapıldığını açıklayarak, "Biz her şeyden önce gösterilerin barışçıl bir şekilde, Vandalizme dönüşmeden yapılmasını tercih ederiz. Gerek ülkemizde gerekse herhangi bir ülkede. Gösteri demokratik bir haktır ve gördüğümüz kadarıyla petrol fiyatlarında artıştan ve diğer bazı sebeplerden dolayı Fransa'da bu gösteriler var. Ama diğer taraftan Fransa'nın da şu anda kullandığı aşırı gücü tasvip etmiyoruz. Özellikle Fransa içişleri bakanının kullandığı tehditkar dilin de olayları tırmandırdığını görüyoruz.
Avrupa Birliği (AB),dünyanın farklı yerlerindeki protestolara ilişkin uyarıda bulunmasına rağmen yüz binlerce kişinin katılımıyla Fransa'da devam eden "akaryakıt zammı" protestolarına karşı sessiz kamış, AVM ve iş yerlerinin yağmalandığı, ülke genelinde çok sayıda petrol deposunun giriş ve çıkışının tutulduğu, turistlerin yoğun ilgi gösterdiği Eyfel Kulesi'nin ziyarete kapatıldığı olaylar dolayısıyla AB'nin "uyarı" veya "itidal çağrısı" yapmaması dikkat çekmişti.
Fransa'da "Sarı Yelekliler" adı altında örgütlenen eylemciler sekiz temsilci belirleyerek, devlet ve hükümetin temsilcileriyle ciddi ve gerekli temaslarda bulunmak için resmi heyet kurdu. Sosyal medyadan açıklama yapan heyet, Emmanuel Macron hükümetine iki teklif sundu. Eylemciler, "Bütün vergilerin düşürülmesi" ve "Ekolojik geçiş, satın alma gücü, güvensizlik" konularını tartışmak için bir "vatandaş meclisi" oluşturulmasını talep etti. Açıklamada, "Tek arzumuz, bu tekliflerin referanduma sunulmasıdır" denildi. Aralarında eylemi başlatan Eric Drouet ve Priscillia Ludosky'nin de bulunduğu sekiz sözcünün lider olmadıkları, yalnızca sözcü oldukları bildirildi.
Fransa Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire, ülke genelinde 17 Kasım'da başlayan akaryakıt zamları protestolarının, ekonominin üzerinde ciddi etkisinin olduğunu söyledi.
Gösterilerde eylemciler tarafından İslamofobik ve ırkçı saldırılar da yaşandı. Saint-Quentin kentindeki protestoda göstericilerden bir grubun aracının içinde bulunan kadına önce hakaret ederek sonra da başörtüsünü çıkarmaya zorladığı, durumu fark eden gösterinin organizatörünün, saldırıda bulunan eylemcileri uyardığı belirtilmişti.
Charente Savcılığı ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Cognac'taki gösteride eylemcilerden bazılarının bir aracın etrafını sararak, kadın sürücüye ırkçı hakaretlerde bulunduğuna dair görüntülerin ortaya çıkmasının ardından soruşturma başlattığını duyurmuştu.
Paris Savcısı Remi Heitz, başkentte akaryakıt vergilerinin düşürülmesi ve ekonomik koşulların iyileştirilmesi için düzenlenen gösteride, eylemciler tarafından polisten tüfek çalındığını açıkladı. Heitz, "sarı yelekliler" tarafından polisten "HK G36" modelinde tüfeğin çalındığını belirtti.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Sarı Yelekler'in eylemlerini durdurması için tüm parti liderlerinden çağrı yapmaları talebinde bulundu. Muhalefet lideri Marine Le Pen ise, Cumhurbaşkanın halkla konuşması gerektiğini söyleyerek, "Elysee Sarayında saklanmamasını" tavsiye etti. Le Pen yaptığı basın toplantısında "Elysee Sarayında saklanmasın, diğer parti liderlerinden kendi görevini yapmasını beklemesin, gelsin Sarı Yeleklilerle konuşsun, ancak Cumhurbaşkanı konuşursa gerginlik azalır" diye konuştu.