Le Parisien gazetesinde yer alan haberde, Fransa'da büyük yankı uyandıran kararın, 15 Şubat'ta alındığı ve 15 Mayıs itibarıyla yürürlüğe girdiği belirtildi.
Haberde, AİHM tarihinde görülmemiş bir oranda tazminata hükmedilen olayın 2004'te Paris yakınlarındaki Villeparisis-Mitry-le-Neuf banliyösünün tren istasyonunda meydana geldiği belirtildi. İstasyon görevlilerinin trenleri taşladığından şüphelendikleri 21 yaşındaki Ghedir'i yakalayarak polise teslim ettiği kaydedildi.
KOMAYA GİRDİ, VÜCUDUNUN YÜZDE 85'İNİ KULLANAMIYOR
Polis tarafından gözaltına alınan Ghedir'in bu sırada aldığı darbeler nedeniyle hastaneye kaldırıldığı, haftalar süren komadan çıktığında vücudunun yüzde 85'ini kullanamaz hale geldiği hatırlatıldı.
Fransa'da o dönemde büyük tepkilere neden olan ve polis şiddeti tartışmalarını alevlendiren olaydan sonra bilirkişi raporu hazırlanmış, olay yerinde yapılan tatbikat sonrası Meaux Mahkemesi takipsizlik kararı vermişti. Ghedir'in avukatlarının temyiz başvurusu önce Paris Temyiz Mahkemesi, ardından da Fransız Yargıtayı tarafından reddedilmişti.
Ghedir'in avukatları, "Genel olarak AİHM tarafından bireysel başvurularda tazminat miktarlarının 100 bin avroyu geçmediğini, mağdurun 24 saat gözetimde tutulduğu evinde ve bir klinikte yaşamını sürdüren neredeyse tüm yetilerini kaybetmiş biri olarak görüldüğü ve AİHM'in bunu göz önünde tutarak, rekor derecede yüksek bir tazminata karar verdiğini" açıkladı.
Avukat Alex Ursulet, Fransız hükümetinin tazminat pazarlığı yaptığını kaydederek, "Bu hukuki bir skandal. Hükümet tarafından insanlık dışı ve utanç verici bir müzakere yürütüldü." şeklinde tepki gösterdi.