Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, İsrail makamlarının Ürdün Vadisi'nin kuzeyindeki el koyduğu arazilerin, burada yaşayan Filistinlilere ait olduğu ve söz konusu arazilerin Yahudi yerleşimciler tarafından daha önce el konulduğu ifade edildi.
Açıklamada, tarım arazilerinin İsrail'in Ürdün Vadisi başta olmak üzere Batı Şeria'nın bazı bölgelerini ilhak etme projesinin bir parçası olduğuna vurgu yapılarak, onlarca dönüm arazinin milli parka dönüştürülmesinin kınandığı kaydedildi.
İsrail'in Filistin topraklarını ilhak etme projesinin hiçbir zaman durmadığının altı çizilen açıklamada, uluslararası topluma İsrail'in ilhak planından vazgeçmesi için baskı uygulama çağrısı yapıldı.
İsrail yönetiminin, 16 Ekim'de doğa koruma alanına dönüştürme gerekçesiyle Ürdün Vadisi'nin kuzeyinde 11 dönümlük araziye el konulması yönünde karar aldığı bildirilmişti.
Ayrım Duvarı ve Yerleşim Birimleriyle Mücadele Kurumunda İsrail İhlallerini Belgelendirme Birimi Genel Müdürü Kasım Avvad, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail yönetiminin Ürdün Vadisi bölgesindeki en büyük müsadere operasyonuna başladığını, 11 dönümlük arazinin doğa koruma alanı olarak ilan edilmesi yönünde 3 askeri karar alındığını belirtmişti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump'ın açıkladığı sözde Orta Doğu barış planının ardından Batı Şeria'daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimi ve Ürdün Vadisi'ni "ilhak" edeceğini duyurmuştu.
BAE ise 13 Ağustos'ta İsrail'le vardığı normalleşme anlaşmasının, İsrail'in Batı Şeria'daki Filistin topraklarını ilhak planının durdurulmasını içerdiğini iddia etmişti. Ancak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ilhak planından vazgeçmediklerini açıklamıştı.
İsrail, 1967'de işgal ettiği Batı Şeria'da "doğa koruma alanı" ilan ettiği bölgelere el koyarak Filistinlilerin herhangi bir bina inşa etmesini engelliyor.