Euronews'te yer alan habere göre:
Alman Heike Eva Arndt 25 yıl önce dinini değiştirerek İslamiyet'i seçti. Ülkesinde başörtülü Müslüman bir kadın olarak farklı tepkilerle karşılaştı.
Hayat adını alan 50 yaşındaki Heike, İslam karşıtı görüşlerin de arttığı bir dönemde yaşadığı tecrübeleri anlatıyor.
Fırsat buldukça Müslüman coğrafyaları gezen Hayat ile Fas'ın 'kültür başkenti' Fes şehrinde buluştuk.
Neden Müslüman olmayı seçtiniz?
"Benim Alman adım Heika Eva. Müslüman olduktan sonra Hayat adını aldım. Bu çok hoş; çünkü Eva ve Hayat'ın anlamı aynı. Çocukluğumdan beri İsa'yı severim. Ben de din değiştirirken ‘İslam benim için iyi çünkü İsa da Müslümanlara göre peygamber, Hz. Muhammed kadar büyük olmasa da. Meryem burada, herkes burada. Bunu yapabilirim dedim kendime."
Kıyafetinize tepki gösteren oldu mu?
"Başınızı böyle kapattığınızda Almanya'da sizi kanser olmuş sanıyorlar. Almanya'da böyle giyinmeyi, başörtüsü takmayı seviyorum. Alışverişe bu kıyafetle çıktığımda kendime, bu güzel diyorum. Ancak insanlar bana ‘Sen çılgın mısın? Bugün senin kafanda ne var' diye soruyor. Almanların çoğu ‘Sen bu şekilde dinini değiştiremezsin' diyor. Tabiki değiştirebilirim."
Avrupa'da insanlar İslam hakkında neyi merak ediyor?
"İnsanlar din konusunda bana soruyorlar. Sen camiye gidemezsin diyorlar. Hayır gidebilirim. Almanlara din hakkında bir şeyler anlattığımda bazen onlar benim için , ‘Bu normal değil, niçin böyle yapıyor' diyorlar. Çünkü onlar İslam'dan korkuyor. Savaş ve terörizm konusunda korkuları var. Ancak bunun İslam ile bir ilgisi yok. Bu, dinin insanları öldüreceği anlamına gelmiyor. Allah bunu istemiyor."
Aileniz ve arkadaşlarınız Müslüman olmanızı nasıl karşıladı?
"Üvey babam bu durumdan korktu, aslında korktu demek yanlış olur. Ancak o, ‘Orada ne yapıyorsun. Bu iyi değil. Almanya'da çok sayıda mülteci var. Belki de onlar hoşgörülü değillerdir.” dedi. Ancak siz onlarla konuşabilirsiniz. Onları sevebilirsiniz. Din konusunda ise onlar burada dinleri adına hiçbir şey yapmıyor. Yakın bir arkadaşım ikinci defa kelime-i şehadet getirdiğimi öğrenince çok sevindi. Türk arkadaşım. Çok mutlu oldu. Beni yıllardır tanıyor. Bana binlerce kez ‘maşallah maşallah' dedi. Bu çok hoştu. Ben her çeşit insanı kabul etmeye çalışıyorum. Ben de kabul edilmek isterim. Çünkü bu benim dinim. Herkes kendi inancına sahip."