Dolar

32,3374

Euro

34,8108

Altın

2.390,60

Bist

10.276,88

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'tan muharrem ayı ve Kerbela mesajı:

'Kerbela, geçmişten günümüze ırkı, mezhebi, meşrebi ne olursa olsun bütün müminleri acılara gark eden derin bir yürek yarasının adıdır'- 'Hazreti Hüseyin'i sevmek ve onun yolunda olmak, dünyanın neresinde olursa olsun ve kimden gelirse gelsin her türlü zulüm, haksızlık, ayrımcılık ve zorbalığın karşısında durarak uhuvvet, hakikat ve adaletin savunucusu olmaktır'- 'Kerbela faciasına dair hiss

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-08-28 16:54:39

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'tan muharrem ayı ve Kerbela mesajı:
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Kerbela hadisesinin geçmişten bugüne ırkı, mezhebi, meşrebi ne olursa olsun bütün müminleri acılara gark eden derin bir yürek yarasının adı olduğunu belirtti.

Erbaş, yazılı açıklamasında, muharrem ayının 10. gününün Müslüman toplumların bilgi ve kültür hafızasında peygamberler tarihinden önemli hatıralar ve mesajlar barındıran önemli bir zaman olduğunu vurguladı.

"Aşure" diye isimlendirilen günün İslam aleminin birlik ve beraberliğine, insanlığın hidayet ve iyiliğine vesile olmasını dileyen Erbaş, insanlık tarihinde birçok önemli olaya sahne olan Aşure gününün aynı zamanda İslam tarihinin en üzücü olaylarından biri olan Kerbela faciasının da vuku bulduğu tarih olduğunu ifade etti.

Hicri 61 yılında Hazreti Muhammed'in "cennet gençlerinin efendisi" diye nitelediği torunu Hazreti Hüseyin ile birçoğu Ehl-i Beyt'ten 70 civarında müminin Kerbela'da acımasızca şehit edildiğini anımsatan Erbaş, şöyle devam etti:

"Bu sebeple Kerbela, geçmişten günümüze ırkı, mezhebi, meşrebi ne olursa olsun bütün müminleri acılara gark eden derin bir yürek yarasının adıdır. Nitekim bu büyük acıyı yüreğinde taşıyan her Müslüman, Hazreti Hüseyin'e ve Ehl-i Beyt'e bu zulmü reva gören anlayışı tarih boyunca hep kınayarak vicdanlarda mahkûm etmiş, buna mukabil, Hazreti Hüseyin ve tüm Kerbela şehitlerini ise büyük bir özlem, muhabbet ve rahmetle yad etmiştir."

Müslümanların Kerbela hadisesini doğru okumaları gerektiğinin altını çizen Erbaş, "Söz konusu acı hadisenin sebepleri ve sonuçları üzerinde etraflıca düşünerek İslam ümmetinin bugünü ve geleceği için gereken dersleri çıkarmaktır. Kuşkusuz bunu gerçekleştirmenin yolu da Hazreti Hüseyin'in hayatını, ahlakını ve idealini doğru bir şekilde kavramaktan geçmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Hazreti Hüseyin'in toplumu ifsat eden kabilecilik ve kavmiyetçilik karşısında ümmet ve kardeşlik bilincinin ihyası için mücadele ettiğine şahit olduklarını vurgulayan Başkan Erbaş, şunları ifade etti:

"Hazreti Hüseyin, bu uğurda canıyla bedel ödemiş bir büyük şahsiyettir. Nitekim o, iman, sadakat, ahde vefa ve samimiyet hususunda abideleşen duruşuyla zulmün, haksızlığın, adaletsizliğin karşısına dikilmiş ve şehadetiyle zulme ve zalimlere galebe çalmıştır. Hazreti Hüseyin'i sevmek ve onun yolunda olmak, dünyanın neresinde olursa olsun ve kimden gelirse gelsin her türlü zulüm, haksızlık, ayrımcılık ve zorbalığın karşısında durarak uhuvvet, hakikat ve adaletin savunucusu olmaktır."

- "Geçmişin acı hatıraları karşısında sorumluluk bilinciyle hareket etmeliyiz"

Erbaş, Müslümanların bugün birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Kerbela faciasına dair hissettiğimiz acı ve üzüntü, bizleri asla haktan, insaftan ve adaletten ayırmamalıdır. Duygularımız, sözlerimiz ve davranışlarımız, ümmet birliğimizi yakacak yeni acıların kıvılcımı olmamalıdır. Bilakis Hazreti Hüseyin'e duyduğumuz sevgi ve muhabbet, onun ideali olan vahdet ve kardeşlik bilinci ekseninde daha fazla kenetlenmemizi sağlamalıdır. O halde, geçmişin acı hatıraları karşısında mümince bir feraset ve basireti kuşanarak sorumluluk bilinciyle hareket etmeliyiz. Tarih boyunca aynı acılarla yanan ve aynı sevinçlerle heyecanlanan kalplerimizi, birlik ve kardeşlik duygularıyla doldurmalı, daha iyi bir gelecek inşa etmek için büyük gayret ve el birliği ile çalışmalıyız.

Bu vesileyle, Hazreti Hüseyin ve Kerbela şehitlerimiz başta olmak üzere Bedir'den Malazgirt'e, Çanakkale'den Sakarya'ya, 15 Temmuz'dan günümüze din, iman ve mukaddesat uğrunda, hak hakikat yolunda en aziz varlığı olan canlarını feda eden bütün şehitlerimizi saygı, rahmet ve minnetle yad ediyor, milletimizin ve tüm Müslümanların huzur, barış ve güven içerisinde bir hayat yaşamasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum."

Haber Ara