Kılıçdaroğlu, partisi tarafından Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde, çiftçinin zarar etmesi nedeniyle Türkiye'de son 10 yılda iki Trakya büyüklüğünde alanın ekilmediğini öne sürdü.
Dünyanın en pahalı mazotunun çiftçiye satıldığını savunan Kılıçdaroğlu, "Arada bir diyorlar ya 'Türkiye dünyanın lideri.' Mazotta lider. En pahalı mazotu satan hükumet. Bu rakamı nereden aldım biliyor musunuz? Dünya Enerji Ajansının rakamları bunlar. Bütün dünyada petrol, mazot, benzin fiyatları kaça satılıyor, orada var. Bir numara Türkiye. Peki bu kadar pahalı bir mazotu çiftçiye satarsanız ektiği ürünün de karşılığını alamazsa bu adam tarlayı nasıl ekecek?" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, vatandaşın borç batağında kaldığını, kredi kartı borcu ve üzerine gelen faizlerin onlara nefes aldırmadığını, 5 milyon kişinin bu durumda olduğu iddiasında bulundu.
Zamanında borcunu ödemeyen 5 milyon kişinin mahkemeye verildiğini, 1 milyon 220 bin kişinin mahkemeye gittiğini öne süren Kılıçdaroğlu, "550 bin kişi taahhüdü ihlal cezası nedeniyle mahkum oldu. 98 bin kişi hapse girdi, diğerleri de hapse girmek için sıra bekliyorlar çünkü hepsini hapse koyacak hapishane yok Türkiye'de. Gerçi sağ olsunlar Bilecik'te iki liseyi hapishaneye dönüştürdüler. Bu ayıp onlara yeter ama size sözüm söz, o vatandaşların tamamını hapisten de borçtan da kurtaracağım" diye konuştu.
Annelere de seslenen Kılıçdaroğlu, 7 çocuklu bir aileden geldiğini, içlerinde üniversiteyi okuyan tek çocuğun kendisi olduğunu anlattı. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Devletin önemli görevlerinde çalıştım. Önemli sınavlara girdim, başarı elde ettim. Benim kardeşlerimin ne iş yaptığını kimse bilmez. Türkiye Cumhuriyeti bütçesinden sonra en büyük bütçeyi yönettim. Hiçbir kardeşimin ne gemileri, ne yatları, ne hanları, ne hamamları oldu. Her birisi siz nasıl yaşıyorsanız öyle yaşıyor. Dedim ya 'devlet nasıl yönetilir' bilirim. 'Bütçe nasıl yapılır' onu bilirim. 'Vergi nasıl toplanır' onu bilirim ama bildiğim bir şey, kul hakkı niçin yenmez onu da çok iyi bilirim. O nedenle benim akrabalarım, kardeşlerim, dayılarım han hamam sahibi olmadılar. Kimisi emekli işçidir, kimisi emekli memurdur, kimisi ev hanımıdır. Her birisi kendi çerçevesinde oturur, çalışır, kazanır ama onlar devletin malına, vatandaşın malına, kul hakkına hiçbir zaman el uzatmadılar. O nedenle sevgili anneler, ben sizden birisiyim. Sizin gibi çalışıyor, sizin gibi yaşıyorum. Siz ne düşünüyorsanız aynı şeyleri düşünüyorum."
- "Sizi unuttular onlar"
Bir evde tencere kaynamazsa bunun ıstırabını o evdeki kadının çektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, kendisinin de bunu çok iyi bildiğini ifade etti.
Kılıçdaroğlu, çocuğu iş bulamayan ailenin evinde huzurun olmadığını da iyi bildiğini söyleyerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bunların hepsini bilirim ama o Ankara'da oturan beyler var ya bunların tamamını unuttular. 2002'de bu millet onlara çok büyük imkanlar sağladı. 13 yıl tek başına iktidara getirdi. Şimdi onlar sizin gibi değiller. Sizi unuttular onlar. Ne yapıyorlar biliyor musunuz sevgili anneler, altın klozetli tuvalet yapıyorlar kendilerine. Şaka değil. Bu millet onlara ne verdi biliyor musunuz? Uçak, makamlar, kırmızı plakalı araçlar verdi. Dedi ki 'Bizim sorunumuzu çöz.' Kendileri milleti unuttular, milletten koptular artık. Kaçak saraylarında oturuyorlar. Hanları, hamamları var. Bir elleri yağda bir elleri balda. Onlar unuttular. Konya'da bir gecekonduda kışın camı kırık olduğu için zatürreden ölen Ayaz bebeği unutmadım. Samsun'da açlıktan ölen Kübra bebeği unutmadım ama onlar unuttular. Onun için diyorum; o çocukları unutmam. Bir çocuk yatağa aç giriyorsa o çocuk benim çocuğumdur, asla tok uyumam. O zaman bu ülkede yoksulluğu bitireceğiz. Tarihe gömeceğim. Ben onlar gibi 13 yıl da istemiyorum, sadece ve sadece 4 yıl için yetki istiyorum. 4 yılda yoksulluğu bitireceğim. 4 yılda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. 4 yılda her evde huzur her evde bereket olacak. 4 yılda Türkiye'yi bu bölgenin en güzel ülkesi yapacağım. Söz veriyorum size. Söz, Kılıçdaroğlu sözü."
Kılıçdaroğlu saraylarda oturmadığını, toprak damlı evlerden geldiğini, oralarda yaşadığını belirterek, bu nedenle saraylarla işi olmadığını dile getirdi.
- "Bu avantajı kullanacağız"
"Kuş uçmaz, kervan geçmez bir köyde doğdum ama bugün bu mevkiye geldiysem sadece ve sadece bunu cumhuriyete, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına borçluyum" diyen Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin artık yeni bir yere gelmek zorunda olduğuna işaret etti.
Yüzyılın projesini hazırladıklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Nedir bu proje biliyor musunuz? Türkiye, Asya'nın, Afrika'nın, Avrupa'nın, Orta Doğu'nun ve Kafkaslar'ın tam göbeğinde. 4,5 saatlik bir uçak mesafesinde. 1 milyar 200 milyonluk bir nüfusa ulaşıyorsunuz. 20 trilyon dolarlık bir ekonomiye ulaşıyorsunuz. Türkiye bu avantajını hiçbir zaman kullanmadı. Bu avantajı kullanacağız. Bu üstünlüğü avantaja dönüştüreceğiz. 2017 yılından itibaren bu proje katma değer yaratacak, 2035'e kadar giderek büyüyecek. 3 tarafımız denizlerle çevrili. Hangi avantajlarından yararlandık? Bu üstünlüğü avantaja dönüştüreceğiz. Genç nüfusumuz var, çocuklarımız işsiz. Bu proje 2 milyon 200 bin gencimize istihdam yaratacak. Limanlarımız sizin düşündüğünüzden çok daha iyi çalıştırılacak. Sadece 1 yılda 147 milyar dolarlık katma değer yaratacak. Az önce anlattığım işçi, emekli projeleri bugünkü sorunlarımızı çözen projeler. Biz CHP'yiz. Biz bu ülkenin kuruluşunda harcı olan partiyiz. Biz şimdi Türkiye'yi 21'inci yüzyılın lideri yapmak istiyoruz."
Merkez Türkiye Projesi bittiğinde ülkede kişi başı gelirin 33 bin dolar olacağını belirten Kılıçdaroğlu, CHP'nin genlerinde Kuvayımilliye ruhunun yattığını dile getirdi.
- "Slogan atmak kolay"
Genel Başkan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Onlar nasıl mücadele verdiler, nasıl ülkeyi büyüttülerse biz de aynı vereceğiz ve Türkiye'yi bölgesinin yıldızı haline getireceğiz. Bunu yapmak için hepimizin çalışması lazım. Onun için hep beraber çalışacağız. Az önce slogan atıyordunuz. Slogan atmak kolay, 'Başbakan Kemal' diye. Güzel ama sizden söz istiyorum. 7 Haziran'da sandığa gidip CHP'ye oy verecek miyiz? Sadece sizin oyunuz değil. Geçen seçimlerde şu veya bu nedenlerle CHP'ye oy vermemiş bir vatandaşımızı ikna edeceksiniz. Onlara 13 yıldır yaşananları ve CHP'yi anlatacaksınız. Bunun için söz değil mi? Bizim bu güvenliğimizi sağlayan polis kardeşlerimiz. Onlar zor şartlarda görev yapıyorlar ama onlar sonuçta bizim güvenliğimizi sağlıyorlar. Zor şartlarda bize yardımcı olmaya çalışıyorlar. Polis kardeşlerimizin de sorunu var. 'Bizim de 3 bin 600 ek gösterge sorumuz var. Çalışırken 100 lira alıyorsak emekli olunca maaşım yüzde 100 düşüyor. 50 liraya düşüyor. Benim hayat standardım düşüyor. Dolayısıyla ben bunu hak etmiyorum. Çalışırken 100 lira alabilirim ama emekli olduğumda bari bu kadar düşmesin' diyorlar. Ben de onlara şu sözü verdim. İktidarda kim olursa olsun iktidarın polisi değil halkın polisi olduğunuz sürece sizin benim başımın üzerinde yeriniz var. Polis kardeşlerime söylüyorum, hiç meraklanmayın. Atama bekleyen 350 bin öğretmeniz var, hiç meraklanmayın. Bütün bunların hepsini çözmek mümkün. Halkı için çalışan bir siyasi parti bütün bu sorunların hepsini çözebilir."
(Bitti)
