Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Dil ağacındaki önemli dallar yeniden sınıflandırıldı

İnsan dillerinin çeşitliliği, bir ağacın dallarına benzetilebilir. Eğer İngilizce bir yazı okuyorsanız, İskoçlar ile ortak bir ataya doğru uzanan; daha geri gidildiğinde Almanca ve Flemenkçeye ayrılan bir dal üzerindesiniz demektir.

4 Yıl Önce Güncellendi

2021-09-14 19:55:20

Dil ağacındaki önemli dallar yeniden sınıflandırıldı
Fotoğraf: Amador Loureiro/Unsplash

Daha da geri gidildiğinde Germen, Çeltik, Arnavut, Slav dilleri, İtalyanca ve İspanyolca gibi Romen dilleri, Ermenice, Baltık dili ve Helenik Yunancayı meydana getiren Avrupa kolu bulunuyor. Bu daldan önce insanlık tarihinde yaklaşık 5.000 yıl geriye gidildiğinde Hint-Avrupa dil ailesi görülüyor.

Önemli bir ata dil olan bu dil grubu, bir tarafta Avrupa dalına ayrılırken diğer tarafta da çağdaş Farsça, Nepal, Bengal, Hint ve çok daha fazlasının atası olan Hint-İran dalına ayrılıyor.

Tarihi dilbilimi tanımlayan hedeflerden biri de, çağdaş dillerin geçmişteki haritasını gidebildiği yere kadar çıkarmak.

Bazı dilbilimciler, bu mecazi ağacın gövdesini meydana getiren tek bir ortak ataya ulaşabilmeyi umuyor. Fakat dünya dillerinin çoğuna ait verilerin sistematik şekilde karşılaştırılmasına dayanan birçok çarpıcı bağlantı öne sürülse de, 1800'lere kadar uzanan bu çalışmaların çoğu hata barındırmaya eğilim sergiliyor.

Dilbilimciler, Hint-Avrupa gibi böylesine yerleşik ailelerin iç yapısını ve kronolojik olarak daha derin, daha geniş olan ailelerin mevcudiyetini halen tartışıyor.

Araştırmacıların Hint-Avrupa dil ailesinde adbilimsel ilkeleri uygulayarak yaptığı ve Linguistics ve Evolutionary Human Sciences bültenlerinde yayımlanan son sınıflandırma, literatürde detaylı şekilde belgelenen soyağaçlarını doğruluyor.

Ön dili tahminen 8.000 yıl kadar geriye uzanan Avrasya-Altay dil grubu üzerine yapılan benzer araştırmalar, Altay grubunun çoğu önemli dalı (Türk, Moğol, Tunguz ve Japon dilleri) arasındaki ilişkiye yönelik olumlu bir sinyal bulunduğunu onaylıyor. Fakat Korece ile Altay grubundaki diğer diller arasında daha önce yayımlanan bir ilişki, yeni çalışmada tekrarlanamamış. Bu durum ya yeni ölçütün çok katı olduğu, ya da (düşük olasılıkla) önceki grupların yanlış olduğu anlamına gelebilir.

Kaynak: Santa Fe Enstitüsü. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

Haber Ara