Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Üçüncü Selim kimdir?

Türk hükümdar. Üçüncü Selim kimdir? Yaş Antlaşması Üçüncü Selim zamanında mı yapıldı? Ziştovi Barış Antlaşması nedir?

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-11-21 13:49:09

Üçüncü Selim kimdir?

Sultan Üçüncü Selim, 24 Aralık 1761 tarihinde İstanbul'da doğdu. Babası Sultan Üçüncü Mustafa, annesi Mihrişah Sultan. Sultan Üçüncü Selim'in padişah olmasını istemişti. Ancak, babasından sonra padişahlığa amcası Sultan Birinci Abdülhamid getirildi. Sultan Birinci Abdülhamid, Sultan Üçüncü Selim'i sarayda göz önünde bulunduruyor, ancak yine de onun eğitimine önem veriyordu. Amcası Sultan Birinci Abdülhamid'in ölümü üzerine 7 Nisan 1789 günü 28 yaşındayken Osmanlı tahtına oturdu.

EDEBİYAT VE SANAT'TA ÜÇÜNCÜ SELİM

Sultan Üçüncü Selim edebiyata ve güzel yazı yazmaya çok meraklıydı. Yazmış olduğu hat ve levhalardan bazıları cami ve türbelere asıldı.  Arapça ve Farsça dillerini çok iyi konuşuyordu. İyi bir şair, tamburi neyzen ve hanende idi. Bestekar da olan Sultan Üçüncü SelimOsmanlı Devleti'nde batıcılığın yerleşmesini istiyordu.

Sultan Üçüncü Selim tahta çıktığı zaman halk ona büyük ümitler bağladı. Halk, genç hükümdarın Osmanlı imparatorluğu'nu o eski güçlü ve ihtişamlı devirlerine geri döndüreceğini düşünüyordu.

Sultan Üçüncü Selim tahta çıktığında Osmanlı Devleti Rusya ve Avusturya ile savaş halindeydi. Sultan Üçüncü Selim bu iki devlete karşı mücadeleye devam etti.

Bu savaşın temel sebepleri Kırım'ı kurtarmak ve Osmanlı topraklarını aralarında paylaşma hesapları yapan Avusturya ve Rusya'ya engel olmaktı. Kırım'ın jeopolitik konumu İstanbul'un güvenliği için çok önemliydi. Bu savaşlar sırasında Avusturya'ya karşı İsmail Zaferi gibi bazı başarılar kazanılmışsa da, Ruslara karşı aynı başarı gösterilememişti. Ruslarla 1 Ağustos 1789 tarihinde yapılan  Fokşan ve Boze Savaşları'nda  Osmanlı kuvvetleri büyük kayıplar verdi. Akkerman kalesi Ruslara geçti ve Baserabya bölgesi Rus işgaline uğradı. Sebeş, Muhadiye, Lazarethane ve Pançova'yı işgal eden Avusturyalılar ise 8 Ekim 1789 tarihinde önce Belgrad'ı daha sonra ise Semendire'yi ele geçirdiler.

Savaş devam ederken siyasi faaliyetler de devam ediyordu. 11 Temmuz 1789 tarihinde Osmanlı Devleti ile İsveç arasında bir dostluk antlaşması imzalanmıştı. Sultan Üçüncü Selim, Rusya ve Avusturya'nın kendileri için de bir tehlike olacağını düşünen Prusya Kralı ile 31 Ocak 1790 tarihinde bir ittifak antlaşması yaptı. Ancak bu antlaşmalar yürürlüğe girmedi. İç işlerinde meydana gelen karışıklıklar, 4 Ağustos 1791 tarihinde Avusturya'yı Osmanlılarla Ziştovi Barış Antlaşması imzalamaya mecbur bıraktı 

Ziştovi Barış Antlaşmasıyla Avusturya, savaş sırasında aldığı toprakları Osmanlı Devleti'ne geri verdi. Orsova ile Unna suyu taraflarındaki küçük bir arazi ise Avusturya'ya bırakıldı. Avusturya, Rusya'ya açık ya da gizli hiçbir yardımda bulunmayacağını dair bir garanti vermişti.

Avusturya'nın bu savaştan çekilmesi sonucunda yalnız kalan Rusya, bir yıl sonra barış istedi. İki devlet arasında  1792 tarihinde imzalanan Yaş Antlaşması ile savaş sona erdi. Bu antlaşma ile Kırım'ın Rus hakimiyetine geçişi onaylanmış oldu. Buğ ve Dinyester ırmakları arasında kalan bölge ve Özi kalesi Rusya'ya bırakıldı. Dinyester ırmağı iki devlet arasında sınır kabul edildi. Bu analşmayla Karlofça Antlaşması'ndan sonra başlayan gerileme süreci, yerini dağılma ve parçalanma dönemine bıraktı.

Sultan Üçüncü Selim, Osmanlı-Rus savaşında alınan yenilginin sorumlusu olarak yeniçeri ocağını görüyordu. Şehzadeliği sırasında, Avrupa ordularındaki ilerlemeleri izlemiş, Prusya ordusunda eğitime verilen önemi görmüştü. Askerlerin düzenli eğitim görmeleri gerektiğini düşünüyordu. Bazı yeniçeri birliklerini düzene sokmaya çalıştı. Yeniçerilerin dışında yeni askerler de topladı ve orduya dahil etti. Böylece, 24 Şubat 1793 tarihinde "yeni usul asker" anlamına gelen "Nizam-ı Cedid" adlı askeri örgütü kurdu.

Nizam-ı Cedid ocağının masraflarını karşılamak için İrad-ı Cedid adında yeni bir de hazine kuran Sultan Üçüncü Selim, bu yeni askeri örgütün eğitim ve öğretim işlerini de Avrupa'dan getirttiği yabancı subaylara verdi. Selimiye kışlalarını kurdu, mevcut Kara ve Deniz Mühendishanelerini de yeniledi. Özellikle Yaş Antlaşması'ndan sonra ıslahatlara yönelen Sultan Üçüncü Selim, Nizam-ı Cedid'i oluşturmakla yetinmeyip, Paris, Londra, Viyana ve Berlin gibi kentlerde elçilikler açtı. FransızcaOsmanlı Devleti'nin ilk resmi yabancı dili olarak kabul edildi. Yabancı dil eğitimine ve kültür hareketlerine önem verildi, bazı teknik eserler Türkçe'ye çevrildi.

Amacı İngiltere'yi Akdeniz'den uzak tutmak ve Hindistan'a giden ticaret yollarını denetimine almak olan ve  bu amaçla Mısır Seferine çıkan Napolyon Bonapart'ın  2 Temmuz 1798 tarihinde İskenderiye'yi, 22 Temmuz 1798'de de Kahire'yi işgal etmesinin üzerine Osmanlı Devleti, 2 Eylül 1798 günü Fransa'ya karşı savaş açtı. Akka önlerinde karşılaştığı Cezzar Ahmed Paşa komutasındaki Osmanlı kuvvetleri karşısında 18 Mart 1799 tarihinde  yenilgiye uğrayan Napolyon Bonapart, gizlice Fransa'ya kaçtı ve hayatını zor kurtardı  Fransa'nın 27 Haziran 1801 tarihinde Mısır'dan çekilmesi üzerine Osmanlı Devleti ile Fransa arasında 25 Haziran 1802'de  El-Ariş antlaşması imzalandı  Bu antlaşma ile Mısır, Osmanlı devletine geri verildi.

Bu yıllarda  İstanbul'da bulunan yeniliklerden rahatsız, Nizam-ı Cedid karşıtı önemli devlet adamları Yeniçeri Ağaları ile Nizam-ı Cedid'i ortadan kaldırma planları yapıyorlardı.

Kendilerine Nizam-ı Cedid kıyafeti giydirmekle görevlendirilmiş olan Raif Mahmud Efendi'yi öldüren yeniçeriler, Kabakçı Mustafa'nın liderliğinde ayaklandılar. Osmanlı hükümeti bu gelişmeler üzerine derhal toplanarak ayaklanma ile ilgili kararlar almak istedi. Ancak Sadaret Kaymakamı Köse Musa Paşa ayaklanmanın ciddi bir hadise olmadığını, Nizam-ı Cedid birliklerinin de olaya müdahale etmesinin yersiz olacağını bildirdi. Bu sayede meydanı boş bulan asiler, daha fazla taraftar topladılar.

Nizam-ı Cedid'in kaldırılmasını isteyen asilere müdahalede çok geciken, Sultan Üçüncü Selim, Nizam-ı Cedid'i kapatmak zorunda kaldı. İstekleri yerine getirilen asiler buna rağmen ayaklanmaya son vermediler. Sultan Üçüncü Selim'e olan yakınlıkları ile tanınan 11 devlet adamının kendilerine teslim edilmesini isteyen asiler, Şehzade Mustafa ve Şehzade Mahmud'un da hayatlarının tehlikede olduğunu öne sürerek kendilerine yollanmasını ve Sultan Üçüncü Selim'in tahttan inmesini istediler.

Bu istek karşısında Sultan Üçüncü Selim, "Böyle isyankar tebanın hükümdarı ve halifesi olmaktansa olmamak daha iyidir" diyerek  29 Mayıs 1807 tarihinde padişahlıktan ayrıldığını açıkladı 

Sultan Üçüncü Selim, tahttan indikten sonra sarayda bir yıl daha yaşadı. Alemdar Mustafa Paşa'nın kendisini tekrar tahta çıkarmak için ayaklandığı sırada, Sultan Dördüncü Mustafa tarafından öldürüldü. 

SON VİDEO HABER

Suriye'deki dehşeti anlattı: İşkenceden derimiz yüzülüyordu

Haber Ara