Dolar

42,5268

Euro

49,6218

Altın

5.781,42

Bist

10.918,51

Fantom altın! Gerçekten Var mı, Yoksa Sadece Sayılardan mı İbaretiyiz?

3 Ay Önce Güncellendi

2025-09-17 14:49:50

Aydoğan Yüce

Bir yer düşünün. Duvarları granit, kasaları çelik. Her şey güven veriyor, her şey gerçek. Ama içeridekiler? Belki de yalnızca bir sembol. Bu yerin adı: Merkez Bankası. Ve içindeki en değerli şey: altın.

Ama ya o altınlar yalnızca sayılarda var oluyorsa?

Son yıllarda merkez bankalarının altın rezervlerindeki artış dikkat çekiyor. Çin, Rusya, Türkiye gibi ülkeler her ay tonlarca altın ekliyor rezervlerine.
Peki, bu altınlar nerede?

Cevap çoğunlukla aynı: İsviçre, Londra, ABD'deki Fort Knox. Fiziksel olarak orada oldukları belirtiliyor. Ancak bu varlıkların çoğu “emanet hesaplarda” tutuluyor. Yani fiziksel hareket görmeyen, yalnızca dijital ortamda kayıtlı olan transferler söz konusu. Kasalarda taşınan külçeler değil; dijital bir “yer değiştirme”den bahsediyoruz.

Altın, kâğıt paranın gölgesinde duran bir temsildir. Bu yüzden merkez bankaları her belirsizlik döneminde altın alımını artırır. “Paramızın arkasında bir şey var” demek için.
Ama o şey, gerçekten orada mı?

İşte bu sorular, ekonomide son yıllarda giderek daha fazla tartışılan bir kavramı gündeme getiriyor: Fantom Altın.

Fantom Altın Ne Demek?

“Fantom Altın”, bir merkez bankasının rezervlerinde kayıtlı görünen, fakat fiziksel varlığına dair doğrudan bir erişim veya gözlem bulunmayan altın varlıklarını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
Bu tür altınlar genellikle başka ülkelerde emanet hesaplarda tutulur. Çoğunlukla bankalararası dijital sistemlerde yalnızca rakam olarak yer alır. Fiziksel külçeye dokunan yoktur.

Bazı analizlerde, aynı külçenin birden fazla merkez bankasının rezervinde kayıtlı olduğu yönünde teoriler öne sürülmüştür. Bu iddialar doğrulanmasa da, finansal sistemde şeffaflık ve mülkiyet soruları üzerine birçok akademik ve gazetecilik çalışmasına konu olmuştur.

Almanya'nın Altını: Bir Sorunun Görünür Hâli

2012 yılında Almanya Merkez Bankası (Bundesbank), “ABD'deki altınlarımızı geri almak istiyoruz” dediğinde, gözler New York'a çevrildi.
Amerikan Merkez Bankası (Fed), bu talebe “geri getirilebilir ama yıllar alabilir” şeklinde cevap verdi.

Bu, kamuoyunda bazı sorulara yol açtı:
Eğer altın fiziksel olarak oradaysa, nakliyesi neden bu kadar uzun sürmeliydi?
Bu sorular o dönem Almanya basınında geniş şekilde yer aldı ve rezerv sistemlerinin işleyişine dair daha fazla şeffaflık çağrısı yapıldı. Ancak süreç tamamlandı, altın kademeli olarak Almanya'ya döndü.

Bu olay, “altın rezervlerinin yalnızca mülkiyet değil, erişilebilirlik ve teslimat sorunu da doğurabileceği” tartışmalarını beraberinde getirdi.

Londra Altın Piyasası: Yoğun, Ama Saydam mı?

Dünyada en fazla altın işlemi Londra'da yapılıyor. Fakat bu sistem, bazı analistlere göre şeffaflık konusunda sınırlı bilgi sunuyor.
Londra Külçe Piyasası (LBMA) üzerinden günlük milyarlarca dolarlık altın işlemi gerçekleşiyor, ancak kimin ne kadar altına sahip olduğu veya hangi varlıkların hangi hesaplara ait olduğu konusunda detaylı veriler sınırlı.

Kimi eleştirmenler, piyasada işlem gören "kağıt altın" miktarının, fiziksel altının üretim miktarının çok üzerinde olduğunu iddia ediyor. Bu durum, "herkes aynı anda fiziki teslimat istese sistem bunu karşılayabilir mi?" sorusunu ortaya çıkarıyor.

Bu, klasik anlamda bir sistem zafiyeti değil; ama olası aşırı stres senaryolarında teslimat kapasitesinin sınırlarına ulaşabileceği yönünde teorik tartışmalara neden olmuştur.

Türkiye'nin Altın Rezervleri Üzerine Bir Bakış

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın kamuya açık verilerine göre yaklaşık 500 ton civarında altın rezervi bulunmaktadır.
Bu rezervin bir kısmı bankalar arası işlemlerde teminat olarak tutulmakta; bir kısmı ise Londra gibi uluslararası finans merkezlerinde saklanmaktadır.

Ayrıca, rezervlerin bir bölümünün “swap” niteliğinde yani emanet veya takas temelli olması, “gerçek sahiplik” ve “teslim edilebilirlik” arasındaki farkı gündeme getirir.
Bu durum sadece Türkiye için değil; neredeyse tüm merkez bankaları için geçerli olan evrensel bir finansal uygulamadır.

2018'de İngiltere Merkez Bankası'nın Venezuela'ya ait 1.2 milyar dolarlık altını teslim etmemesi örneği ise, siyasi faktörlerin rezerv güvenliğini etkileyebileceğine dair uluslararası hukuk ve ekonomi çevrelerinde geniş tartışmalara neden olmuştur.

Gerçek Ne Zaman Ortaya Çıkar?

Bugün global finans sistemi, karşılıklı güvene ve kayıt sistemlerine dayanıyor.
Ancak bazı uzmanlar, aşırı belirsizlik veya ani kriz dönemlerinde, “sadece dijital olarak görülen varlıkların fiziki olarak talep edilmesi” halinde bu sistemin zorlanabileceğini öne sürüyor.

Bu da bazı çevrelerde şu sorunun sıkça gündeme gelmesine neden oluyor:

“Gerçekte neye sahibiz?
Yoksa sadece sahip olduğumuzu mu sanıyoruz?”

Yasal Uyarı!!!

Bu metin, yalnızca ekonomik yapıların işleyişi ve rezerv sistemleri üzerine genel bir analiz amacı taşımaktadır. Burada yer alan tüm yorumlar, kamuya açık kaynaklardan elde edilmiş veriler doğrultusunda oluşturulmuş olup, herhangi bir yatırım tavsiyesi, yönlendirme veya kurumlara yönelik isnat niteliği taşımaz.
Yatırım kararları bireysel sorumlulukla ve yetkin profesyonel danışmanlara başvurularak alınmalıdır.

Tüm Yazıları

SON VİDEO HABER

Bakan Bayraktar: Enerji filomuzun 6'ncı gemisi Türkiye'de

Haber Ara