Kıbrıs haritasına uzaktan baktığınızda, mavi bir denizin ortasında yalnız duran bir ada görürsünüz.
Ama yaklaştıkça fark edersiniz: bu ada, sessiz bir savaşın tam merkezidir.
Ne toplar patlar, ne uçaklar geçer gökyüzünden.
Ama her sabah, denizin altından geçen kablolarla, gökyüzünü tarayan radarlarla bir satranç oyunu sürer burada.
Ve o oyunun yeni hamlesini, İsrail yapıyor.
Küçük Ada, Büyük Hesap
Kıbrıs, bir zamanlar iki halkın çatıştığı, birleşemediği bir toprak parçasıydı.
Bugünse birleşememek değil, birleştirilen çıkarlar belirliyor adanın kaderini.
İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs arasındaki enerji, istihbarat ve askeri iş birlikleri artık açık bir sır.
Denizin altından uzanan doğalgaz hatları, sadece enerji taşımıyor; ittifak taşıyor.
Doğu Akdeniz'in altında saklı olan gaz, aslında Avrupa'nın nefes borusu.
Ve kim o boruyu kontrol ederse, Avrupa'nın nabzını da tutar.
İsrail bunu biliyor.
Kıbrıs'ta üs kurarak değil, etki alanı kurarak ilerliyor.
Bir mühendis gibi, kablolarla, kameralarla, diplomasiyle…
Haritada Olmayan Bir Ülke: KKTC
Haritalar bazen en çok gösterdikleriyle değil, göstermediklerini anlatır.
Kuzey Kıbrıs, bu anlamda haritanın kenarındaki sessizliktir.
Ne Birleşmiş Milletler'de adı geçer, ne AB'nin listelerinde yeri vardır.
Ama Türkiye'nin güvenliği, Doğu Akdeniz'in dengesi, orada alınan bir karara bağlıdır çoğu zaman.
Kıbrıs'ın kuzeyi sessiz kaldıkça, güneydeki diplomasi ses yükseltiyor.
İsrail'le yapılan anlaşmalar, limanlara yanaşan savaş gemileri, radar istasyonları…
Her biri “savunma” adıyla başlıyor ama etki alanı olarak bitiyor.
Ve ilginçtir:
Bu kadar küçük bir adada, herkesin bir “büyük planı” var.
Gaz Borularının Gölgesinde Diplomasi
EastMed boru hattını ilk duyduğumda, dikkatimi çeken şey uzunluğu değil, yönüydü.
İsrail'den başlayıp Kıbrıs'a, oradan Yunanistan'a ve Avrupa'ya uzanıyor.
Haritaya baktığınızda bir şey fark ediyorsunuz:
Bu hat, Türkiye'yi bilinçli olarak dışarıda bırakıyor.
Sanki gazın akışıyla birlikte, siyasi sınırlar da yeniden çiziliyor.
Bu hattın ekonomik değil, politik bir proje olduğunu görmek için uzman olmaya gerek yok.
Gaz, artık doğadan değil; hesaptan çıkarılıyor.
İsrail için bu, enerji değil; nüfuz ihracıdır.
Her boru hattı, bir ittifak hattıdır.
Ve her ittifak hattı, bir gün harita değişikliğine dönüşme potansiyelini taşır.
Görünmeyen Cephe: Enformasyon, Enerji ve Etki
Soğuk Savaş'taki cepheler artık radarlarla değil, verilerle çiziliyor.
Kıbrıs, Doğu Akdeniz'in en gelişmiş sinyal istasyonlarına sahip.
Uydu ağları, siber gözetleme sistemleri, ortak savunma merkezleri…
Bu yapıların çoğu, İsrail'in teknoloji ihracıyla kuruldu.
İsrail'in Kıbrıs'a askeri üs kurmasına gerek yok.
Zaten zihinlerde bir üs kurmuş durumda:
Enerji hatlarında, istihbarat ağlarında, karar vericilerin odasında.
Modern savaş, artık toprak işgaliyle değil; etki işgaliyle yapılıyor.
Ve Kıbrıs, o savaşın en kritik laboratuvarı haline geldi.
Türkiye İçin Sessiz Uyarı
Türkiye, bu tabloya uzaktan bakamaz.
Çünkü bu satrançta sadece piyonlar değil; kıyılar da risk altında.
Kıbrıs'ta olup biten her şey, Mersin'den Antalya'ya uzanan hattı doğrudan ilgilendiriyor.
Enerji denkleminden dışlanan bir Türkiye, sadece ekonomik değil, stratejik bir kayıp yaşar.
Kıbrıs'ın kuzeyindeki sessizlik, artık stratejik sessizlik olmamalı.
Diplomasi tek başına yeterli değil; haritayı korumak için etkiyi yönetmek gerekiyor.
Çünkü bugünün savaşları artık toprakla değil, algı, teknoloji ve veriyle kazanılıyor.
Bir Ada, Bir Dönüm Noktası
Kıbrıs'ın hikâyesi artık geçmişle değil, gelecekle yazılıyor.
Bir zamanlar adayı ikiye bölen çizgi, şimdi Akdeniz'i üçe ayırıyor:
Doğu, Batı ve görünmeyen ağlar.
Haritanın ortasında küçük bir ada var.
Ama o ada, bir kıtanın güvenliğini; bir ülkenin yönünü belirliyor.
Ve eğer bu satrançta doğru hamle yapılmazsa, belki de geleceğin deniz haritası, bugün sessizce yeniden çizilecek.
Aydoğan Yüce \ Timeturk