AA muhabirine açıklamalarda bulunan Arakani, Myanmar hükümetinin Arakan eyaletindeki planının, kargaşa çıkartıp, Rohingyaları Arakan'dan tasfiye ederek bölgeye Bangladeşli, Sri Lankalı ve Taylandlı Budistleri yerleştirmek olduğunu dile getirdi.
Arakani, "Myanmar hükümeti Arakan'da baskı uygulamak için fitneyi her bir ya da iki senede yeniden alevlendiriyor. Şimdi de planını uygulamak için bu zamanlardan yararlanıyor gibi görünüyor. Myanmar hükümetinin demokratik dönüşüm iddialarından sonra bile zulüm devam ediyor ve özellikle de Kasım 2010 seçimlerinden sonra Rohingyaların durumu değişmedi. Myanmar hükümetinin askeri rejimi demokratik rejim ile değiştirdiğini duyurmasına rağmen Müslümanların Arakan'dan çıkarılması planı hala mevcut." dedi.
Aktivist Arakani, "Askeri tehdit altında gerçekleştirilen seçimlerle değişim olmayacak. Rohingyalar haklarını sadece iki yoldan biri ile elde edebilir, ya Arakan bağımsız bir İslam devleti olacak ya da Arakan'da seçimler Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde yapılacak. Uluslararası toplum ve İslam ülkelerindeki hükümetler Arakan'daki Müslümanların hakları için sessiz kalırsa Arakanlı Müslümanlar yok olacak." diye konuştu.
Arakanlı Müslümanların ölü sayısıyla ilgili çelişkili rakamların sebeplerine de değinen Arakani, olayların çok korkunç olduğunu ve herhangi bir medya kuruluşunun ya da diğer bir kuruluşun bölgeye girerek saha araştırması yapamadığını aktardı.
BM ve Uluslararası Af Örgütü gibi büyük sivil kuruluşların Arakan'a girmediğini ve doğru istatistiklere erişemediğini, bu nedenle de bazı örgütlerin yakılan bölge ve köylerin uydu fotoğraflarını almakla yetindiğini dile getiren Arakani, Myanmar hükümetinin sıklıkla düzenlediği ani saldırılar nedeniyle Rohingyaların dağınık bir şekilde yaşadığını, bu nedenle de ölü ve yaralı sayısının çeliştiğini belirtti.
-Basın, yayın faaliyetleri gelişmediğinden Rohingyalar seslerini dünyaya duyuramıyor
Dünya basınının Arakan davasını görmezden gelmesinin sebeplerine de değinen Arakani, Batı ülkelerinin Arakan eyaletinde büyük ekonomik çıkarlarının bulunmadığını, son zamanlarda Myanmar'a ekonomik yönden bakılmaya başlandığını ve oranın kendileri için yatırım cenneti olduğunu ifade etti.
Bazı batılı basın kuruluşlarının 2012'den beri Arakan'a ışık tutmaya başladığını, ancak büyük devletlerin orayı çatışma bölgesi olarak görmediğini belirten Arakani, bölgede Rohingyalardan dünya dillerini konuşan basın mensubu bulunmaması, dünya dillerinde yayın yapan ve Arakan davasını dünyaya yayan internet sitelerinin olmaması sorunu yaşandığını, var olanların da uluslararası basın seviyesine ulaşmadığını kaydetti.
-Rusya ve Çin BMGK'da Myanmar aleyhine karar alınmasını engelledi
Myanmar hükümetinin, işlediği suçlardan dolayı cezasız kalacağından emin olduğunu ve kendilerinin 1942 yılından beri bu durumdan muzdarip olduklarını aktaran Arakani, şöyle konuştu:
"Myanmar hükümeti, işlediği suçlar için her defasında uluslararası baskıya maruz kaldı. Bu, şiddeti soruşturmak için bir komite oluşturmayla başladı, davanın ve dosyanın unutulması için uzun bir zaman çizelgesi belirlendi. Bunun yanı sıra Myanmar, Çin ve Rusya'dan büyük lojistik destek alıyor, ihlal dosyalarının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) her sunulmasında Çin ve Rusya veto hakkını kullanarak Myanmar aleyhine karar alınmasını engelledi."
-"Budistler'in kıblesi" Myanmar'da hükümetin yaptığı ilk icraat Arakan'da İslami faaliyetleri yasaklamak oldu
Rohingyaların, Budizm'i benimseyen devletlerin kümelendiği Güneydoğu Asya'da İslam'ı yaymaları nedeniyle Arakan'da en belirgin eziyetin dini zulümle başladığını ve krizin 1942 yılında patlak verdiğini dile getiren Arakani, şunları kaydetti:
"Burma (Myanmar), dünya çapında Budistlerin kıblesi olarak kabul ediliyor. Bu nedenle Myanmar hükümetinin Arakan'a karşı ilk yaptığı icraat İslami kitapların okutulmasını yasaklamak oldu. Bunun yanı sıra dini törenleri yasakladı, alimleri ve düşünürleri tutukladı, dini kitapları ve tarihi camileri yaktı."
Myanmar ordusunun silahlı militanlarla mücadele gerekçesiyle Arakan eyaletinde devam eden saldırılarında 25 Ağustos'tan bu yana çok sayıda Arakanlı Müslüman hayatını kaybetti. Saldırılarda hedef alınan 60'tan fazla köyün onlarcası yakılırken, on binlerce Arakanlı Müslüman da can güvenliği nedeniyle bölgeden kaçmaya çalışıyor.
Siviller kara ve deniz yoluyla Myanmar'dan Bangladeş'e geçmeye gayret ediyor. BM, şu ana kadar 146 binden fazla Arakanlı Müslüman'ın Bangladeş'e geçtiğini bildiriyor ancak on binlercesinin sınır bölgesindeki bekleyişi de sürüyor.
Myanmar hükümetinin uluslararası kuruluşlara bölgeye giriş izni vermemesi nedeniyle ölü sayısı saptanamıyor. Arakanlı sivil toplum kuruluşları hayatını kaybeden sivillerin sayısının bini aştığını bildirirken, bazıları da bu sayının binlerce olduğunu iddia ediyor.
Myanmar yönetimi, göç yoluna düşen ya da evsiz kalan Arakanlı Müslümanlara insani yardım ulaştırılmasına da izin vermiyor.
