Dolar

32,5127

Euro

34,9505

Altın

2.438,75

Bist

9.915,62

FETÖ'nün Atatürk Havalimanı'nı işgal girişimi davası

FETÖ'nün darbe girişiminde Atatürk Havalimanı'nı işgal girişiminde bulunulması ve çıkan olaylarda 2 kişinin şehit edilmesine ilişkin 95'i tutuklu 159 sanığın üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanmasına sanık savunmalarıyla devam ediliyor - Tutuklu sanık eski Astsubay Başçavuş Özkan: - 'Ben, vatandaşlar üzerimize gelince havalimanından çıkarken, canımız tehlikeye giri

7 Yıl Önce Güncellendi

2018-05-02 18:22:33

FETÖ'nün Atatürk Havalimanı'nı işgal girişimi davası
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe teşebbüsünde Atatürk Havalimanı'nın işgal girişiminde bulunulması ve burada çıkan olaylarda 2 kişinin şehit edilmesine ilişkin 95'i tutuklu 159 sanık hakkında açılan dava sanık savunmalarıyla sürüyor.

İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri'deki Alibey Spor Salonu'nda yapılan duruşmada, tutuklu sanık eski Astsubay Başçavuş Aslan Özkan'ın savunması alındı.

Sanık Özkan savunmasında, Kurmay Başkanı Barbaros Akça'nın kendisini arayıp acil olarak havalimanına çok yakın mesafede bulunan Hava Harp Okulu'na çağırdığını ve bunun üzerine VIP nizamiyeye gittiğini söyledi.

Gittiğinde Akça'nın araca binmesini söylediğini, bunun dışında kendisine bir bilgi verilmediğini anlatan sanık Özkan, "5. Filo'nun arka kısmına doğru gittik. Giderken yol üzerinde bir araç gördük. Aracın başında bir er vardı. Er bizi durdurdu. İnip baktığımızda aracın şoförünün yerde yattığını, yerde uzun namlulu tüfekler, el yapımı patlayıcılar gördük. Askere sorduğumuzda, durdurulan araçtan çıktığını söyledi. Kurmay Başkanı beni indirdi, 'Sen bunları tutanak altına al, şahsı da nizamiyeye götür.' dedi." ifadelerini kullandı.

- "Darbenin önlenmesine büyük hizmetlerim olmuştur"

Sanık Özkan, silahları bir araca yükleyerek havalimanına gittiklerini, burada başka erler de gördüğünü ve halkın havalimanına yoğun şekilde geldiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Havalimanına gittik. Burada kimseye silah doğrultmadım. Kimseye ateş etmedim. Erlerin, tanımadıkları bir subay tarafından araç durdurma emri aldıkları kulaktan kulağa yayılmış. Bu emirle araçları durdurup arama yapmaya başlamışlar, başlarında kimsenin olmadığını fark edince bu işlemi bırakmışlardır. Erlere duvar diplerinde toplanmalarını, dönüşe geçeceğimizi söyledim. Erleri toplayıp götürmeseydim, halk toplanamayacaktı. Halkla ilk karşılaşma anında şoförler erleri bırakıp kaçacak hem halktan hem de erlerden onlarca kişi ölecekti. Darbenin önlenmesine büyük hizmetlerim olmuştur. Resmi 2 polisin silahlarını almadım. Bunu erler yapmıştır. Yanlarına gidince olayı anlamaya çalıştım. Polisler silahlarını geri istediler. Ben de geri verdirdim. Uçuş kontrol noktasına gittiğim iddiasını kabul etmiyorum."

Kimseye silah doğrultmadığını ve kimseye ateş etme emri vermediğini öne sürerek, erlerin işkence ve baskı altında ifade verdiklerini, bu nedenle kendisini suçladıklarını iddia eden sanık Özkan, savunmasına devam ettiği sırada, Atatürk Havalimanında şehit düşen 16 yaşındaki Mahir Ayabak'ın annesi, ağlamaklı şekilde "Benim oğlumu neden öldürdün? Onu söyle. Çocuktu daha o çocuktu." diye bağırdı.

- "Bunlar hayal ürünü"

Savunmasına devam eden sanık Özkan, "Vatandaşları ve erleri silahla tehdit etmedim, ateş etmedim. Bunlar hayal ürünüdür. Erler, olmayan bir suç uydurup hem beni hem de kendilerini mahkum ediyorlar. Ben, vatandaşlar üzerimize gelince havalimanından çıkarken, canımız tehlikeye girince tabancamla havaya ateş ettim. Tabanca sesi az çıktığı için bir ere de havaya ateş etmesi emrini verdim. Linçten kurtulabilmemizin tek yolu buydu. Başka da bir emrim olmadı. Orada ölen vatandaşların nasıl öldüğünü ispatlamak iddia makamının görevidir. O ortamda ölü ve yaralıların benim üstüme yüklenmesini kabul etmiyorum. Savcılık, aleyhime delil toplamıştır. Masumiyetimden emin şekilde delillerin ortaya konulmasını bekliyorum." diye konuştu.

Üye hakim, savunmasını tamamlaması üzerine çapraz sorgusuna geçilen sanık Özkan'a, "Erler, sizin ateş ettiğiniz ve ateş etme emri verdiğinizi kafalarından mı uyduruyorlar?" diye sordu. Özkan, "Evet kafalarından uyduruyorlar." diye yanıt verdi.

Mahkeme başkanı, "İlk ifadenizde baskı gördüğünüzü ve erlerin de işkence altında ceza alacaklarından korktukları için sizi suçladığını söylüyorsunuz. Neden sadece 8 er sizin hakkınızda ifade verdi de diğerleri vermedi?" diye sordu. Sanık, sadece 8 erin olay günü kendi çevresinde olduğunu söyledi.

- Savcı cezada indirim yapılmamasını istedi

Duruşma savcısı, sanık Özkan'ın savunmasında, cumhuriyet savcılığınca hazırlanan iddianameyi ve iddia makamını alaya alıcı davrandığını, hakaretvari ve küçük düşürmeye yönelik ifadeler kullandığını, örgütsel bir tavır sergilediğini ve tüm beyanlarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğunu düşündüğünü belirterek, sanık hakkında verilecek olası cezada herhangi bir indirime gidilmemesini talep etti.

Çapraz sorgusuna devam edilen sanık, müşteki avukatlarından birinin, "Havalimanına neden gittiniz?" sorusuna, "Kurmay Başkanı Barbaros Akça beni çağırdı, gittim. Beni askeri hiyerarşi yanılttı." diye yanıt verdi.

Bir başka müşteki vekili, "Savunmanızda 'darbeyi önleyen kahramanlardan biriyim.' dediniz. Darbeyi önlemek için ne yaptınız?" diye sordu. Sanık, "O bölgeye gittik ama kastımız olmadığı ortada. Hataya düştüğümüzü anlayıp, askerleri yatakhanelerine kadar geri götürdüm. Bunu yaptıysam önlenmesinde büyük katkım olduğunu düşünüyorum. Ayrıca olaydan sonra alınan bazı tanık ifadeleri var dosyada. Bu tanıklara benimle ilgili teşhis de yaptırılmış. Bu teşhislerin hukuki şartlarda yaptırıldığını düşünmüyorum." şeklinde yanıt verdi.

- "İfadelerimi baskı ve işkence altında vermedim"

Avukatların ardından, sanığa soru sormak isteyen diğer sanıklara söz verildi.

Tutuklu erlerden biri söz alarak, "Kendim gidip savcılığa ifade verdim." dedi. Bir diğer tutuklu sanık er de "Aslan Başçavuş, havalimanında emrine uymadığımız için kafamıza silah doğrultup 'Buradan dönmek yok' dedi. Böyle bir şey söylemiş mi sormak istiyorum." diye konuştu. Sanık Özkan, "Görüyorsunuz, erler başlarına gelen olaydan çok huzursuzlar, bir suçlu arıyorlar. Hayatımın hiçbir evresinde hiç kimseye silah doğrultmadım." diye cevap verdi.

Tutuklu bir başka er ise "Aslan Başçavuş, birliğe döndükten sonra bizi geri havalimanına götürmeye çalıştı. 'Savaşanlar gelmesin.' dedi. Bunu söylemiş mi söylememiş mi?" diye sordu. Sanık Özkan soruyu "Ben böyle bir ifade kullanmadım." diye yanıtladı.

- "Aslan Başçavuş bizi şizofren ilan etmiştir"

Tutuklu sanıklardan sonra tutuksuz yargılanan erlere, sanık Aslan Özkan'a soru sorma imkanı tanındı. Tutuksuz bir er, "Aslan Başçavuş burada kendisini kahraman ilan ederken, bizi şizofren ilan etmiştir. Kendisinin içinde bulunduğu aracın arkasına 3 tane er oturtmuş, ateş etme emri vermiştir. Bu ateş etme emrini siz mi verdiniz? Siz vermediyseniz ateş eden ere neden engel olmadınız?" diye sordu. Soru üzerine sanık Özkan da "Aracın arkasına oturan asker görmedim. Kimseye ateş etme emri vermedim. Kimsenin ateş ettiğini de görmedim." iddialarında bulundu.

Bir başka tutuksuz sanık er "Aslan Özkan, havalimanındayken 'Halkı askeri bölgeye yavaş yavaş çekin. Sonra öldüreceğiz.' diye emir vermişti. Verdiği emri uygulamayıp, 'neden böyle bir şey yapalım' diye konuşmaya başladığımızda, bir arkadaşımızın kafasına silah doğrultup 'Sen kim oluyorsun lan, verilen emri mi sorguluyorsun?' diye de tehdit etmiştir. Bu hususun sorulmasını istiyorum." dedi. Sanık Özkan, bu iddianın da doğru olmadığını öne sürdü.

Duruşmaya sanık Özkan'ın avukatının beyanlarıyla devam ediliyor.


Haber Ara