Dolar

32,2435

Euro

34,7544

Altın

2.387,71

Bist

10.276,88

'Ergenekon' davası temyiz duruşması

'Ergenekon' davası temyiz duruşması

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-10-13 15:27:44

'Ergenekon' davası temyiz duruşması
Emekli Orgeneral Nusret Taşdeler, "Yargı eliyle başlatılan bu ihanet süreci, artık en kısa zamanda, yine yargı tarafından hukuken sona erdirilmelidir. Onarım aşamasında, Türk yargısının çok önemli rolü, görev ve sorumlulukları olduğu gerçeği de gözden uzak tutulmamalıdır" dedi.

"Ergenekon" davasının temyiz duruşmasında savunmasını yapan emekli Orgeneral Taşdeler, bu süreci neden yaşadıkları sorusunun, Ergenekon, Balyoz ve benzeri davaların başladığı tarihten bugüne kadar ülkede yaşanan iç olaylar ve bölgede oluşan, halen artan bir hızla gelişen dış olaylar değerlendirildiğinde cevabını bulacağını söyledi.

Söz konusu davalar sürecinde Türkiye Cumhuriyetinin, siyasal, sosyal ve ekonomik bakımdan nereden nereye geldiğinin, Türk milletinin bekası, güvenliği ve refahı açısından çok iyi incelenmesi gerektiğini vurgulayan Taşdeler, "devletin bütünlüğüne, milletin birliğine kasteden iç ve dış tehdidin birbiriyle ilişkili ve senkronize olarak ulaştığı boyutların dikkatle değerlendirilmesini" istedi.

Nusret Taşdeler, savunmasında şu görüşlere yer verdi:

"Yaşanmakta olan gelişmeler açıkça göstermektedir ki 21. yüzyılın ilk çeyreğinde Ortadoğu bölgesinde gerçekleştirilmeye çalışılan 'büyük proje'nin ve bu maksatla oynanan 'büyük oyun'un hedefi, mevcut siyasi sınırların projenin sahibi olan ABD'ye ve onun stratejik ortakları olan batılı devletlere müzahir yeni siyasi oluşumlara imkan verecek şekilde değiştirilmesidir. Söz konusu proje kapsamında, hemen güneyimizde, 'Denize açılımı olan, müstakil, birleşik bir Kürt devletinin kurulmasının' amaçlandığı ve Türkiye'nin de bu projede 'edilgen devlet' olarak konumlandırıldığı anlaşılmaktadır. Bugün ülkemizde ve güney hudutlarımızda gelişen olayların iç ve dış güvenlik boyutlarıyla tehlikeli bir mahiyet arz etmesinin nedeni budur. Söz konusu yargı süreçleri de hiç şüphesiz Türkiye'yi bugün içinde bulunduğu kaotik duruma getirmek ve böylece büyük projeye istenildiği şekilde adapte olmasını sağlamak amacına matuf olarak planlanmış ve uygulanmıştır."

- "Bu büyük oyunun önemli unsurları olduğu anlaşılmalı"

Taşdeler, Ergenekon, Balyoz ve benzeri davaların bu çerçevede değerlendirilmesi, bu büyük oyunun önemli unsurları olduğunun anlaşılması gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Çünkü, büyük projenin gerçekleştirilmesini kolaylaştıracak en önemli şartlardan biri de Türk Silahlı Kuvvetlerinin caydırıcılık yeteneğini, kendine güvenini ve inisiyatifini kaybedecek şekilde zayıflatılması suretiyle, Türk diplomasisinin, ulusal menfaatlerimizi gerçekleştirecek dış politika hedeflerine ulaşma mücadelesindeki en önemli desteğinden yoksun bırakılması, böylece ulusal dış politika uygulama imkanları ortadan kaldırılan Türkiye'nin söz konusu projede kendisine biçilen rol çerçevesinde, her türlü emrivakiyi ve zorlamayı çaresizce kabule hazır bir 'piyon devlet' haline getirilmesidir."

- "ABD, sürecin yönetiminde yer aldı"

Ergenekon, Balyoz ve benzeri operasyon ve davaların yürütülmesi sürecinde görev alan kişi ve kurumların alenen görüldüğünü, bilindiğini ve tanındığını söyleyen Taşdeler, "ABD'nin, operasyonların karar ve hazırlık aşamasından itibaren siyasi, diplomatik ve istihbari unsurları ile sürecin yönetiminde yer aldığı, bugün herkesin gördüğü ve bildiği bir gerçektir" değerlendirmesinde bulundu.

Yüksek makamlarda, etkin görevlerde ve önemli olayların içinde bulunan Amerikalıların anı yazma alışkanlıkları bilindiği için, ABD'nin 2003-2014 döneminde Ankara'da görev yapan büyükelçiler anıları yayımlandığı zaman, tüm dünya ile Türk kamuoyunun da "Ergenekon Operasyonları"nın gerçek yüzünü, bütün detayları, sebep ve sonuçlarıyla öğreneceğine inandığını dile getiren Taşdeler, şöyle devam etti:

"Bu vesileyle, menfur maksatları doğrultusunda yürüttükleri asimetrik psikolojik harekatın başarılı olduğunu, Ergenekon, Balyoz ve benzeri operasyonların hedefine ulaştığını ve böylece Türk Ordusu'nu mağlubiyete uğrattığını zannederek mutlu hayallere dalan yerli ve yabancı gafillere, 64 yıllık hayatının 48 yılını Türk Silahlı Kuvvetlerinde geçirmiş olmanın verdiği tecrübeye sahip emekli bir general olarak, inançla ve güvenle ifade etmek isterim ki karşılarındaki ordu, ebedi Başkomutanı Atatürk'ün 'Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir' sözleriyle onurlandırdığı, 2 bin 224 yıldır Türk yurdunu koruyan, Türk milletinin hak ve menfaatlerini savunan şanlı Türk ordusudur. Bu ordu, kahraman Türk milletinin, özündeki cevheri kuşaktan kuşağa taşıyan öz ordusudur. Mertçe savaşılsa da, namertçe saldırılsa da mağlup edilemez. Hiçbir güç, Türk ordusunun fıtratını değiştirerek, mayasını bozarak, Türk milletini korumasız, Türk yurdunu savunmasız bırakamaz. Hukuk ne kadar istismar edilerek kullanılırsa kullanılsın, tarihin tekerleği yargı marifetiyle tersine döndürülemez."

- "Cinnet halini andıran bu kaostan bir an önce çıkılmalıdır"

Orduların varlığının, devletlerinin devamlılığını, milletlerinin kendi vatanlarında, bayraklarının gölgesinde hür ve bağımsız, güven ve refah içinde yaşamalarını sağlamak için olduğunu vurgulayan Taşdeler, "Bölgemizdeki gelişmelerin, milli gücümüzü azami düzeye yükseltmemizi dikte ettiği bir dönemde, uluslararası komplolarla yaratılan girdaplarda, devlet yapısındaki önemli kurumlarını yıpratarak, milli imkan ve vasıtalarını tüketerek, dünya tarihinde emsali görülmedik şekilde, adeta kendisini yok etmek için gayret sarf etmekte olan Türkiye Cumhuriyeti, artık cinnet halini andıran bu kaostan bir an önce, tamamen çıkmak zorundadır. Yargı eliyle başlatılan bu ihanet süreci, artık en kısa zamanda, yine yargı tarafından hukuken sona erdirilmelidir. Onarım aşamasında, Türk yargısının çok önemli rolü, görev ve sorumlulukları olduğu gerçeği de gözden uzak tutulmamalıdır" ifadelerini kullandı.

- "Türk yargısı artık bu yükü taşıyamaz"

Taşdeler, bu davanın gerçek manasını, başlangıcından itibaren çok az kişinin kavradığını belirterek, şöyle konuştu:

"Başlangıçta sadece yargıda, basında ve halk arasında değil, devletin yüksek kademelerinde de sanıklara ağır suçlamalar yönelten, hakaretler yağdıran hayranları vardı. Dava artık başlangıçtaki sahte itibarı ile beraber mevcut hayranlarını da kaybetti ve Türk yargısının sırtında manasız, ağır bir yük haline geldi. Adalet Tanrıçası Themis'in terazisinin bu kadar sıkleti çekemeyeceği aşikar olduğu gibi, Türk yargısının da artık bu yükü taşımasının uygun ve mümkün olmadığı açıkça görülmektedir. Bugün bu meşum davayı tasfiye ederek Türk yargısını, dolayısıyla Türk milletini ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini bu yükten kurtarma onuruna sahip olma imkan ve fırsatı Yüksek Heyetinizin önünde durmaktır.

Ülkemizin içinde bulunduğu olağanüstü kritik dönemde, bizleri devletimize hizmetten uzak tutan Ergenekon operasyonları ile sadece bizlerin şahsi vaktini değil, bu operasyonlar nedeniyle pasif duruma geçirilen kıymetli sivil ve asker entelektüel birikimden ve enerjiden mahrum bırakarak, Türk milletinin kıymetli zamanını da heba edenlerin, bizlere ve yüce milletimize karşı ne kadar büyük bir borç yükü altına girdiklerinin farkında olup olmadıklarını bilmiyorum. Ancak, bu süreçte devletimize ve milletimize karşı işlenen cürümlerin unutulmayacağı, Türkiye Cumhuriyetinin 'hukuk devleti' vasfını tekrar kazanacağı, Türk milletinin kahraman ordumuza 'silahlı terör örgütü' muamelesi yapma ihanetinde bulunanlardan hesap soracağı, bizlere 'silahlı terör örgütü üyesi ve yöneticisi' sıfatını yakıştırarak bu ahlak dışı ağır hakareti yapmaya, şeref ve haysiyetimizle oynamaya, ailelerimizi kahretmeye vicdansızca yeltenenlerin bağımsız ve tarafsız Türk mahkemelerinde adil biçimde yargılanacağı günlerin yakın olduğu, artık açık ve net olarak görülmektedir."

Hiçbir karanlık güç odağının, yüce Türk milletini, adalet güneşinin aydınlığından uzun süre mahrum bırakamayacağına emin olduğunu dile getiren Nusret Taşdeler, "Yüksek heyetinizin vereceği, devletimize verdirilen zararların, şahıslarımıza ve ailelerimize uygulanan zulümlerin, çektirilen çilelerin, uğradığımız mağduriyetlerin, maddi ve manevi kayıpların karşılanmasına imkan verecek kapsamlı ve adil kararın, beklenen aydınlığa kısa zamanda ulaşmamızı sağlayacak şartları yaratmasını diliyorum. Bu davalar sürecinde hayatlarını kaybeden, verilecek hiçbir yargı kararının artık geri getiremeyeceği, sivil ve asker bütün değerli şahsiyetleri rahmetle anıyorum" diye konuştu.

Taşdeler, hakkındaki mahkumiyet kararının esastan bozulmasını ve yaşanan hukuk dışı operasyonlar ve davalar sürecinin planlanmasında rol alan tüm şahısların tespit edilerek, haklarında suç duyurusunda bulunulmasını istedi.

(Bitti)

Haber Ara