Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü'nden bu yıl Jugendamt (Gençlik Dairesi) konusuyla alakalı Senaryo Geliştirme Desteği alan Kamber, AA muhabirine yaptığı açıklamada "Birkaç yıl önce TV'de oldukça dikkatimi çeken mini bir belgesel serisi izlemiştim. Belgeselde Jugendamt'lar üzerine anlatılanlar kan dondurucu şeylerdi. İstediği gibi çocuğunuzun vekaletine el koyan bir kurum düşünün. Örneğin, çocuk merdivenden düşüyor, anne can havliyle çocuğunu hastaneye götürüyor. Oradaki doktor annenin çocuğa şiddet uyguladığını düşünüyor ve Jugendamt'a haber veriyor. Hastaneye çocuğu ile giden kadın evine yalnız dönüyor. Bir araştırmaya, mahkeme kararına gerek duymaksızın çocuğu alıyorlar." dedi.
Almanya'da yaşayan Türk ailelerin de bu durumdan oldukça muzdarip olduğunu vurgulayan Kamber, "Alman hükümeti resmi rakamları açıklamadığı için net rakamlar bilinmemekle birlikte, bu güne kadar yaklaşık 10 bin Türk çocuğunun Jugendamt tarafından ailelerinden alındığı, kilise, bakıcı aile ya da yetiştirme yurtlarına verildiği tahmin ediliyor." şeklinde konuştu.
Araştırmalarının iki yıl sürdüğünü söyleyen Kamber, "Özellikle Almanya'da Jugendamt teröründen şikayetçi birçok aile ve onlarca avukat ile görüştüm. Bu süreçte bu kurumun başka bir yönünü keşfettim. Ekonomik kazanç üzerine kurulu bir sistemdi bu aynı zamanda. Yani bir çocuğun aileden alınması, Jugendamt için aylık 2 bin euro bir gelir demek. Bu da uygulamayı suistimale açık hale getiriyor ki çok fazla suistimal edilmiş vaka mevcut." açıklamasında bulundu.
Konuyla ilgilenen komiserin, mağdur çocukların kurtarılması konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendilerine yardım edebileceğini dile getirdiğini kaydeden Kamber, şu bilgileri verdi:
"Konuyu araştırdığımda bazı dokümanlara ulaştım. Örneğin videolar var ve yurtlarda kalan çocuklar tecavüze uğradıklarını ve şiddet gördüklerini anlatıyorlar. Yaşları 5 - 17 arasında değişen çocuklar yurtlarda yaşadıkları korkunç şeyleri anlatıyor. Bana video ve belgeleri sağlayan kişi Andrea Kuwalewsky isimli bir komiser. Komiserle yazışmamızda 'Türkiye'den beklentin nedir?' sorusuna, 'Erdoğan bize yardımcı olabilir' cevabını verdi. Yazışmanın devamında şuna dikkati çekti: Sadece bana değil bütün mağdur çocuklara yardımcı olabilir. Çünkü Alman hükümeti konuyla ilgilenmemekte."
Üzerinde çalıştığı hikayede Selin isimli bir Türk kızının gerçek yaşam öyküsünden esinlendiğini sözlerine ekleyen Kamber, "Selin, öğrenim gördüğü okulda yaşadığı bir takım sorunlar neticesinde öğretmeni tarafından Jugendamt'a bildiriliyor. Hikayemiz de burada başlıyor. Velayetine el konularak bir yetiştirme yurduna yerleştiren Selin'in yurtta yaşadığı korkunç şeyler ve ailesinin ise dışarıda kızlarını geri alma çabasını anlatıyor." dedi.
Senaryonun tamamlanmak üzere olduğunu belirten Kamber, kısa süre içerisinde film hazırlıklarına başlayacaklarını da kaydetti.
