Davutoğlu, AK Parti Genel Merkezinde, 7 Haziran'da seçilen milletvekillerinin katıldığı toplantıda konuştu.
AK Parti'ye yönelik uluslararası bazı basın yayın organlarındaki eleştirileri değerlendiren Davutoğlu, "Türkiye'de objektif ve şeffaf bir seçime yönelirken, Türkiye'yi ve Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef tahtasına koyup 'otoriterleşmeye gidiyorlar, diktaya gidiyorlar' diye yayın yapan uluslararası medyanın, şimdi Mısır'da olanlar karşısında nasıl bir tavır aldığını göreceğiz" diye konuştu.
Meselenin demokrasi mi yoksa çıkarlar mı olduğunun şimdi görüleceğini vurgulayan Davutoğlu, "Türkiye'de özgürlüklerden bahsedip Mısır'daki dikta rejimine selam çakanları da göreceğiz, adaletten bahsedip Suriye'deki zulme sessiz kalanları da göreceğiz. Ama millet de tarihte bir tek şeyi görmeyecek, AK Parti'nin herhangi bir güç karşısında şu veya bu gerekçeyle boyun, baş eğdiğini göstermeyeceğiz" ifadesini kullandı.
22-23 ve 24. dönemin sınamalarından geçen Meclis Gruplarının mirasını devralmış 25. dönem milletvekilleri olarak bunları tekrar tekrar hafızalarda diri tutacaklarını vurgulayan Davutoğlu, "Önümüzdeki dört yıl, 'bizim ilkesel olarak dört yıllık bir dönemdir 25. dönem. Ama ola ki zaruretler daha önce bir seçim gerektirir onu ayrıca ele alırız' Önümüzdeki 25. dönemde de bu ilkeler etrafında, bu ağır sorumluluk artık sizlerin omuzlarındadır. Bizim de en büyük dayanağımız da Meclis grubumuzun gücü, direnci ve kararıdır" diye konuştu.
Davutoğlu, yeni seçilen milletvekillerine güvendiğini belirterek, "Sizler, hem bütün parti kademelerinden geçen aday belirleme süreçlerinde yapılan değerlendirmelerle hem alanda gösterdiğiniz olağanüstü gayretle hem de milletten aldığınız teveccühle buradasınız. Bunları unutmayacağınızdan ve bunların hakkını vereceğinizden zerre şüphemiz yoktur" değerlendirmesinde bulundu.
- "Biz, hiçbir zaman hiziplerin partisi olmadık"
Davutoğlu, geçmiş üç dönemin AK Parti'nin milleti temsil ettiğini gösterdiğini bildirdi.
"Üç temel ilkeden bahsetmek istiyorum" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Bunlardan ilki birlik ve beraberliktir. Geçmiş dönemlerin tümünü kast ederek söylüyorum. AK Parti grubunun birliği, aslında milletimizin de birliğinin Meclis'e yansımasıdır. AK Parti bir ve beraber oldukça tüm milleti aynı potada tutan bir siyasi hareket mevcut olacaktır. Onun için en temel hususiyet burada, birliğimizi ve beraberliğimizi korumaktır.
Biz, hiçbir zaman hiziplerin partisi olmadık. Biz, hiçbir zaman kulislerin partisi olmadık. Biz, hiçbir zaman gücünü başka yerlerden devşirerek parti içi mücadeleye girenlerin partisi olmadık. Biz, tek tek milletten emaneti aldık ve burada ortak bir ruh ve ortak bir vicdanla bu emaneti teslim ediyoruz. Şu veya bu dönemde, şu veya bu kriz döneminde sınamalardan hepimiz geçeceğiz. İnsanoğlu, imtihanla birlikte yaratılmıştır. İmtihanın olmadığı dönem yoktur. Ama biliniz ki bu imtihanların aşılmasında en büyük güç ve kudret, sizin yanı başınızda duran dava arkadaşınızdır. Sağınıza ve solunuza baktığınızda bu salonda otururken, arkanızda ve önünüze baktığınızda kendi benliğinizden, kendi kişiliğinizden çok daha aziz tutmakta olduğunuz kardeşinizin, dava arkadaşınızın kişiliğini ve benliğini göreceksiniz. AK Parti Guruplarında 'biz' bilinci öylesine güçlü olmuştur ki hiçbir kişisel hesap bunun önüne geçmemiştir.
Ben Gurup Başkanı olarak, aynı zamanda bütün ortak vicdanın emanetini üzerinde taşıyan bir kardeşiniz olarak ifade ediyorum, birliğimizi ve beraberliğimizi korudukça hiçbir güç karşısında bizim herhangi bir şekilde tereddütle düşmemize mahal kalmayacaktır."
Davutoğlu, Türkiye'nin ve milletin birlik ve beraberliğini temsil ettikleri bildirdi.
Davutoğlu, "Düşünün, anamuhalefet partisi bir araya geldiğinde bir ve beraber olsalar dahi 37 vilayetten temsilci orada yok. Üçüncü parti bir araya geldiğinde bir ve beraber olsalar dahi 34 vilayetten temsilci orada yok. Dördüncü partide 55 vilayetten... Ama, biz bir araya geldik mi, Türkiye'nin her köşesini de bir araya getirmiş oluyoruz. Her dağını, her ırmağını biraya getirmiş oluyoruz" dedi.
AK Parti'nin bütün bir Türkiye'yi temsil ettiğini belirten Davutoğlu, "Birliğimizin ve beraberliğimizin anlamı sadece partimizin birlik ve beraberliği değil; milletimizin birliği ve beraberliğidir" diye konuştu.
Bu anlayışın geçmiş dönemlerde hiç sarsılmadığını vurgulayan Davutoğlu, "Bu dönemde de kim ne yaparsa yapsın, kim hangi ayak oyunu yaparsa yapsın, bizim o kuvvet ve kardeşlik esasına dayalı dava ahlakımızı, omuz omuza verişimizin arasına kimse giremeyecek. Ben, bu konuda, bu değerli heyetimize güvenimi bir kez daha belirtmek istiyorum" açıklamasında bulundu.
-"Kimse bizi kirli siyasetle suçlamayacak"
Davutoğlu, ikinci olarak ilkeli bir siyaseti benimsediklerini ifade ederek, "Çıkarların ve gücün değil ahlaki ilkeli siyaseti üzerinde yükseldiklerini" dile getirdi.
Geçmişte hiçbir baskıya boyun eğmediklerini belirten Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Hiçbir baskıya boyun eğmediğimiz gibi 90'lı yılların kirli siyasetini de ve oradan gelen mirası da hiçbir zaman partimize nüfus ettirmedik. Muhtemelen, 90'lı yıllarda olsaydı 258 milletvekili almış bir parti için, şöyle senaryolar başlayabilirdi. 'Acaba, hangi partiden ne kadar vekil transfer ederler de 275'i bulup tek başına hükümet olmanın yollarını ararlar. Daha ilk günden bunu kategorik olarak ret ettik. Biz, milletimizin benimsemediği hiçbir yöntemi, AK Parti'ye nüfuz etmesine izin vermeyeceğiz. Bu anlamda da meşruiyet neyi gerektiriyorsa onu yapacağız, meşruiyet çizgisinin dışına çıkmayacağız. Bir arkadaş, herhangi bir partiden nefsi muhasebesi yapar, katılmak ister. Bunlar, siyasette olur ama kesinlikle iktidara doğru yürürken ahlaki ve siyasi meşruiyetten bir nebze dahi ayrılmayacağız."
Davutoğlu, milletin önününe çıktıklarında hiç kimsenin kendilerini kirli siyasetle suçlamayacağını söyledi. "Kimse bizi, şu veya bu çıkar hesabıyla, ahlaki şu ilkemizden vazgeçtiniz diye hesaba çekemeyecek" ifadesini kullanan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Bu, bize en büyük emanettir. İktidarları kaybedebiliriz ama kesinlikle şahsiyetimizi, onurumuzu, ahlakı ilkelerimizi kaybetmeyeceğiz. Hiçbir zaman rövanşist olmadık biz. Büyük bir çoğunlukla 2002'de iktidara geldik. Birçok şeyi yapabilirdik, karar alabilirdik. Devri sabık çıkartabilirdik. Hepimiz 28 Şubat'ın acılarını yaşamıştık. Derin acılarını ama o zaman Sayın kurucu Genel Başkanımız, Başbakanımız o zaman ne o böyle bir şey istedi ne de AK Parti kadrolarından böyle bir talep geldi. Biz, birilerinden rövanşı almak için değil, bir tarihi ve milleti ayağa kaldırmak için yola çıktık. Bugün için de bu geçerlidir. E-muhtıra, bir telefonla oyların değiştiği, bütün bu eski ilkesizlik anlamında Türk siyasetine bulaşmış bütün alışkanlıkları bir kenara ittik. Bugün de o alışkanlıklar, o tavırlar bizim yanımıza yaklaşamayacak."
(Sürecek)
