Dolar

32,3226

Euro

34,8088

Altın

2.402,20

Bist

10.247,75

Cumhurbaşkanlığında muhtarlar toplantısı

Cumhurbaşkanlığında muhtarlar toplantısı

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-10-19 16:18:30

Cumhurbaşkanlığında muhtarlar toplantısı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Teröre, biz ne yapacağız yapacağız, Allah'ın izni ile diz çöktüreceğiz. Şehitlerimiz tabii ki bizim kanayan yaramızdır. Şunu bilin ki bir milletin zaferinin altında şehitler yatmaktadır" dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki "Muhtarlar Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, Kuzey Kıbrıs'a su taşınmasına ilişkin muhalefetin yaptığı değerlendirmeleri eleştirerek, "Gerçekçi olun, taşıma su ile değirmen dönmez. Bunlar taşıma su ile değirmeni döndüreceklerini zannediyorlardı, dönmedi ve balon patladı" diye konuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde de su sorunu olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Biliyorsunuz gemiyle, tankerle İstanbul'a su getirmek istediler ama getirilen su sadece Kuruçeşmeye, Beşiktaş'a ancak yetiyordu ama ne diyorlardı? 'Bak biz getirdik' diyorladı. Böyle iş olur mu? Biz ne yaptık? 180 kilometreden İstanbul'a suyu getirdik. Dağları deldik. O zaman İstanbul'un su ihtiyacını giderdik. Arkadan da adalar susuzdu, o zaman 5 adaya denizin altından su götürdük. O dönem Kuzey Kıbrıslı bir bakan 'Acaba bize de denizin altından su getiremez misiniz' dedi. Kendilerine 'zamanı gelince o da olur' demiştim. Zamanı geldi, işte 7 Mart 2011, temeli attık ve şimdi de açılışı yaptık. Şu anda su denizin altından Kuzey Kıbrıs'a verilmeye başlandı. Bununla kalmadık. Dedik ki eğer Güney Kıbrıs barışa hazırsa, bu müzakereler neticesinde Güney Kıbrıs'a da bu barış suyundan veririz dedik. Çünkü bu millet Türk milleti olarak şanına yakışan neyse onu her zaman yapar. Yeter ki bizim karşımızda olanlar da bu noktada bize gerekli olan saygıyı göstersinler."

Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö ve Almanya Şansölyesi Merkel ile çok verimli görüşmeleri olduğunu kaydetti. Erdoğan, ziyaretlerde ikili ilişkilerin yanı sıra Türkiye'nin AB üyeliği ve giderek büyüyen bir sorun olan mülteci meselesi ile ilgili çok önemli görüşmeler gerçekleştirdiklerinin altını çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sabah İstanbul'da yeni havalimanının inşaatını yürüten firmalarla 6 banka arasında imzalanan 4,6 milyar avroluk altyapı finansmanına ilişkin kredi anlaşmasına, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile birlikte şahitlik ettiklerini söyledi.

- "Muhtarlara çok iş düşüyor"

"Ülkemizin ve milletimizin geleceği için çok faydalı olduğuna inandığımız bu hizmetlerin mutluluğunu terör olaylarının gölgesi altında tam manası ile yaşayamadığımızı da özellikle belirtmek isterim. Kimse şu hizmet siyasetini değerli kardeşlerim değerlendiremiyor" diyen Erdoğan, bundan dolayı muhtarlara çok iş düştüğünü kaydetti.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biz hizmet siyasetine mi önem vereceğiz yoksa teröre mi? Terörü, biz ne yapacağız yapacağız, Allah'ın izni ile diz çöktüreceğiz. Bundan hiç endişeniz olmasın. Şehitlerimiz tabii ki bizim kanayan yaramız ama şunu bilin ki bir milletin zaferinin altında şehitler yatmaktadır. Bir milletin geleceğinin altında hep şehitler yatmaktadır. Onun için İstiklal Marşımızdaki 'şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varımı alsın da Hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda' diyor. Bu vatan şehit kanları ile elhamdülillah yoğruldu bu hale geldi. Onun için onu bir kenara koyamayız ama biz şunu da biliriz; şehitlerimiz diridir. Ölü değildir ve peygamberlik makamından sonra en yüce makam orasıdır."

Erdoğan, Ankara'daki terör saldırısında hayatını kaybeden vatandaşların acısının tüm tazeliği ile içlerini yaktığını vurgulayarak, "Buna ilave olarak hafta içi ve hafta sonunda süren terör saldırılarında çok sayıda askerimizi ve polisimizi şehit verdik. Çarşamba günü Van'da, cuma günü Şırnak'ta 2 polisimiz, cumartesi günü Dağlıca'da 1 yarbayımız 1 üsteğmenimiz ve 2 astsubayımız, pazar günü Tunceli'de 2 askerimiz şehit edildi. Aslında terörün amacının Türkiye'yi işte bu gündeminden, yatırımlardan, hizmetlerden, projelerden uzaklaştırmaya yönelik olduğunu biliyoruz. Bunun için bir yandan terör ile kesintisiz bir mücadele içindeyken, diğer yandan ülkemizin ve milletimizin geleceği için hayati öneme sahip yatırımlarımızı, projelerimizi hassasiyetle takip ediyoruz. Ülkenin ve milletin geleceği için elzem olan, gerekli olan bu çalışmaları terk edersek asıl o zaman şehitlerimizin aziz ruhlarını, muazzep edeceğimizi biliyoruz. Onun için durmayacağız, yılmayacağız. Hem terör ile mücadele edeceğiz hem de Türkiye'nin kalkınması ve büyümesi için çalışacağız" dedi.

- "Ezanlarımızı susturamayacaksınız"

Erdoğan, her iki mücadeleyi de birlikte yürütecek ve birlikte başarıya ulaştıracak güce, azme ve kararlılığa sahip olduklarını işaret ederek, "Buradan Türkiye'yi rotasından çıkarmak hedeflerinde bulunan ve o hedefe yürümek için tüm güçlerini kullanan iç ve dış çevrelere bugün sesleniyorum. Bugün aynı zamanda biliyorsunuz muhtarlar günü. Bu muhtarlar gününde sesleniyorum. Onlara diyorum ki başaramayacaksınız. Kardeşliğimizi bozamayacaksınız. Bayrağımızı indiremeyeceksiniz. Ezanlarımızı susturamayacaksınız. Bizi 2023 hedeflerimizden vazgeçiremeyeceksiniz. 2053 ve 2071 vizyonlarımızdan uzaklaştıramayacaksınız. Bizim için kurduğunuz tuzaklara inşallah siz düşeceksiniz. Bin yıllık vatanımızda bizi parya durumuna düşüremeyeceksiniz. İstiklalimize ve istikbalimize sonuna kadar hep birlikte sahip çıkacağız. Umudumuzu asla kaybetmeyeceğiz. Çünkü bizim inancımıza göre ümitsizlik küfür alametidir. Üstad Necip Fazıl'ın dediği gibi 'Yarın elbet bizim, elbet bizimdir. Gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir' diyor" diye konuştu.

- "Demokrasilerde muhalefet ve eleştiri olmazsa olmaz bir unsur"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasilerde muhalefet ve eleştirinin olmazsa olmaz bir unsur olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

"Muhalefetin ve eleştirinin sadece siyasi partilere mahsus olmadığını aydınların ve akademisyenlerin de bu hakkının olduğunu biliyoruz. Nitekim ülkemizde çok partili dönemde her iktidarın karşısında hem siyasi hem sosyal olarak bir muhalefet mutlaka bulunmuştur. Fakat burada herkesin dikkat etmesi gereken çok önemli bir ayrım hassas bir nokta var. Hiçbir muhalefetin kendi ülkesine kendi toplumuna karşı olma, hatta düşmanlık yapma hakkı yoktur. Bunu söylerken iktidar partisinin veya herhangi bir partinin bir kurumun görüşlerini icraatlarını eleştirmekten, bunlarla ilgili görüşleri ifade etmekten bahsetmiyorum. Bunun herkesin en tabii hakkı olduğunu peşinen zaten ifade ettim. Burada dikkati çektiğim husus, kendi ülkesine ve kendi toplumuna karşı husumet derecesine varan bir muhalefet anlayışıdır. Ülkemizde hükümeti ve devlet kurumlarını eleştirmek adına terör örgütlerini, bölücü örgütün güdümündeki siyasi organizasyona ki bakınız parti demeye dilim varmıyor bunun için organizasyon diyorum, bu tür yapılara destek vermeyi, muhalefet adı altında meşrulaştırmaya çalışanlar var. Birtakım medya kuruluşları, akademisyenler, siyasetçiler işi gücü bırakmış terör örgütünün ve onun güdümündeki siyasi organizasyonun propaganda makinesi haline dönüşmüştür. Bunun demokrasi ile en küçük bir ilişkisi yoktur."

(sürecek)

Haber Ara