Dolar

32,2667

Euro

34,7535

Altın

2.400,78

Bist

10.247,75

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (2)

'Fırat Kalkanı Harekatı'nın ardından, Türkiye, buradaki güvenlik risklerine ilgisiz kalacak ya da burada angaje olmayacak gibi bir mana çıkartılmamalı. Tam tersine şu anda fiilen de bu bölgedeki güvenlik tedbirlerimiz en üst düzeyde devam etmektedir'- '(Barzani'nin bağımsızlık referandumu açıklaması) Biz bunun yanlış bir adım olacağını düşünüyoruz. Hele ki Irak'ın içinden geçtiği şu kırılgan

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-03-31 17:28:35

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (2)
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, "Fırat Kalkanı Harekatı'nın ardından, Türkiye, buradaki güvenlik risklerine ilgisiz kalacak ya da burada angaje olmayacak gibi bir mana çıkartılmamalı. Tam tersine şu anda fiilen de bu bölgedeki güvenlik tedbirlerimiz en üst düzeyde devam etmektedir." dedi.

Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde medya mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Özellikle son dönemde İçişleri Bakanlığı, emniyet güçleri ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin yürüttüğü terörle mücadele operasyonları çerçevesinde çok önemli mesafeler katedildiğini aktaran Kalın, vatan müdafaası için çok yoğun bir mücadele veren bütün güvenlik birimlerine teşekkürlerini iletti.

Kalın, Doğu Anadolu ve Güneydoğu'da bölücü terör örgütü PKK'nın etkin olduğu bölgelerde operasyonlar sayesinde vatandaşların ciddi bir nefes aldığını dile getirdi. Mücadelenin bir terör örgütü ve onun uzantılarına karşı verildiğini vurgulayan Kalın, "Sayın Cumhurbaşkanımızın siyasi kariyeri boyunca altını ısrarla çizdiği bir hususu bu vesileyle hatırlatmak istiyorum. Bölücü terör örgütü ile Kürt vatandaşlarımız arasında çok kesin, net bir ayrım yapıyoruz. Bunlar terör örgütleridir, terör örgütleri mensuplarıdır ve asla Kürt vatandaşlarımızı ve kardeşlerimizi temsil etmezler." diye konuştu.

Türkiye'de, Suriye'de, Irak'ta yürütülen terörle mücadele operasyonlarının asla Kürtlere dönük olmadığına işaret eden Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yarın Diyarbakır'da yapacağı konuşmada da bu çerçevede mesajlar vereceğini bildirdi.

- FETÖ ile mücadele

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Fettullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadelenin yoğun bir şekilde devam ettiğini belirterek, şöyle devam etti: "15 Temmuz darbesi püskürtüldüğü ve bu yapı Türkiye'de çökertildiği halde bunların özellikle yurt dışında ne tür kumpasların, karalama kampanyalarının içerisinde olduğunu hepimiz biliyoruz. Türkiye içerisinde imkan ve kabiliyetleri tükenen bu ihanet, işgal şebekesi, FETÖ terör örgütü şimdi elindeki imkanları yurt dışında harekete geçirmek suretiyle Türkiye'ye karşı birtakım kampanyalar yapmaya çalışıyor. Şunun da altını çizmek isterim ki, dünyanın neresinde olursa olsun bu ihanet şebekesine karşı mücadelemizi her platformda devam ettireceğiz. Bundan hiç kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın."

- Fırat Kalkanı Harekatı

Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı sonrasında Fırat Kalkanı Harekatı'nın sonuçlandığının açıklandığını hatırlatan Kalın, Türkiye'nin imkan ve kabiliyetleriyle, özellikle Suriye sınırında terörden arındırılmış bir güvenli bölge oluşturulması amacıyla 24 Ağustos 2016'da başlatılan harekatın, 29 Mart 2017 tarihi itibarıyla başarıya ulaştığını kaydetti.

Kalın, bu süreçte Türkiye'nin Cerablus'tan El Bab bölgesine kadar yaklaşık 2 bin 100 kilometrekarelik alanı DEAŞ ve diğer terör unsurlarından tamamen temizlediğini aktararak, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Bununla tabii birçok gerçek ortaya kondu. Yani 'DEAŞ ile mücadelede YPG/PYD en etkili tek güçtür' efsanesi çöktü. Bu bölgelerde Cerablus'ta, Azez'de, Rai'de, El Bab'da oranın kendi vatandaşları buralara dönmeye başladılar. Orada güvenlik operasyonlarından sonra da yoğun bir yeniden yapılandırma faaliyeti devam ediyor.

Fırat Kalkanı Harekatı'nın ardından Türkiye, buradaki güvenlik risklerine ilgisiz kalacak ya da burada angaje olmayacak gibi bir mana çıkartılmamalı. Tam tersine şu anda fiilen de bu bölgedeki güvenlik tedbirlerimiz en üst düzeyde devam etmektedir."

Kalın, Türkiye'nin hem BM Sözleşmesi'nin 51'inci maddesi çerçevesinde hem de kendi güvenlik önceliklerine atıfla sınır bölgesi ve diğer alanlarda terör örgütlerine karşı etkin bir mücadeleyi bundan sonra da devam ettireceğinin altını çizdi.

- "Ezan-ı Muhammedi dünyanın hiçbir yerinde hiç kimseyi rahatsız etmez"

Kalın, İsrail'de hoparlörle ezanın yasaklanması sürecine ilişkin de, "Bunu diplomatik kanallardan da İsrail tarafına ilettiğimiz halde maalesef hoparlörle ezanın yasaklanması sürecinin devam ettiğini görüyoruz. Komisyonlarda yapılan müzakerelerin devam ettiği, ikinci aşamaya geçildiğine dair haberler ulaştı bize." şeklinde konuştu.

Böyle bir uygulamanın kutsal topraklarda Ezan-ı Muhammedi'nin yasaklanması anlamına geldiğini ve bunun kabul edilmesinin mümkün olmadığını aktaran Kalın, şöyle devam etti:

"Bu aynı zamanda İsrail topraklarında yaşayan Filistinliler, Müslümanlar, diğer Araplar için de kabul edilemez bir durumdur. Umarız İsrail bu hatasından en kısa sürede vazgeçer. Bu yasağın gece sessizliği ya da huzuruyla alakası yok. Ezan-ı Muhammedi dünyanın hiçbir yerinde hiç kimseyi rahatsız etmez. Bu yasa tasarısını getirenler de bundan rahatsız olmasınlar çünkü Ezan-ı Muhammedi barışa, selama, huzura davettir. Umarız bu hatalarından en kısa sürede dönerler."

Kalın, dün Batı Şeria'da Nablus yakınlarında yeni yerleşimci bölgelerinin onaylanmasına yönelik de, "Bunu da özellikle iki devletli çözüm sürecine vurulmuş bir balta olarak görüyoruz. Bu ne Filistin- İsrail ihtilafına bir katkı sağlayacaktır ne de herkesin faydasına olan bölgesel barış, huzur ve istikrara katkı sağlayacak bir adımdır. İsrail yönetimine de bu uygulamalardan bir an önce vazgeçme, geri dönme çağrısında bulunuyoruz." değerlendirmesini yaptı.

- "Şu anda bir mücadele ve çalışma devam ediyor"

Kalın, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bir basın mensubunun, "Bundan sonra Fırat Kalkanı Harekatı bölgesinde nasıl bir planlama olacak? Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının çekilmesi söz konusu olacak mı?" sorusu üzerine Kalın, şunları kaydetti:

"Başından beri Fırat Kalkanı Harekatı'nın gerekçesi, Suriye'nin toprak bütünlüğü içerisinde buradaki terör sorununun çözülmesiydi. Biz bu amaçla Fırat Kalkanı Harekatı'nı geçen yıl başlattık. Hedef aynıdır. Bu güvenlik konusu aynı ehemmiyetle bizim için de Suriyeliler için de devam etmektedir. Dolayısıyla bundan sonra alınacak tedbirler, uygulanacak yeni bir hareket veya benzeri bir adım tabii ki planlanır. Şu anda benim askeri, operasyonel detaylara girmem doğru olmaz. Bununla ilgili açıklamayı Türk Silahlı Kuvvetlerimiz yapar. Zaten sahada şu anda bir mücadele ve çalışma devam ediyor. Hem yeniden inşa hem de güvenlikle ilgili tedbirlerin devam ettirilmesi anlamında."

Kalın, bu konuda nihai hedeflerinin terör belasından hem Türkiye'nin sınır bölgelerinde yaşayanların hem de Suriyelilerin kurtulması olduğunu dile getirdi.

- "Yanlış bir adım olacağını düşünüyoruz"

Kalın, "Barzani'nin bağımsızlık referandumu açıklaması"na yönelik soru üzerine ise "Biz bağımsızlık referandumu meselesini daha önce Kürt Bölgesel Yönetimi yetkilileriyle çeşitli vesilelerle konuştuk. Biz bunun yanlış bir adım olacağını düşünüyoruz. Hele ki Irak'ın içinden geçtiği şu kırılgan süreçte, hem DEAŞ ile mücadele hem bizim PKK ile yürüttüğümüz mücadele bağlamında, bu kadar güvenlik risklerinin had safhada olduğu bir dönemde böyle bir konunun gündeme getirilmesini biz doğru bulmuyoruz." dedi.

Irak'ın etnik ve mezhebi çizgiler, kimlikler etrafında bölünmesi ya da parçalanmasına yönelik bir adım atılmasının Irak ile sınırlı kalmayarak başka bölgelere de yayılacağına işaret eden Kalın, bunun faturasını herkesin ödeyeceğini aktardı.

Kalın, bu konuda daha soğukkanlı, rasyonel, yapıcı, bütün bölgenin hassasiyetlerini dikkate alan bir değerlendirilme içerisine girilmesi gerektiğini belirtti.

Kerkük'te resmi binalara IKBY bayrağı asılmasına yönelik de Kalın, "Biz bunun da yanlış olduğunu ifade ediyoruz. Bunu ilgili makamlara da ilettik. Bu sadece Kerkük civarında değil, bütün Irak sathında, başka bölgelerde etnik temelli veya başka gerekçelerle yeni gerginlik alanlarının doğmasına neden olur. Beklentimiz oradaki yetkililerin bu uygulamadan bir an önce vazgeçmeleridir." ifadelerini kullandı.

(Sürecek)


Haber Ara