Kılıçdaroğlu, İzmir'in Dikili ilçesinde konuk olduğu Star Tv'nin ana haber bülteninde, CHP'nin bu seçim kampanyasında "Atatürkçülük ve laiklik vurgusundan kaçınarak, ekonomik vaatlerde bulunmasının yansımasının nasıl olduğu" yönündeki soruya, son derece olumlu dönüşler aldıkları yanıtını verdi.
Bu tespitin sadece miting alanlarından elde edilmediğini, il ve ilçelerdeki partililerin kahvehanelerde ya da direkt vatandaşlarla yaptıkları görüşmelerinde bu izlenimlere ulaştığını söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bütün il ve ilçe başkanlarımız şunu söylüyorlar; 'artık vatandaşa gittiğimizde, kahveye gittiğimizde, onların sorunlarına dokunacak söylemlerimiz var'. Onların dertlerine nasıl çözüm üreteceğimizi, onlara anlatıyoruz çünkü karnı aç olan adama neyi anlatacaksınız, önce onun karnını nasıl doyuracağını anlatacaksınız. Bir taşeron işçisini düşünün, 'yarın işime gidecek miyim, gidemeyecek miyim' diye kaygı içinde. Güvence vermedikten sonra siz neyi anlatacaksınız bu kişiye? Veya 6 milyon 250 bin işsizimiz var, işsizlik bu kadar büyük boyutlardayken siz ona kalkıp da neyi anlatacaksınız? Biz doğrudan doğruya sorunu olan kitlelere, sorunlarını nasıl çözeceğimizi uzun uzun da değil, birer cümleyle önüne koyduk. Dedik ki, 'sizin sorununuzu biz böyle çözeceğiz'. Zaten dikkat ederseniz iktidar partisi de diğer partiler de bizim çözümlerimize, 'efendim bunlar olmaz' demiyorlar, 'nasıl yapacaksınız' diyorlar ama biz yapacağız. Hiç kimsenin endişesi olmasın."
-"CHP'nin oyları HDP'ye kayar endişeniz var mı"
Kılıçdaroğlu'na, CHP'nin oylarının HDP'ye kayacağı yönünde değerlendirmelere ilişkin 19 gün önce katıldığı bir yayında, "CHP bir Kızılay kuruluşu değildir, dolayısıyla CHP'ye oy verecek vatandaşlar, vermelidir" sözleri hatırlatılarak, "Seçime 38 saat kala CHP seçmeninin oyunu HDP'ye atacağı kaygısı taşıyor musunuz?" sorusu yöneltildi. Kılıçdaroğlu ise şu karşılığı verdi:
"Herhangi bir kaygı taşımıyorum. Sandığa giderken her yurttaşımın düşünmesini istiyorum. Ülkenin içinde bulunduğu şartlara baksın. Ülkeyi içinde yaşadığı istikrarsız tablodan, savurgan tablodan kim kurtarır, çıkarabilir? Seçim bildirgelerine baksınlar. Kim insandan, yoksuldan, ezilenden, üretenden, özgürlükten, barıştan yanadır? Hepsine baksınlar. Hepsini bizde görecekler. O nedenle ben bütün yurttaşlarıma söylüyorum, geçmişte hangi partiye oy verdiyseniz, başımın üstüne, hiç itirazım yok ama Türkiye 7 Haziran'da yeni bir başlangıç yapmak zorundadır. Ekonomide istikrara ihtiyacımız var, istikrar yok. Güvene ihtiyacımız var, güven yok. Dış politikada onurlu bir duruşa ihtiyacımız var. Dış politikada bütün komşularımızla sorunlu hale geldik, Avrupa'da benzer bir tablomuz var. Avrupa'nın bütün ülkeleri, Türkiye'nin geleceğinden kaygı duyuyorlar."
- "Yüzyılın Projesi"
"CHP'nin "Yüzyılın Projesi" olarak açıkladığı projeye, 'çok uzun vadeli ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun kitabından intihal olduğu' eleştirileri getirildiği hatırlatılarak, projenin beklenen yankıyı bulup bulmadığı" sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Yüzyılın Projesi, onların düşünmeyi dahi hayal edemedikleri bir proje" dedi.
Kılıçdaroğlu, projenin hayata geçirileceği yerin belirli olmaması eleştirilerine karşılık, "yeri özellikle belirlemediklerini" ifade ederek, şöyle devam etti:
"Siyasetçi yeri belirlemez. Bu bir ekonomik projedir, dolayısıyla bu sadece bizim belirlememizle saptayacağımız bir alan değil. Uluslararası kuruluşlar, iktisatçılar, maliyeciler, finansçılar bir araya gelecekler, 'mega kentin şurada kurulması gerekiyor' diyecekler ve biz orada kuracağız. Çünkü buraya 40 milyar dolarlık kamu yatırım yapacak, özel sektörün yatırımı da 160 milyar dolar olacak. 200 milyar dolarlık bir süreç. Bu arada, proje dendiği kadar çok uzun vadeli bir proje değil. 2017'de kazmayı vuracağız zaten. 2020'den itibaren katma değer yaratacak dolayısıyla proje Türkiye'nin iki önemli üstünlüğünü avantaja dönüştüren projedir. Genç nüfusumuz var, coğrafi üstünlüğümüz var. Bu iki üstünlüğü avantaja dönüştüren bir projedir. Trabzon Limanı'nı, Samsun Limanı'nı, İskenderun Limanı'nı, Mersin Limanı'nı birbirine bağlayacak ve dolayısıyla Türkiye'yi küresel ekonominin çok önemli bir aktörü haline getirecektir."
(Sürecek)
